Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '11

 
Kategori
Reklam
 

Beyin yıkama teknikleri

Beyin yıkama teknikleri
 

Eğer beynimizi ele geçirmenin sadece bir psikiyatr yardımıyla, bilinçli olarak ve tamamen kendi irademizle yapıldığını düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Aslında kitle iletişim araçlarını bir araç olarak kullanarak medya profesyonellerinin tüketicileri hipnotize etmekten başka yaptıkları bir şey yok. Teknoloji geliştikçe insanları ele geçirmek klon bireyler yaratmak giderek kolaylaşıyor. Bunu da “Subliminal Entertaintment” ile gerçekleştiriyorlar.  

Yani bu “Subliminal Entertaintment” dediğimiz şey ne demek; Sinema filmlerinde bir saniyede yirmi dört, televizyonda ise saniyede yirmi beş kare geçmektedir. Yani bizim gördüğümüz görüntüler o karelerin birleşmesinden meydana gelmektedir. Sinema da her yirmi dört kareden birisine ya da televizyonda yirmi beş kareden birine bir imge yerleştiriliyor. Bu iletiler saniyenin 1/3000’ kadar kısa bir sürede verildiği için göz bunu algılamıyor. Genellikle reklamı yapılmak istenen bir nesnenin hatta kişilerin bile olabiliyor, göz bu görüntüyü algılamıyor fakat beynimiz algılıyor. Mesela yiyecek ile ilgili bir ürünün bilinçaltı reklamı yapılıyorsa karnımız acıktığında bilinçsiz bir şekilde o ürüne yöneliyorsunuz veya sinemada bir film seyrederken ve filmin arasında birden canınız kola içmek istiyor. Buna kendi iradenizle karar verdiğini sanıyorsunuz ama olay o kadar masum bir şekilde gerçekleşmiyor ne yazık ki. Filmin ilk yarısında sizin beyninize filmi izlerken gönderilen mesajlardan yüzünden canınız kola içmek istiyor Tabiki insan reklamını gördüğü ürünü hemen gidip satın almaz fakat ihtiyaç duyulduğunda bilinçaltımızda saklı olan bilgilerden faydalanır... Bu olay sadece görüntülerden de ibaret değil bu bir ses bile olabilir. MP3 dosyaları gizli mesaj için idealdir. İnsan kulağı belirli frekans aralıklarındaki sesleri duyabilir Subliminal mesaj içeren bir MP3`ü kulağınızla dinlersiniz, ancak içindeki gizli mesajı beyniniz dinler.İnsan beyni tam bir kara kutu gibi olduğu için bebekliğimize dair anıları bile hala bilinçaltımızda bulunmakta fakat göz sürekli olarak etrafı taradığından bu bilgilerin yalnızca bir kısmını hatırlayabilmekteyiz.  

1900’lü yıllardan itibaren bilinçaltı insanları etkilemek için kullanılmaya başlıyor fakat 1950’li yıllarda ciddi olarak ilk Coco- Cola markası sinemalarda deniyor. Yirmi dört karenin bir karesini çıkararak büyük puntolarla ”DRINK COKE” yazılıyor fakat etkili bir sonuç görülemiyor daha sonrasında ise sadece ”COKE” yazılıyor ve bir artış fark edilmeye başlanıyor bunu da insanın bilinçsiz bile olsa direk verilen bir emri uygulamadıklarını fakat onlara seçenek sunarak çok daha başarılı olduklarını fark ediliyor. Bilinçaltı reklam bireye kendi özgür iradesini kullanıyormuş gibi hissettirse de tamamen beynimizin içine girip bizi yönetmeleriyle alakalı bir durumdur. Coco-cola da bu işin başlangıç kısmı olmuştur. Daha sonralarda reklamlarda, sinemalarda, dergilerde sıklıkla kullanılmaya başlanmaktadır. Bilinçaltı reklamlarda en çok iki nokta üzerine vurgu yapılmaktadır; “ölüm” ve “seks” ya da “cinsellik” Nedeni ise bilinçaltının “doğum” ve “ölüm” gibi zıtlıklara çok daha fazla duyarlı olması kısacası beyin bu iki olaya daha fazla tepki veriyor, bu yüzden de beyin ilk olarak algılanan o mesajları hatırlıyor bu da davranışlarımıza yön verebiliyor. Bu bilinçaltı mesajlar hayatımızın her yerinde beynimize işlenmekteler; Dergiler, sinema filmleri, diziler, tartışma programları tükettiğimiz bir çok kitle iletişim araçlarında kullanılmakta.Bunu tercih etmelerinin nedeni de açık açık uygulandığı zaman bu insanları yönlendirmiyor fakat bu yöntemle birey kendi iradesiyle hareket ettiğini düşünerek yapıyor. Amerika’da yasaklanmış olsa da ülkemizde bu olay denetlenmiyor.Aslında nasıl bir tehlike içinde olduğumuzun farkında bile değiliz. Sanal reklam yapıyoruz denilerek meşrulaştırılıyor. Özellikle seçim dönemi izlediğimiz tartışma programları şuan nasıl iktidar olabilir diye düşündüğümüz insanların nasıl seçildiklerini bir yandan da açıkça ortaya koymuş oluyor.  

Küçük çocukların televizyona ve dijital oyunlara bağımlı hale gelmeleri, bir film ya da diziyi izledikten sonra Cola içme isteğimizin bunlarla bir alakası olabilir mi sizce de? Önün geçebilme imkanımız sadece bu olayın yeterli derecede denetlenmesi ile mümkün, tabi ülkemizde bu şimdilik mümkün değil ama ben bu ütopya dünyasına birazcık da olsa inanmak istiyorum. En azından şimdilik engel olamasa da beynimizi oyuncak gibi kullandıklarını bilmekte ve biraz da artık bilinçli bir tüketici olmaya çalışmakta fayda var.  

Bilinçaltı mesajlar zaman zaman dikkatli gözle bakıldığında görülebilir ama yapılan tekniğe göre gözle görülmeyecek şekilde de hatta daha etkili olarak uygulanabilir.  

Örnek verecek olursak;  

Camel Sigarası; Camel’in logosunda kullandığı deve resminin sağ ayağında çıplak bir adam resmi bulunuyor. Yine Camel’in Smooth Karakter adlı tiplemesinde cinsellik tema olarak bilinçaltına kazınıyor. Bu erkeğin gücünü simgeliyor ve zaten markanın yaptığı çalışmalar da “tam erkek sigarası” olarak da kendisine hedef kitle olarak erkekleri belirliyor  

Kuzuların Sesizliği; Filmin afişi hem doğum-ölüm hem de cinselliği işliyor. Afişte yer alan kelebek figürü yenilenmeyi kurukafa ölümü temsil ediyor ve bu kuru kafa yedi çıplak kadından oluşuyor  

Eğer nasıl uygulandığını merak ediyorsanız linkler tıklayarak bakabilirsiniz.  

Bilinçaltı reklamları nasıl zihinlerimize kazıyorlar; http://www.vindir.org/reklamlari-zihnimize-nasil-kaziyorlar–279477.html 

17. saniye dikkat edin; http://www.izlesene.com/video/milliyet-gazetesi-bilincalti-reklam/2346229 

KFC reklamı; http://www.izlesene.com/video/kfc-reklami/2346219 

 
Toplam blog
: 2
: 8844
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

1989 yılında İzmir' de dünyaya geldim şu an Başkent Üniversitesi Halkla İlişkiler Ve Tanıtım bölü..