- Kategori
- Şiir
beyaza vurgun
Geçen yaz yine o bağ evine gittim.
Çok şey değişmişti bırakıp gittiğimizden.
Birlikte geçirdiğimiz gençlik günlerimizden.
Devrilmişti bir çoğu ağaçların.
Yeller esiyordu yerinde mor sümbüllü bağların.
Bir ağaç kalmıştı geriye.
Tanrıdan bana hediye.
Gövdesine adını kazıdığım
Dallarına adını haykırıdığım
Bir ulu çınar...
Canlandı anılar yeniden
Boğazıma düğümlendi hıçkırıklar aniden
Yaslı başımı o yaşlı ağaca yasladım
Düşündükçe seni ağladım
Ağladım işte hiç utanmadım
On altı yaşındaydın...
Hayatın baharındaydın...
İlk kavgam
İlk çakır keyif oluşum
İlk zevk alışımdın hayattan
Ben seni düşlerdim
Sen beyazı
Ben sana vurgundum.
Sen beyaza.
Öylesine severdin ki beyazı
Paptyalar içinde geçirdin o yazı
Öylesine vurgundun ki beyaza
Beyaz kefenin vurdu damgasını o yaza
Çok şey değişmişti bırakıp gittiğimizden.
Birlikte geçirdiğimiz gençlik günlerimizden.
Devrilmişti bir çoğu ağaçların.
Yeller esiyordu yerinde mor sümbüllü bağların.
Bir ağaç kalmıştı geriye.
Tanrıdan bana hediye.
Gövdesine adını kazıdığım
Dallarına adını haykırıdığım
Bir ulu çınar...
Canlandı anılar yeniden
Boğazıma düğümlendi hıçkırıklar aniden
Yaslı başımı o yaşlı ağaca yasladım
Düşündükçe seni ağladım
Ağladım işte hiç utanmadım
On altı yaşındaydın...
Hayatın baharındaydın...
İlk kavgam
İlk çakır keyif oluşum
İlk zevk alışımdın hayattan
Ben seni düşlerdim
Sen beyazı
Ben sana vurgundum.
Sen beyaza.
Öylesine severdin ki beyazı
Paptyalar içinde geçirdin o yazı
Öylesine vurgundun ki beyaza
Beyaz kefenin vurdu damgasını o yaza