Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '07

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

Beyaz ölüm

Beyaz ölüm
 

Avrupalı olmak, Avrupa da yaşamak bir çoklarının düşlerini süsler.Özellikle özgürlükler ülkesi diye bilinen ülkelerde...

Özgürlük –tartışmasız- insanın, hava kadar, su kadar gereksinim duyduğu kazanımlardandır.

Ama nasıl ki günde 8-10 litre su insana fazla geliyor, özgürlüğünde fazlası insan için, toplum için yarar yerine zarar getiriyor.

Dün akşam trt int de “Kırılma noktası” nın konusuydu Hollanda. Ve Hollanda’nın olduğu kadar birçok ülkenin de baş derdi olan sorunu uyuşturucu.

Program sunucusundan edindiğim bilgiye göre 16 milyon nüfuslu Hollanda’da “hafif uyuşturucu” serbest bırakılmış, eroin, kokain gibi ağır uyuşturucular için ceza uygulanıyormuş.

“Cafe shop” denilen dükkanlarda 5 gr a kadar uyuşturucu alınabiliyormuş. Amsterdam’da yüzlerle ifade edilen sayıda cafe shoplar varmış. Güya devlet 5 gr la sınırlandırmış. Bir dükkandan alan kişinin diğer dükkanlardan da aynı ölçüde zehiri toplamasının mümkün olduğunu devlet bilmiyor mu?

Bu durumdan dolayı Amerika, Belçika, Fransa gibi ülkeler Hollanda hükümetine kızıyorlarmış. Kendi vatandaşları da turist olarak oraya gidip kolayca uyuşturucu bulabildikleri için.

Satanlar da günlük yarım kg kadar bulundurabileceklermiş! Ama sunucunun dediği gibi satıcıların uyuşturucuyu nereden aldıkları bir soru işaretiymiş. Yani devlet; satıcıya “Al da nereden alırsan al, ben seni izliyorum ama görmüyorum” demeye geliyormuş bu durum.

Evlerde de bitkisi 3 kök yetiştirilmeye izin veriliyormuş. Halbuki –güya gizli olarak- evlerde özel hazırlanmış odalarda ev ortamında bitkisinin yetiştirilmesinin çok yaygın olduğu belirtiliyor.

Devletin savunması da şöyle; Yasak olunca, bağımlılar mafyanın eline, kadınlar uyuşturucu alabilmek için kötü yola düşüyorlar. Serbest olunca denetleme imkanına sahip olabiliyoruz.

Ekranda manken gibi güzel bakımlı kızların, gençlerin uyuşturucu kullandıklarını görünce, neden diye sordum. Böyle bir şeye neden ihtiyaç duyulur? Avrupa’nın “Laleler ülkesi” nin parasal sorunları olmayan, savaştan uzak, özgür, güzel insanı neyi eksik de onu, uyuşturucuda arıyor? Eşimin cevabı ki sanırım doğru cevap..."Hiçbirşeyin eksik olmaması, eksik olan" yani doyumsuzluk. Bizde de zengin çocukları aynı nedenden esiri olmuyorlar mı bu zehirin?

Her şey var. Ulaşmak isteyip de ulaşamadığı hiçbirşey yok. Tabii maddesel anlamda. Yaşamını kısıtlayan da yok, istediği her şeyi yapıyor. Ama sanırım eksik olan en önemli şey; sıcak bir aile ortamının, sorunlarla dolu olsa bile aynı sofrada aile fertlerinin toplanıp yemek yediği bir yuvanın içinde geçmemiş bir çocukluk dönemi.

Bizim toplumumuzda çocuk; çatışmalar, küskünlükler hatta dayak olayları içinde bile büyüse, anne-baba–kardeşlerinin kendisini sevdiğini, zor anlarında her zaman yanında olacaklarını bilir. Ailesi onun fırtınalı zamanlarda sığınacağı en güvenli limandır.

Ama sanırım bu söylediğim “parasının, malının hesabını bilmeyecek kadar zengin” olanlar için geçerli değil... Çünkü onlar, paranın; sıcak bir gülüşün, öpüşün yerini alabileceğini sanan bahtsızlar. "Face book" da şu günlerde gündemde olan; içkinin, rezilliğin son noktasına getirdiği kızların çoğunluğu sanırım, bu zümreden.

Hollanda’yı anlatan programı izledikten sonra bir kez daha “memleketim” dedim. Memleketim, Türkiye’m sen başkasın...

Bizi de kendilerine benzetmek isteyenler var. Ama başaramayacaklar. Bizim mayamız Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş’larla yoğrulmuştur...

ASLA BAŞARAMAYACAKLAR...

Sevgi ve selamlarımla....

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..