Beşinci mektup

Ankara, Ocak 2001

Yeni yılın sana ve çevrendeki insanlara mutluluklar getirmesi dileğiyle merhaba Recai...

Bugünlerde nelerle uğraştığını bilmiyorum ama şu anda, sana yazarken aklıma gelen bir düşüncemi aktarmak istiyorum. Eğer sana da mantıklı gelirse, hoş olur. Sana uygun gelmezse, canın sağ olsun...

Böyle işlerde sanatçının benimsemesi, konuya ısınması önemlidir. Ama ben sana güveniyorum. Başlarsan güzel bir çalışma olacağına inanıyorum.

Söyleyeceğim şu: Hani epeydir ben ekip arkadaşlarımla birlikte Cumhuriyet dönemi eğitimini araştırıyoruz ya. Burada iki isim; zeki, çalışkan, atılımcı oluşuyla, Atatürk’e yakınlığıyla dikkat çekiyor.

3 yıl 10 günlük Maarif Vekilliğine çok şey sığdıran Mustafa Necati ve onun maarifteki atılımlarını artırarak sürdüren, geliştiren; 7 yıl 7 Ay 7 Gün Milli Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Âli Yücel...

Aktif bir Kuvayi Milliyeci olarak yurt savunmasına katılan Mustafa Necati, Mübadele İmar-İskân, Adalet, Maarif vekili olarak çok önemli işler yapar... 140.000 dolayında göçmenin yerleşim sorunlarını çözer. Şeri mahkemeler onun döneminde kaldırılır. Adalet mekanizmasının bugünkü yapıya kavuşmasını o sağlar.

31 yaşında Maarif vekili olan Mustafa Necati, ne yazık ki 35 yaşında aramızdan ayrılır.

Öğretmen okulları açılır, öğretmenlik meslek olur onun döneminde. Harf devrimi onun zamanında yapılır yine. Millet Mekteplerinin teşkilatlanmasını o sağlar...

Bu güzel insan, 1 Ocak 1929’da, tam da Millet Mekteplerinin açıldığı gün aramızdan ayrılır. Genç Maarif Vekili Mustafa Necati’nin ölümü Atatürk’e gözyaşı döktürür...

1938 yılının son günlerinde Hasan Âli Yücel Milli Eğitim Bakanı olur.

Onun zamanında Köy Enstitüleri kurulur. Yeni okullar açılır, üniversiteler kurulur. Âşık Veysel gibi alanında yetenekli pek çok değerli insana Köy Enstitülerinde öğretmenlik görevi verilir.

1939 Mayısının ilk günlerinde 10 yıllık Neşriyat Sergisi açılır. Birinci Türk Neşriyat Kongresi toplanır.

Aynı yıl Hasan Âli’nin başkanlığında Birinci Maarif Şurası toplanır.

1. Devlet Resim ve Heykel sergisi açılır. 6 yıl gibi kısa bir zaman diliminde 500 dolayında eser tercüme edilir. Türk okuru doğu ve batı klasikleri ile tanışır. Sanat Ansiklopedisi aynı dönemde yayınlanır.

Cebecideki o güzelim binada Konservatuar kurulur.

Coğrafya Kongresi toplanır.

1946’da, Birinci Beden Eğitimi ve Spor Şurası toplanır.

Bütün bunlardan başka, yazılar yazar, kitaplar hazırlar Hasan Âli. Müzikle de uğraşır...

Devlet adamı, yazar, ozan, felsefeci, sanatçı, “İyi Vatandaş İyi İnsan” Hasan Âli ne yazık ki, 1961 Şubatında, bir arkadaşının sobalı evinde hayata veda eder...

Bütün bunları sana niçin aktarıyorum Recai?...

Bunları herkesle konuşmak mümkün mü?

Sanırım bunları anlayacak insanların sayısı günümüzde çok fazla değil.

Seninle paylaşmak istedim bir. Bir de, bu iki bakanla ya da yaptıklarıyla ilgili senin resim yaptığını düşünüyorum da. Bir efsanenin resimle anlatılması kim bilir ne hoş olur...

Aklıma geldi, yazdım sana. Gerisi sana kalmış Recai. Bir düşün bakalım...

Kararın ne olursa olsun, haberleşmeye, yazışmaya devam edeceğiz...

Bu arada, kameraman arkadaşım Mete’nin de sana selamı var.

Hep haberleşmek, yine görüşmek üzere Recai...

Not: Çekim bantlarımızdan kimi görüntüleri Mete bilgisayar ortamına aktardı. Onlardan da çıkış aldık. Bunları Habip ve diğer ilgili arkadaşlara göstereceğim. Haberin olsun. Birkaç örnek de sana gönderiyorum. Hoşça kal...

Fuat OVAT