Beytem Plaza'nın tüylü sürtüğü

Bir ay önce ve ondan sonra -çıkar haftasonlarını- tastamam hergün, aynı yerde, aynı bakışlar; önce korkak, ürkek, çekingen, sonra hafif kaşarlanmış göz süzmeler, kırıtmalar. Böyle giderse çok can yakacak, çok üzecek gelip geçeni. Şişli'de, Beytem Plaza'nın önü, arkası, sağı, solu binalar, alışveriş merkezleri, buralarda burnundan rekabet ağzından canım cicim soluyarak çalışanlar, üç düğmeli takım üstü Ray-Ban bakışlı eğreti karizmaya kaygan seramik üzerinde tok tok iğne topuk teperek cevap verir. Ünlü Amerikan düşünürü Rocky'nin dediği gibi acı yok, ama asıl acımak yok. Buralar suni solunum bölgeleri, oksijen yok, beyaz üzerine az siyah serpme desen, yavşaklığı dozunda, asaleti soyunda 3 aylık bir baayan kedi yavrusu için bile.

O bi küçük hanfendü, en küçüğü, el kadar, doğma büyüme Beytem Plazalı. Tembel yazar ironiyi doğrudan vermek ister: binalar o kadar büyük ve o kadar beton ve soğuk ki, kedicik o kadar küçük, tatlı ve masum ki. Öğlen yemeği ile iş, iki toplantı ile bir muhabbet arası hiç yumuşamayan kalplere sitemi midir hayatın? Hayat size sitem etmesin diye önce siz kendi kendinize itiraf edin: haklısın be kedicik bazen yalnızlıkla çaresizlik ele ele verip saklambaç oynarken sana sobe konumunda bile pis pis sırıtırlar, hele de İstanbul'un bu en hissiyatsız caddesinde annesiz, sütsüz, aç ve bilaç takılmaya mahkum ettiyse seni hain pençeli kader.

Sevgili okurlar, yazarlar, siz bir sevseniz bin gurgurlayacak bu tatlı kedicik Şişli Beytem Plaza'nın önünde kedisever bir kişi tarafından evlat edinilerek çiçek böcek koklayıp şaşıracağı, koşarken ağaca toslayıp gerisin geriye kaçacağı, evin baş köşesine kurulup gerine gerine uyuyacağı, sevilmekten şımaracağı, hatta zamanla kendini kraliçe sanıp mama beğenmeyeceği ve sahibine tiz yıkıl karşımdan bakışları atacağı günlerin özlemiyle yanıp tutuşmakta. Yandaki resimde faça biraz bozuk çıktı ama aslen yüzü çok güzel, cana yakın, iyi huylu. Arada çin yemeği bile verdiğim halde halen hayatta olması bana dayanıklı olduğunu düşündürüyor. Birileri harekete geçmezse dakikada 560 dil darbesiyle süt içebilen bu "team player" pisicik cv sini hazırlayıp Beytem Plaza yetkililerine iş için başvurmak zorunda kalacak, malum buralarda ekmek patronun iki dudağının arasında, çalışmayana süt yok!