Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Betül Arım Hanımefendinin kamuoyuna yazdığı mektuba cevaben..

Betül Arım Hanımefendinin kamuoyuna yazdığı mektuba cevaben..
 

Bir Gün Sonrası..


Betül Arım Hanımefendinin Kamuoyuna Yazdığı Mektuba Cevaben..

Annem(!)..

Ben otuzlu yaşlara merdiven dayamış üniversiteyi bitirmek üzere olan bir Anadolu genciyim.

Yazdığın mektubu okudum. İçim baya ezildi doğrusu! Hani gerçekten oğlunuza fazlaca yüklenilmiş olabileceğini düşündüm. Sonuçta oğlunuzu şahsen tanıyıp bilenlerden değilim. 90’lı yılların sonunda yayınlanan ve bir sivil polisin hayatının yansıtıldığı “Memoli” karakteriyle tanıdım oğlunu.

Öyle samimi ve öyle sevecendi ki; hani gazetelerin veya TV’lerin yansıttığı gibi polislerin öcü olmadığını ondan öğrendim. Malumunuz o tarihlerde çocuk olduğum için canlandırdığı karakteri hala hatırlıyorum. Ve öyle sanıyorum ki bu karakteri canlandırabilmesi için bir polisin nelerle yükümlü olduğunu veya hangi durumlarda neler yapması gerektiğini gerçek bir polis aracılığıyla oğlunuz öğrenmişti.

Mektubunuzda bahsetmişsiniz ‘Sosyal medyayı çok kullanan biri olmadığım için’ diye, benim aram iyidir. Fazlasıyla da ilgiliyimdir. O yüzden her yazılana itibar etmemeyi bir şekilde öğrendim. Ve size ara not düşmek istiyorum, genç dediğimiz nüfusun neredeyse tamamı, şu aralar televizyonda gördükleri karakterlere özenti içindedir. Malumunuz, kendisini çizgi film karakteri ‘Pikachu’ sanıp balkondan atan bile olmuştur. O nedenle yine belirtmeliyim ki oğlunuz gibi sevecen bir insanı takip eden pek çok insan mevcuttur ve bunların neredeyse tamamı ağzından çıkacak iki cümleye bakar!

Kısa bir süre öncesine kadar ben de takipçisiydim. Sonuçta sanatçı insan ne diyeceğini iyi bilen insandır. Nerede olacağını ayırt edebilendir, konuştuğunun ve yaptığının ardında durandır. Ama bazı zamanlar vardır ki güneş kenara çekilince beyazda grileşme olur. İşte ben ona denk geldim ve çıktım arkasından. Fakat, hep sordum kendime ‘Neden? Neden böyle bir şey yapsın.’

Annem(!)..

Hani demişsin ya onu tanıyanların hepsine sorsa anlardı diye, kime soracağımı şaşırdım ben de ilk elden sizden duymak istedim.

Neden bir insan, gözde bir sanatçı, tanınmış bir kimse olarak ya da kendisini çok seven onlarca insanı peşinden bir cümleyle sürükleyebileceğini bildiği halde kalkıp da: "Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı? Hadi gel" diye çağrıda bulunur ki?

Hem de bildiği başta dedim ya, kendisinin tanınmasında en büyük öncülük etmiş olan sivil polis karakterine dair bilgi sahibi olan bir kimse olarak; neden böyle bir şey yapar ki?

Neden yürüdüğü yolda haklı arayışları olabilecekken devletine, milletine başkaldırı çağrısı yapar ki?

Neden insanları pişman olacakları yollara sürüklemek için ses çıkarır ki?

Neden, neden?

Dedim ya, ben bir Anadolu genciyim ve anlamam siyasetten falan. Sevdiğimi bağrıma basarım sevmediğime tekmeyi! Bu yıllarca böyle olmuş zaten, bakarsan eğer Atatürk ilk direnişe dahi Anadolu’nun bağrında başlamıştır. Ulu Önder’den daha mı iyi biliyor ki Avrupa’da Taksim’in göbeğinde böyle bir harekete öncü oluyor?

Hani dediniz ya, onu tanıyanlara sorsalardı, ve eminim ki sizden iyi tanıyan yoktur oğlunuzu. Cevabını veremeyeceğinize emin olduğum bir tek sorum var: Mesele sadece Gezi Parkı değilse benim O’nun söylediklerinden anlamam gereken neydi?

Ve Neden?

Kadir İmdat (19.06.2013)

 
Toplam blog
: 6
: 529
Kayıt tarihi
: 20.04.11
 
 

..