Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '12

 
Kategori
Şiir
 

Biber kızartması

Biber kızartması
 

Netten alıntı


Çıktığım bütün yollar daralıyor.

Hangi gemiye binsem, fırtınaya yakalanıp dağılyorum su yollarında,

Parçalarım Atlantis'e süzülerek düşüyor, yüzme bilmiyorum..

*

Kuşlara özenip havalanıp uçuyorum

Martı Livingston’a yarenlik ediyorum

O ‘en yükseğe, en yükseğe ‘ diyor

Yetmiyor kanatlarımın gücü

Çakılıyorum sert bir hüzne

*

Çirkin, alaca bulaca bir kediden

Beni geniş yollara götürmesini bekliyorum

O ise

o çıkmaz sokaktaki

o yüksek duvara uzanıyor

Güneş sadece onu ısıtıyor

Bıyıklarını oynatıyor, kuyruğunu sallıyor, heyecanlı

Biriket duvarın oyuklarından herhangi bir böceğin çıkması kesin..

*

Ben kalıyorum

O çıkmaz sokakta ki

O kerpiç evin

Camı çatlak penceresinde

*

Bakıyorum

Korkuyorum

Sokak başındaki

Siluetlerden

Biri babam

Biri de ben

*

Annem biber kızartıyor, domatesli

Küçük tüp üzerinde

Kalaylı, uzun saplı bakır tavada.

Pencerenin çatlağı, kavrulmuş biber kokuyor.

*

Önce kedi kayboluyor duvarın üzerinden

Sonra ben kayboluyorum, pencereden

On yaşındayım

Sokaktan çıkıp sola sapıyorum

Bir kaç evi geçip, koca kapılı evin taşlığına sığınıyorum.

Saklanıyorum.

Hava kararıyor, ben kararıyorum, ama kararlıyım burada kalmaya

Akşamüstü alaca-bulaca

Kedi sürtünüyor bacaklarıma

Ayak sesi duyup, büzülüyorum, anne karnındaki gibi.

*

Koca kapılı evin taşlığında üç siluet.

Ben, kucağımda kedi, ayak sesi

Ayak sesi, gelip ayak ucumda duruyor.

‘’ne yapıyorsun kızım burada?

Evden kaçtım baba..

Acıkmadın mı?

Acıktım.

Peki, şimdi eve gidelim, karnını doyur, sonra gene kaçarsın olur mu?

Olur baba...

Elini uzatıyor. Ayağa kalkıp tutuyorum elini. Elim kayboluyor kocaman elinin içinde.

Kedi de gelsin mi?

Merak etme o peşimize takılıp, gelir zaten..

Kedi, hep peşimizden geliyor.

*

Annem yer sofrasını kurmuş.

Ispanak böreğinin kokusu maşıngadan evin her yerine yayılmış.

Pencerenin çatlak camı bu sefer ıspanak böreği kokuyor.

Sofrada beş kişiyiz.

Annem, babam, ablam abim bir de ben.

Bir de sofra bezinde alaca bulaca kedi.

Birde pencere kenarındaki

sedirde

hacıannem.

tütün eksperleri

gibi

neyin güzel neyin çirkin olduğuna yüksekten bakıp karar verici.

*

Nerdeydin sen diye sorunca annem.

‘Hiiiç ‘

*

Anneme söyleyemem evden kaçtığımı.

Annem korkar, çok üzülür.

Babam da anneme söylemez.

Ama babama söylerim

Nereye kaçtıysam o beni bulur,

elimden tutup getirir.

Üstelik daha sonra evden kaçma özgürlüğümün güvencesini vererek elini uzatır.

Babamın elleri çok büyüktür..

*

Annem bir daha soruyor

Neredeydin sen?

Babamla birlikte cevaplıyoruz

Omuzlarımızı yükseltip

Ellerimizi açarak

‘’Hiiiççç’’

*

Babamın elleri kocaman

‘’Hiiiçç’’kadar..

*

Çıktığım bütün yollar daralıyor

Kıvrılıyor,

düzleşiyor,

yokuşlar tırmanıp,

yokuşlardan yuvarlanıyorum

Kuzularım kayboluyor

yollarda.

Otlarım sararıyor

Başaklar boş

Hasat bir başka

baharın umudu

*

O patikadan o patikaya geçip

O çıkmaz sokağa çıkıyor

Yol...

*

Çıkmaz sokağın başında

Babamla ben bekleşiyoruz

Babamın kulağından kan sızıyor

İnce ince

Bir sızı

Bende

Hiiiçç kadar...

23.08.2012

Leylim

 

 
Toplam blog
: 105
: 670
Kayıt tarihi
: 18.10.07
 
 

Karlı bir kış günü, yaşam denilen bu yola düşmüşüm. Yürümüş yürümüş de bir arpa boyu yol alamamış..