Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '09

 
Kategori
Tarih
 

Beyaz lale

Beyaz lale
 

mehmet ipçioğlu kolleksiyonundan


Kentlerin merkezden banliyölere uzanan uzanan alanlarında adeta lale çoşkusu yaşanıyor.

Şehre girişteki ana arterlerden tutun da geniş kavşaklara parklara bahçelerde açan laleler tarifi mümkün olmayan doyumsuz bir zevk sunuyor seyredenlere.

Lale denilince ilk bakışta bir devre adını veren İstanbul gelse de aklıllara,
Bir rivayete göre de Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Horasan erenleri tarafından getirilmişitr Anadolu'ya laleler.

Sonuçta ister Orta Asya'dan gelsin, isterse Anadolu'nun bağrından neşvü nema bulsun, Hollandalıların değil özbeöz Türk'ün çiçeğidir laleler.

İnsanoğlunun kültür ve estetik dünyasının ufku kadar her çiçeğin bir anlam genişliği varıdr.

Güllere zambaklara menekşelere karanfillere hatmilere bin bir türlü pozitif anlam yüklenir şiirin edebiyatın sanatın derin vadilerinde..

Lale öyle midir peki?

Lale büsbütün ayrı tutulur bunlardan. Güller karanfiller ilahi bir izdüşümle niyazdar bir çağrışım yaptırırken zihinlere laleler cezbedar görünümüne karşın kısacık süren ömürleriyle bir veda busesi bile koyamadan ayrılan sevgili misali hem nazdar hem sitemkar bir iz bırakır gider muhallilerde..

Bir o kadar da değişik anlamlar yüklenir zihinlere lale denilince.
Bu kısa süreli görsel zenginliğe karşı olanlar için bir çılgınlık, bir tutku, bir zenginlik alametidir laleler.; gönül dünyası çoşan sevgililer için ‘tanrının seçilmiş çiçeği’dir, Zahidler için ise boş bir hevestir lale tutkusu...

Neticede kim ne düşünürse düşünsün renkleriyle, güzelliğiyle çekici ve her insanın gönlünde apayrı bir yeri olan çiçektir lale.

Hiçbir çiçekte olmayan insanı aurasına alıp kısa bir müddet için bile olsa hükümetleri yerel yöneticileri dahi kendine tutsak eden büyüsü kadar
Orta Asya’da başlayıp, Anadolu’da zirveye ulaşan ve bugün Avrupa’da devam eden lâlenin öyküsü de bir o kadar etkileyecidir. Diğer yandan bir milletin Doğu’dan Batı’ya uzanan macerasının en canlı kanıtıdir lalenin bu serüveni.
Lalenin Patrona Halil'le gelen acı sonu ile Orta Asya'dan gelip Anadolu'yu vatan tutan alp erenlerin torunları olup evlad-ı fatihan adıyla balkanları türkleştirerek islamla mayalandıran gazilerin ahfadının sonunun örtüştüğü hüzünlü bir ortak geçmiş gizlidir lalenin serüveninde.

Yıl 1912... Türk tarihinin en büyük felaketlerinden birinin yaşandığı günlerin başladığı yıl. Bu karanlık senenin 8 Ekiminde Karadağ Prensliği, ardından 18 Ekim’de Bulgaristan ve Sırbistan, birkaç gün sonra da Yunanistan Osmanlı'ya savaş açıyor. Hasta adamın başında gün sayan İngiltere Fransa ve Rusya’nın desteklediği gözü dönmüş caniler girdikleri yeri talan ediyor. Balkanlar cayır cayır yanıyor. Irz namus pây-i mal olmuş. Balkanlarda acımasız bir soykırım yaşanıyor. Türk milletini yok etmek için insanlık dışı her türlü vahşet uygulamaya konuluyor.

Bu günlerde Serez'e giren Bulgar komitacıları taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmıyor. Erkeklerle yaşlı kadınları diri diri yaktıktan sonra bile hırsını alamayan bu vahşi yaratıklar, genç kadın ve kızları zevkleri için bir eğlence aracı olarak kullanmaya çalışıyor, direnenleri ise hunharca katlettikten sonra bedeni daha soğumamış olanlara tecavüz ederek nekrofili duygularını tatmin ediyorlardı.

Serez'de yaşanan bu vahşet milli edebiyatımızın usta kalemlerinden Ömer Seyfettin tarafından hikayeleştirmiştir.

Çocukluk yıllarıma rastlayan Beyaz Lale adlı bu öyküyü okuduğum zaman insanın ne denli aşağılaşabileceği gerçeği ile karşılaşmanın karışık ruh halini yaşamış, Binbaşı Radko adlı kuduz köpeğin hikayeye adını veren Lale adlı bölgenin en güzel kızına sahip olmak için verdiği uğraşlara rağmen bu iffetli Türk kızının teslim olmaktansa ölümü seçerek intihar edişi, ancak habis ruhlu pislik herifin genç kızın cesedine tecavüzü ruhumda telafisi imkansız derin izler ve yaralar bırakmıştı.

Osmanlı’nın çekilmesiyle Balkanlar’da Afrika’da Orta Doğu’da ne güller soldu, ne laleler çiğnendi…

Global Dünyanın modern toplumları Bosna’da Kosova’da Irak’da Afganistan’da Doğu Türkistan’da … beyaz lalelerin yürek parçalayan dramları karşısında sessizliklerini sürdürüyor.

Muhtemelen dedelerinden tevarüs eden sadist bir yaklaşımın tezahürü olarak bu manzaralardan zevk alıyorlardır.

İşte böyle dostlarım.
Lalenin insana zevk veren güzel görüntüsünün yanında, insanı hüzne boğan gizli bir hikayesi de vardır.

 
Toplam blog
: 79
: 717
Kayıt tarihi
: 30.12.07
 
 

1963 K. maraş doğumluyum. Bir kamu üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Muayyen zama..