Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '12

 
Kategori
Tarih
 

Bezm-î-Âlem Valide Sultan

(1807—2 Mayıs1853)

O bir İyilik Meleği…

OsmanlıPadişahı II. Mahmut'un 2. eşi

Padişah Abdülmecit'in annesi…

Bezm-i-Âlem"Dünya meclisi" anlamına gelir.

Osmanlıtarihinin en tanınmış valide sultanlarından biridir.

Sizlere bir Osmanlı Sultanından söz edeceğim. Müthiş bir kadından… Hayranlıkla okudum onun yaptıklarını. İçime huzur doğdu. İyi insanları, merhametli, yüreği büyük insanları seviyorum. Hele bu yaşadığımız zamanda kimsenin kimseye acımadığı, hep ben – ben dediği bu günlerde böyle değerlerin bir zamanlar yaşadığını bilmek bile benim içime su serpiyor. Allah Rahmet Eylesin. Nur içinde yatsın…

Bir sultan düşünün, bir padişah eşi ve bir padişah annesi…

İkinci Mahmûd Han’ın hanımı ve Sultan Abdülmecit Han’ın annesi.

Bezm-i Âlem Vâlide Sultan…

İsmi bile ne kadar güzel… Bezm-i Âlem Dünyaya bayram anlamına geliyormuş.

Osmanlı’nın en etkili sultanlarından olan, Bezm-i Âlem Vâlide Sultan; Osmanlı’daki bir çok Padişah anası gibi iktidarı ele geçirmek derdinde hiç olmamış. O gerektiğinde oğluna danışmanlık yapmış.

Sultan Abdulmecit Han, annesine çok düşkünmüş, onun fikirlerine çok güvenirmiş. Onun merhametli yüreğini de iyi bildiğinden bir çok konuyu annesine danışmaktan çekinmezmiş.

Bezm-i Âlem Vâlide Sultan, bir Gürcü kızıymış. Küçük yaşta esirciler tarafından saraya cariye olarak getirilmiş.

Osmanlı Tarihi, bu güzel yürekli sultanı yaptığı iyiliklerle tanıyor.

Çok hayırlar yapmış.

Fakirlerin yanında olurmuş. Tedbili kıyafet giyer, halkın aralarında gezer, kim gerçekten fakir, kimin neye ihtayıca var kendi bizzat tesbit edermiş. Evlenecek genç kızları tesbit eder, onları evlendirirmiş. Onların ihtiyaçlarını alır, yuvalarını kurarmış.

Çok hayratta yapmış. Hele yaptığı öyle bir şey varki!

İlk sivil lise Darül Maarif (şimdi adı İstanbul Kız Lisesi) onun hayrıymış. İleri görüşü, eğitime olan ilgisinden de anlaşılmıyor mu? Üstelik onun ne kadar kıymetli biri olduğu da…

O kadar güzellikler yapmışki, şöyle bir göz attığımızda:

Yıldız Sarayı'ndaki Dilkusa Kasrı ( 1842)

Maçka( 1839), Topkapı( 1843) ve Yıldız'da ( 1843) üç değişik Bezmialem Valide Sultan Çeşmesi

Bezmialem Valide Sultan Vakıf Gureba Hastanesi( 1843)

Günümüzde Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nin binası olarak kullanılan Mekteb-i Maarif ve Valide Mektebi ( 1850)

Haliçüzerinde yapılan ilk ahşap Galataköprüsü ( 1845)

Tabi böyle yüreği güzelliklerle dolu olan bir sultanı herkes çok seviyormuş. Nerede ise Osmanlı’daki en sevilen Valide Sultan…

Merhametli, ince ruhlu, olan bu güzeller güzeli Sultan, fakirleri besleyip himaye ediyor, onları evlendiriyor, hastalara baktırıyor, okullar yaptırıyor, hastaheneler açtırıyor, camiler hayratlar yaptırarak insanlara durmadan hizmet ediyormuş.

Bir sultana ne yakışırsa onu fazlası ile yerine getiriyor.

Biryerde onunla ilgili şu alıntıyı da aktarmak istiyorum.

İstanbul’da şefkati, merhameti ve sürekli yardımlarıyla tanınıp çok sevildi. Ayrıca târihe mâlolan ve senelerce hizmet veren pek çok hayır müessesesi yaptırdı. Yaptırdığı câmilerin en büyüğü sahil boyunda, Dolmabahçe Sarayı karşısındaki Vâlide Câmii şerifidir.

Bugün İstanbul Kız Lisesi’nin bulunduğu yerde, sultan Mahmûd Han türbesinin arkasında bir mekteb yaptırmıştır. Ayrıca Rami ve Maltepe yolunun tam ortasında bulunan çeşme de onun eseridir. Hayır eli çok uzaklara kadar ulaşan Vâlide Sultan, Abdullah-ı Dehlevî’nin talebelerinden Muhammed Cân Mekkî için Mekke’de bir dergâh yaptırmıştır.

Valide Sultan’ın şahsî servetini vakfederek yaptırdığı Gurebâ hastanesi, 1843 senesinde câmi ve çeşmesi ile birlikte hizmete açıldı. Osmanlılar zamanında açılan bütün sağlık kurumlarının adları, şifâhâne, dârüşşifâ veya bîmârhâne şeklinde olurdu. Hastane tâbiri ilk defa bu bina için kullanıldı.

Kuruluşundan iki yıl sonra hazırlanan bir vakıfname ile de Bezm-i Âlem Gurebâ-i müslimîn hastanesi adı ile garip, elden ayaktan düşmüş, fakir ve kimsesiz müslümanlara tahsis edildi. Hastanede her türlü muayene ve tedâvî ücretsiz olarak yapılırdı. Çünkü Bezm-i Âlem Vâlide Sultan, hastaneyi ve vakfı kurarken ücretsiz muayene ve tedâvî edilmeyi şart koşmuştu. Hastanenin o günkü şartlara ve dînî inançlara uygun olarak hazırlanan talimatnamesi çok mükemmel kabul edilmektedir. İdarî ve diğer konularda karşılaşılabilecek bütün hususlar, hattâ hasta kabul ve tedâvî şartları bile, en ince noktalarına kadar belirtilmiştir.

Hastanede hekim, cerrah, eczâcı ve diğer işleri yürütecek personel maaşlı olarak bulunuyordu. Çalışma gece-gündüz olup, evli olan hekimler haftada üç gün evlerine gidebiliyorlardı. İlk kuruluşunda hastanede 12 koğuş ile 210 yatak vardı. 1894 yılındaki zelzeleden büyük zarar gördüğünden, hastalar geçici olarak Okmeydanı’na taşındı. Tâmîrât bir senede bitirildi.

Vakfiyesinin hasta ile ilgili kısmında; “Şayet bu bir hastanın iyileşmesi, sıhhate kavuşması için bir limon lâzım ise; limonun bedeli bin altın bile olsa, mutlaka alınacaktır” İbaresini yazan Bezm-i Âlem Vâlide Sultan, kurduğu müesseselerin masraflarını karşılaması için de zengin gelir kaynakları vakfetmiştir... (alıntı)

Üzerinden uzun zamanlar geçtikten sonra bile böyle anılmak dünyada en büyük güzelliklerden biri herhalde…

Nazan Şara Şatana

http:// http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....