Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '17

 
Kategori
İstanbul
 

Beyoğlu Bitmez

Beyoğlu Bitmez
 

Beyoğlu hepimizin, ama bazılarımız daha çok hak ediyoruz


Bu öyle basit bir slogan değil. Beyoğlu İstanbul'un dünyaya gösterdiği bir vitrini olduğu gibi yine tüm Türkiye'nin eğlence dünyasının kalbi. Tamam şimdileri biraz rahatsız, ama zımba gibi sağlığına kavuşacak. Öteki türlüsü zaten düşünelemez.

Beyoğlu ne zamandan beri bu halde?

Beyoğlu'nun hastalığı Gezi direnişinden sonra başlıyor. Taksim'de Gezi Parkı'nı savunmak istedik. O günlerde tüm İstanbul oradaydı. Kadıköylüler de oradaydı. Bunu özellikle vurguluyorum. Çünkü bugün Kadıköylülerin büyük çoğunluğunun dile getirdiği bir klişe var. "Abi Beyoğlu bitmiş." Onlara göre artık Kadıköy rövaşta.

Kadıköy de güzel bir ilçemiş tabi. Ben severim. Kadıköy'de olmak hoşuma gider. Giderdi. Ama şimdi Kadıköy'de bir Cumartesi keyiflenmesi yapmak istediğimde tek bir mekan bulamıyorum. Sebebi ise özenti, tatsız bir eğlence anlayışıyla içi boş bir kalabalığın harmanı haline gelmesi. Kadıköy ahalisinin büyük kısmının artık Beyoğlu'na gitmeyip ki bunların neredeyse tamamı vaktinde gaz maskesiyle Beyoğlu'na gelmeyi bir hava atma aracı olarak kullanmış kişilerdir, Kadıköy'de olmayı tercih ettiğini görüyoruz. Tamam nerede olmak istiyorlarsa olsunlar, bu bizi ilgilendirmez. Ama artık Kadıköy var, Beyoğlu bitti lafları, ufak atılması ve civcivlerin de nasiplenmesi gerekliliğini doğuruyor.

Öte yandan eğer Beyoğlu biterse ya da bitirilirse sıranın Kadıköy'e geleceğini ve oranın Taksim kadar güçlü direnemeyeceğini bilmek gerek. Köklülük, güçlülük... Azıcık kalbinden rahsatsız olsa da ilk kıvılcımla yeniden hayata dönecek Beyoğlu'na yine gelecekler. Gelsinler. Beyoğlu herkese açık. Ama iyi gün dostlarının katabileceği de bir şey yoktur o muhite.

Arada gelip inşaat halinde İstiklal'de yürürken arkadaşlarınıza gönderdiğiniz o mesajları da unutmayın tabi. "Ay her yer Arap. Tramvayı da kaldırmışlar biliyor musun?"

Kadıköy'de daracık sokakları lüks arabalarıyla, gürültülü motorlarıyla tıkayan ve bunu "eğlenmeye gitmek" olarak tanımlayan, birbirine benzer mekanlara gidip, birbirine benzer giysileriyle kadın ya da erkek fotomodellere benzeyen, yüzlerine baktığınızda ne istediği konusunda hiçbir fikri olmadığını gördüğünüz, ama yine de tuhaf bir özgüvenle etraflarına bakan insanlar. Beyoğlu sizi de bekliyor. Ama Beyoğlu'nun sessiz direnişinde onun yeniden doğuşunu izlemenin eşsiz güzelliğini orada olmayı asla bırakmamış kişiler yaşıyor olacak.

Gezi'den sonra yalnız bıraktığınız Beyoğlu, sizin artistik direnişinizle değil, işte bu ahde vefayla ayakta kalacak.

Beyoğlu bitmiş, Kadıköy daha iyi diyen arkadaşlar, sıra Kadıköy'e geldiğinde nereye kaçacak? Ümraniye'ye mi? Gelsinler, balkonda çay içeriz.

Dibine not: Balkon ayakta beş, oturarak üç kişiliktir.

 
Toplam blog
: 87
: 1141
Kayıt tarihi
: 28.11.12
 
 

Uludağ Üniversitesi İktisat bölümü mezunuyum. Ancak dört yıldır müzikle uğraşmaktayım. Trompet ça..