Beyler doktordan çekiniyor...

Araştırmalara göre erkekler, doktora gitmenin "zayıflık işareti" olduğu düşüncesini taşıyormuş. Bazı rutin test ve
taramalar için düzenli olarak doktora gitmesi gereken beyler, genellikle doktora gitmekten vazgeçiyor hep bir bahane uyduruyorlarmış.
Aslında mış diyorum ama bizim evde de canlı bir örnek olduğu için yakından biliyorum.

Erkekler kadınlara göre 6 yıl daha az yaşıyorlar...istatistikler böyle diyor ve bunun nedeni ise aslında çok enteresan...beyler doktorlardan çekiniyor!

Hani bizim maço erkeklerimiz var ya,doktora görünmekten adeta korkuyorlarmış.

Uzmanlar sebebi ne olursa olsun erkeklerin doktora başvurmaktan çekinmemeleri gerektiğini, zaten bu yanlış önyargılarının hepsinin doktor ofisinden içeri girdikten sonra ortadan kalkacağına işaret ediyorlar.Biz kadınlar anladık ama nedense beyler,erken teşhisin ne kadar önemli olduğuna bir türlü ikna olamadılar.

Önemli başka bir husus da;erkekler sorunlarını çevresiyle paylaşmayı da pek sevmiyor ve dolayısıyla sağlıkla ilgili problemlerini kadınların aksine birbirlerine paylaşmıyorlar.

Kısa bir süre önce yapılan bir araştırmaya göre, prostat sorunu ile karşı karşıya olduğunu düşünen her 4 erkekten biri hemen doktora gitmek yerine 6 ay hatta 1 seneye kadar bekliyormuş.

On erkekten dokuzunun bu sorun nedeniyle yaşam kalitesi düşüyor, örneğin uzun yola çıkamıyor, sinemaya, tiyatroya gİdemiyor hatta kimi zaman cinsel ilişkide sorunlar bile yaşıyor. Ancak tüm bunlara rağmen utanan ve doktora gitmek istemeyen erkekler bu sorunla tıbbi yardım almadan mücadele etmeye çalışıyor, büyük oranda da sıkıntı çekiyorlarmış.

Aslında bu tip davranışlarının arkasında psikolojik baskılar yatıyor diye düşünürken, okuduğum bir yazı bu görüşümü destekledi.

Bu yazıya göre erkekler; doktora çeşitli korkular, gerçeği kabullenememe, ve utanma duygularından ötürü gidemiyorlarmış. Uzmanlar erkeklerin bu şekilde davranmalarını çocuklukta yaşanan tecrübelerine bağlıyorlar.

Ailelerin yönlendirmesiyle erkekler ağlamaz, incinmez, yaralanmaz, hep sağlamdır felsefesi onların ilerdeki hareketlerinin de temelini oluşturuyor. Sanki onlar insan değillermiş gibi...
Görüldüğü gibi maalesef çocuklarımızın yetişme devresinde anne ve babaların yanlış tutumları ve öğretileri,beylerin bütün hayatları boyunca... ne kadar da ters etkiler altında kalmasına neden olabiliyor.

Özellikle küçük yaşlarda bilinç altına kaydolan bu tip konuşmalara azami dikkat edilmesi gerekiyor.

Bu konuda okuduğum son haberde, akciğer kanserinden sonra ölümle sonuçlanan ikinci büyük kanserin prostat kanseri olduğuna dikkat çeken Türk Üroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Esen, "Türk erkekleri utandıkları için hekime gitmiyor, bu da vahim sonuçlar doğuruyor. Bu sebeple Avrupa Prostat Günü'nü toplumumuzu bilinçlendirmek amacıyla önümüzdeki yıldan itibaren Türk Üroloji Haftası olarak kutlayacağız" diye konuşmuş. Prostatın ne olduğu, beraberinde ne gibi hastalıkların görülebildiği ve nasıl şikayetlerin yaşandığına dikkat çekilen kampanyada 50 yaşından sonra bir erkeğin mutlaka üroloğa görünmesi bilinci verilmeye çalışılacakmış.

Sağlıklı günler için doktora gitmek şart...haydi beyler sağlıklı yaşam sizi de hakkınız.