Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '08

 
Kategori
Eğitim
 

Beyaz sürgün

Yazarı: Seyyid Irmak

1982 yılında Karlıova kasabası Karlıdere köyüne bir öğretmen gelir. Köylüler ona, pek hoş bakmazlar. Köyün ileri gelenleri toplandığında, ona neden böyle davrandıklarını, daha önce köye gelen iki öğretmeni ve onların verdikleri zararları anlatırlar. Ardından, yeni gelen öğretmenle beraber kaç yaşındaki öğrencileri okula alacaklarını belirlerler. Ertesi gün öğrencileri okula kaydedip okulu tamir ederler. Okul, aslında muhtarın ahırıdır ve kullanılamayacak bir durumdadır. Binayı onararak kullanılabilecek bir duruma getirirler.

Okulun ilk günü Cemil öğretmen ders işlemez. Öğrencileriyle tanışır. Ama bir sorun vardır. Sorun, öğrencilerin çok fazla Türkçe bilmemeleridir. Cemil Öğretmen, el kol hareketleri de yaparak, kendini onlara anlatır. Öğleden sonraları ders işlemez. Çocuklar okula alışsın diye onlarla top oynar.

Hafta sonunda kasabaya gidip maaşını çeker ve çocukların kalem defter kitap gibi temel ihtiyaçlarını giderir. Okulda, çok fakir, babası ölmüş, Mehmet adında küçük bir çocuk vardır. Cemil Öğretmen, onunla ilgilenir.

Köylüler de Cemil öğretmeni benimserler. O, diğer iki öğretmene benzemez. Onlara çok iyi davranır. Onlara, geleneklerine ve kültürlerine saygılıdır. Çocuklara çok güzel ve faydalı bilgiler öğreterek, onlara okulu sevdirir. Köylüler ve öğrenciler bu durumdan çok memnundur.

Bir süre sonra kış gelir ve her taraf karla kaplanır. Uzun süredir kasabaya gidemeyen Cemil Öğretmen, kar yağışının durması halinde, hafta sonu kasabaya gitmeyi planlar. Kar yağışı durunca, kasabaya gider. İşlerini halledip geri dönerken, yolun yarısında kar yağışı başlar ve Cemil Öğretmen kaybolur. Köy, kasabaya çok uzaktır ve kasabaya gidebilecek doğru dürüst bir yol yoktur. Atın üzerinde dolanıp dururlar. Hava kararır ve kurtlar teker teker ortaya çıkar.

Cemil Öğretmen bir ağaca çıkarak hayatını zor kurtarır. Kurtlar atı parçalar. Hava çok soğuktur. Cemil Öğretmen bu şekilde ağacın üzerinde beklemeye başlar. Bu sırada muhtar Ramiz Ağa hala, öğretmenin dönmediğini fark edince meraklanır ve köylülerle onu aramaya koyulurlar. Bir süre sonra bulurlar. Böylece onu, hem donarak ölmekten, hem de kurtlara parçalanmaktan kurtarırlar. Cemil Öğretmen kendine geldiğinde, uzun süre bu şoku atlatamaz.

Yaz geldiğinde, köyün ileri gelenleri Hüseyin Ağa, Ramiz Ağa, Cuma Hoca ve Cemil Öğretmen, Bingöl Valisine, “Köye devletçe bir yol yapılmasının gerekliliği hakkında” konuşmaya giderler ve her şeyi anlatırlar.

Yazın okul tatile girdiğinde, Cemil Öğretmen köyde kalır ve köyde bir okuma yazma seferberliği başlatır. Köylüler, belki bu kısa süre içerisinde okuma yazma öğrenemez ama günlük hayatta işe yarayacak faydalı bilgiler öğrenirler. Yaz sonunda da vali vermiş olduğu sözü tutar. Köye kocaman kepçeler gelir ve köyün yolu yapılır.

Cemil Öğretmen, ikinci senesinde de bu ahırda ders işleyecektir. Buarada, sınıf mevcudu da kalabalıklaşır. Artık, on yaşından küçükler öğleden sonra, on yaşından büyükler ise öğleden önce okula geleceklerdir. Bu sorunu, geçici olarak böyle halleder Cemil Öğretmen. Ama köyün yeni bir okula ihtiyacı vardır. Bununla ilgili olarak, Cemil Öğretmen önce İlçe Milli Eğitim Müdürü ile sonra İl Milli Eğitim Müdürü ile konuşur. Okul yapımı için izin alınır. Okul yapılacak arazi belirlenir ve okul kısa sürede tamamlanır.

Birkaç gün sonra da okulun açılış töreni vardır. Bu yaz da Cemil Öğretmen ailesinin yanına gitmez. Zaten yakında okullar da açılacaktır. Fakat aldığı telgraf nedeniyle memleketine, evine gider. Çünkü annesi, vefat etmiştir. Birkaç gün evinde kalır. Sonra köye geri döner. Her zaman yaptığı gibi önce okula uğrar. Fakat gördüklerine inanamaz. O bembeyaz okul, şimdi siyahlar içerisindedir. Buna bir anlam veremez. Çünkü okulu, o yokken, caniler eşkıyalar yakmışlardır. Cemil Öğretmen bu manzara karşısında yıkılır. O yıl da o ahırda ders işlemeye başlar. Kısa sürede okul tamir edilir ve yeni okullarına geçerler.

Cemil Öğretmen, bu köye geleli beş yıl olmuş ve köyde çok şey değişmiştir. Cemil Öğretmen ilk mezunlarını verecektir. Mezun olan öğrenciler arasında Mehmet de vardır. Cemil Öğretmen, Mehmet’i ve birkaç öğrencisini Devlet Parasız Yatılı Sınavına girdirir. Sınavı, Mehmet ve iki arkadaşı kazanır. Cemil Öğretmen onları yerleştirir. Mehmet’in ihtiyaçlarını karşılar ve cebine de harçlığını koyar. Her kasabaya gelişinde, ile de uğrar ve Mehmet’in ihtiyaçlarını karşılar. Cebine de harçlığını koyar.

Yine bir sonbahar günüdür. Cemil Öğretmen, buraya gelişinin kaçıncı sonbaharı olduğunu hatırlamamaktadır. Öğrencilerini evlerine göndermiş, okulda bir şeylerle uğraşmaktadır. Kömürlüğün kapısını açınca, bir tüfek namlusuyla karşılaşır. İçeriden saçı başı dağınık bir adam çıkar. Daha sonra başka bir adam daha çıkar ve Cemil Öğretmenin gözlerini bağlayarak bir yerlere götürürler. Gözlerini açınca eşkıyaların başı olan eşkıya Bilo ile burun buruna gelir. Eşkıya Bilo, öğretmene hakaret ederek tartaklamaya başlar. “Niye köye okul yaptırdın? Niye köye yol yaptırdın?” diyerek bir taraftan da tartaklar. Cemil Öğretmen de ona karşılık verir. Eşkıya öğretmeni öldürmeye niyetlidir tam onu öldürecekken, köylüler Cemil Öğretmenin hayatını yine kurtarırlar ve onu götürürler. Öğretmen bu şoku da üzerinden uzun süre atamaz.

Cemil Öğretmenin yatılı okula yerleştirdiği öğrenciler mezun olurlar. Cemil Öğretmen, Mehmet’in öğretmen olmasına çok sevinir.

Yine bir bahar günü Cemil Öğretmen maaşını almaya gider. Maaşını aldıktan sonra İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne uğrar. Orada, Cemil Öğretmene, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gitmesi söylenir ve bir zarf verilir. Cemil Öğretmen, oraya gider ve Müdür Bey ile görüşür. Müfettiş gelmiştir. Müfettiş, cemil Öğretmene, “Bölücü örgüte destek vermekten ve irticai faaliyetlerde bulunmaktan dolayı şikayet edildiğini, ” söyler. Şikayet edenlerin de, köylüler olduğunu söyler. Öğretmen buna bir anlam veremez ve kendini savunduktan sonra köye döner.

Köye dönünce olanları muhtara anlatır. Muhtar böyle bir şey yapmadıklarını, onu şikayet etmediklerini söyler ve ertesi gün olanı anlamak için İl Milli Eğitim Müdürlüğüne beraber giderler. Ama müfettiş gitmiştir. Milli Eğitim Müdürü ile görüşürler, olanları anlatırlar. Müdür Bey müfettişi anlatır ve muhtar onun yıllar önce çocuklarını kötü şeyler öğrettiği için köyden gönderdikleri öğretmen Solak Zeki olduğunu anlar ve durumu anlatır.

Cemil Öğretmenin artık huzuru kaçmıştır. Yaz tatili yaklaşır. Milli Eğitim Müdürlüğüne gider ona sarı bir zarf verirler. Zarfta onun görevden ihraç edildiği yazmaktadır. Gözlerine inanamaz ve köye döner. Okullar tatil olana kadar görevine devam eder. Köylüler de onun gitmesini istemezler. Gitmemesi için ne isterse yapacaklarını söylerler. Fakat o gitmekte kararlıdır.

Yıllar önce at sırtında geldiği köyden, dolmuşla geri döner. Yıllardır bu köyde çok şey değişir. Otobüse biner ve evine, şehirleri dolaşarak gitmeye karar verir. Önce Diyarbakır’ı, sonra Urfa’yı gezer ve orada satıcılık yapmaya başlar. Kazandığı parayla bir de ucuza arsa alır ve buradaki işine devam eder. Fakat öğretmenliği çok özlemiştir. Yıllar önce Karlıdere köyündeki okulundan mezun ettiği ve öğretmen olduğunu duyduğu Mehmet’le karşılaşır. Mehmet onu öğretmen arkadaşlarıyla beraber kaldığı eve getirir ve özel okulda çalışan bir arkadaşıyla konuşarak, özel okulda öğretmenlik yapmaya başlar. Bu okulda ki öğretmenler sürekli toplanıp imkanlar olmadığından, okuyamayan öğrenciler için neler yapabileceklerini konuşurlar ve onlar için yurt yaptırmaya karar verirler. Herkes bir şeylerini feda eder. Kimi bir maaşını, kimi iki maaşını, kimi eşinin bileziklerini verir bunun için. Cemil Öğretmen de üç maaşını ve yıllar önce almış olduğu arazisini verir. Artık Cemil öğretmen diğer çocuklar için böyle küçük de olsa bir şey yapmaktan dolayı çok mutludur.

Romanın, Eğitim Öğeleri Açısından Değerlendirilmesi:

Öğretmen:Öğretmen nerede olsa fark etmez. Benim için önemli olan öğrencilere bir şeyler öğretmektir, ” diyen ve öğrencilerine en güzel şekilde eğitim veren, sadece öğrencileri değil velileri, yani köylüleri de eğiten bir kişidir. Öğretmen, köye geldikten sonra da köyde birçok değişiklik yapar. Köyde okul yokken okul yaptırır; köyün yolu yokken, köye yol yaptırır. Öğrencilerine olduğu kadar, köylülere de çok faydalı olur.

Öğrenci: Köydeki öğrencilerin birçoğu, daha önce köye gelen öğretmenler nedeniyle ya dağa çıkarlar ya da okuldan soğurlar. Cemil Öğretmen ile birlikte okulu severler. Sadece okulu sevmekle kalmazlar. Hayalleri de büyür. Önceden geçimlerini sağlamak için sadece çoban olmayı düşünürken, artık öğretmen olmayı düşünürler.

Yönetici: Köydeki bu okulun yöneticisi yoktur her şeyi Cemil Öğretmen’dir.

Çevre, araç gereç: Köyün bir okulu bile yoktur. Dolaysıyla, okulu bile olmayan bir köyün, araç gereci de olmaz. Okul ve gerekli araç gereçler, Cemil Öğretmen köye geldikten bir iki yıl sonra oluşmuştur.

Aileler: Cemil Öğretmen’den çok memnunlardır ve hepsi onu çok severler. Çünkü öğrencilere olduğu kadar, onlara da çok faydalı olur ve en azından okuma-yazmayı öğretir.

Sonuç:

İnsanları eğitim yoluyla değiştirmek güçtür ama imkansız değildir. Bu romanda, insanların değiştirilmesi çabaları ve bu uğurda karşılaşılan engeller anlatılır.

Esma Temel

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..