Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Beyoğlu'nda Sen

Beyoğlu'nda Sen
 

Ayazı iç yakan, yıldızsız kış akşamlarının birinde Beyoğlu'nda gördüm seni.
Semadan düşen incecik yağmur damlaları kirpiklerinde otağ kurmuştu sanki.
Soğuğu unutturmak istercesine gizliyordun ellerini siyah paltonun ceplerine.
Kim bilir belki de hatırlamak istemiyordun geçmişte kalan, önce ellerini, sonra yüreğini ısıtan o sıcacık teni.
Kim bilir hangi zaman diliminden geliyordun.
Kim bilir kaç yılı hiçe saymış, hatıralarına yazmamıştın.
Gözlerinde meyhanelerin izi, beyazların yerini kırmızılar almış, saçların artık beyaza çalmıştı.
Belki geçmişten belki şakaklarındaki aklardan kaçıyordun.
Kim bilir hangi türküyü mırıldanıyordu dudakların.
Kim bilir kaç kere yıkılmıştı senin de dünyan.
Yine de geçmişi duygularınla aklayıp, bir çiçeği dalından koparmadan koklamasını bilmiştin.

Ağır aksak adımlarına takılıp, tutarak nefesimi gölgen gibi sessiz sessiz izledim seni…
Sokak çalgıcılarının kemanından gelen nağmelerle büküldü dudakların.

“Sana nerden gönül verdim, ah keşke vermez olaydım,
Seni nerden sevdim, keşke sevmez olaydım”…

Çehrende şekillenen. yılların senden çalamadığı, eskitemediği, yüreğindeki sevgiydi belki de…
Kimin kırdığı meçhul, kimin üzerine düşüp, bir yerini incitme ihtimali olduğu bilinmeyen yerdeki cam kırıklarına uzandı ellerin.
Sonra yavaşça, kaldırımda duran bir çocuğun başını okşadın.
Yağmur usulca süzülüyordu yanaklarından.
Yol bildik bir sokağa doğru yönlendirdi seni.
Tanıdık bir kahvede, aşina olduğum tahta bir masaya oturdun.
Demli bir çay söyledin.
Etrafından kopuk çayını yudumlarken, kendini soyutladığın çevrendeki kalabalığın sise çalan tütün dumanıyla gölgelendi mekân.
Gözlerindeki mana dolunayı seçti.
Hüznünü ay ışığında demlemek ister gibiydin.
Yüzünü pencerede beliren dolunaya çevirdin.
Bir an pencereden yansıyan gözlerinin siluetine kilitlendim.
Yarınları alevlendiren bir kor misali gözlerin.
Hiç değişmemişti bakışların; yine masum, yine şefkatli ve bir o kadar da kederli…
Her şeye rağmen hep yürekli…
Ufkum gözlerindi, cesaretinse geleceğim.
Sen mecalimdin benim.
Sen koca bir çınar gölgesine sığındığım.
Sen duru bir nehir, günahlarımdan arındığım.
Belki de bir nergis zamansız hayran kaldığım.

Oysa şimdi!

Sen mi hayaldin, yoksa ben mi senin gölgendim.
Sen mi gerçektin, yoksa ben mi hayaldim bilemedim.
Seyrettim seni, onca yılların özlemiyle.

Sanırım sen hiç fark etmedin.

 
Toplam blog
: 106
: 1384
Kayıt tarihi
: 21.02.07
 
 

Bir yaz gecesi hatırasıyım. Haziran doğumluyum. Bilirler haziran doğumlular. Hele ki haziranın tam..