Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '11

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Beyoğlu’nda sokaklar…

Beyoğlu’nda sokaklar…
 

İnternetteki haber sitelerinden edindiğim bilgilere göre, İstanbul’da bir uygulama daha başlatılmış.  

Habere göre, Beyoğlu’ndaki toplama operasyonlarına bir yenisi daha eklenmiş. Sokaktaki masa ve sandalyeleri kaldırma operasyonunun ardından, belediye şimdi de sokak sanatçılarını yerlerinden ediyormuş…  

Belediye, sokakta müzik yapılabilmesi için müzisyenlerin izin alması gerektiğini, yasal izni olmayan sokak sanatçılarının çalgı aletlerine el konulacağı açıklamış. Emniyet ve belediyeden geçerli izin belgesini alan sanatçılar Beyoğlu sokaklarında müziklerini icra etmeye devam edebileceklermiş.  

Belediyeden yanıt alamayan sanatçılar ise şimdi Meclis yolundalar mış. Sosyal paylaşım sitelerinde kampanya başlatan müzisyenler kısa bir süre içerisinde binlerce imza toplamışlar.  

Mekânlar ve semtler vardır, oralar tarihtir, kültürdür, gelenekleri vardır. O mekânlar girdiğiniz veya o mekânların içinden geçtiğiniz zaman hayat bulursunuz, soluk alırsınız, duygularınızla yenilenirsiniz.  

İşte o mekânlardan, semtlerden birisi de İstanbul’un Beyoğlu’su ve İstiklal Caddesi ile o caddeye bağlı sokaklarıdır.  

Bekâr sokak, Mis sokak, Yeşilçam, Amalımescit, Çiçek Pasajı v.s.  

Buralara, buradaki insanlara el attınız mı, yürekleri acıtırsınız, insanların mutluluğu ile oynarken aynı zamanda tarihi de tahrip eder, dokuyu bozarsınız.  

Şunu anlamak mümkün…  

Mekân sahipleri, ölçüyü endazeyi kaçırmış olabilirler. Millet olarak en kötü huylarımızdan birisi de bu, bulunduğunuz mekânın değerini bilmemek ve ona karşı zarar vermeye yönelik tavır ve eylemler içinde olmaktır. Bir kural konulmuştur, o kuralı delmek isterler.  

Elbette bunlar da kabul edilebilir davranışlar, eylemler değildir. Ancak bu aşırılığa karşı yapılanlar da uygun değildir, aynen şimdi yapılan ve en son haberdeki gibi…  

Adı eğer “Yönetici” ise ki Belediye başkanları, başkanı olduğu çevrenin ve o çevredeki insanların “Şehreminidir” (şe'hremini), insanlar ondan “emin” olmalı, o da “Yönetici olmanın gereğini yerine getirmeli, yönetmelidir.  

Bir belediye başkanı “Sokaklar ve insanlar olmasa ne güzel olurdu” düşüncesi içinde olamaz, olmamalı da…  

O sokaklardaki tarihi yapıyı, kültürü koruyarak kurallarınızı koyacaksınız. İnsanları “Neden böyle oluyor” sorusunun cevabına inandıracaksınız, onlara yardımcı olacaksınız.  

Gelelim o sokaklardaki sakinler…  

Aynı “Koruma” güdüsü ile bindiğiniz dalı kesmeyeceksiniz. Kurallara uyacaksınız ki yaşayabilesiniz, yaşatabilesiniz. Değilse her gün zabıtalar ile uğraşmanın, kavga dövüş içinde olmanın mekân sahiplerine bir faydası olmayacaktır.  

Bir başka tarafı…  

Tamam, mekânları belli kurallar ve denetim için “Ruhsata” bağla da kardeşim, sokakta müzik yapan adam, o anda orada çalıyor, birazdan başka yerde çalacak, ne ruhsatı veya izini?  

Bu da belediyelerin işi abartması, durumdan vazife çıkarması oluyor her halde…  

Kusur işleyen herkese sesleniyorum…  

Kusurları düzeltmedikçe bilesiniz ki her zaman “Devlet” galebe gelecektir…  

 

16 AĞUSTOS 2011
İBRAHİM PEKBAY  

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..