Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '06

 
Kategori
Yurtiçi Tatil
 

Bilecik / Kınık Köyü

Bilecik / Kınık Köyü
 

El emeğini sanata döndüren köy


Bilecik ilimizin Pazaryeri ilçesine bağlı Kınık Köyü, el emeği ile göz nurunun sanata döndüğü köylerimizden birisidir.

Bilecik-Bozüyük yolu üzerindeki Pazaryeri sapağından yaklaşık 10 km sonra şirin ilçemiz Pazaryeri’ne ulaşacaksınız. Sessizliğin her köşesini sardığı, neredeyse tamamı iki katlı eski evlerle bezeli bu küçük ve şirin ilçe, ilk görüntüsüyle hemen insanın ruhuna bir dinginlik salıveriyor. Yöreye özel yemekleri ve lezzetine doyulamayan yoğurdu ise ilçeden ayrılıp uzaklaştıkça ayrı bir tat yaşatıyor damaklarda.

El emeğini sanata döndüren köy, işte bu şiirin ilçeye yakın köylerden birisidir. Kınık Köyü de her Anadolu köyü gibi, göç dalgası ile bir yerlere savrulmuş insanlar yetiştirmiştir. Köyde yaşayanlar ise geçimini çiftçilik ve el sanatlarından kazandıkları ile temin etmektedir. Genellikle tek katlı, ahşap ve kerpiçten örülü evlerde yaşayan halk, gün boyunca bazen tarlada, bazen de atölyeye çevirdiği avlusunun bir köşesindeki tezgâhlarda çalışmaktadır.

Köye yaklaştığınızda sizi şerbetçi otu tarlaları karşılar. Uzun direklerle göğe doğru uzatılan şerbetçi otu, görünümüyle bakışları bir miktar şaşırtmaktadır. Şaşkınlık ve şerbetçi otu tarlaları ardınızda kalmaya başladığında köye yaklaşmışsınız demektir. Köyün hemen girişinde sizi duvarları kerpiçten, çatısı kırmızı kiremitli ahşap bir ev karşılar. Evin hemen önüne yapılmış sergi alanındaki el sanatı eserlerini görünce biliniz ki “el emeğini sanata döndüren köye” gelmişsiniz demektir.

Bu şaheserler ortaya çıkmadan önce köylüler yakın civardan "kırmızı toprak" diye adlandırılan ve çömlekçilikte kullanılan kil hammaddesini getiriyor ve bir gün dinlendiriyorlar. Ardından bu toprağa aktarma usulü ile homojenlik kazandırıyorlar. Makineden geçirdikten sonra elle çalışılacak duruma gelen hamur ile vazo, amfora, saksı, küllük, güveç, dekoratif büyük vazo, sürahi, ibrik, fincan, çömlek, çaydanlık, darbuka, … ve en çok da kiremit adıyla anılan balık tavaları ve diğer süs eşyaları yapıyorlar. Hatta oyuncaklar bile yapıldığını gördüm. Yüksek ısıda taş fırında pişirilen bu toprak eserler, çeşitli renk ve desenlerle boyanıp sırlandıktan sonra yüksek ısılı fırında yeniden pişirilerek satışa sunuluyor.

İnsan kendini bu güzel eserler arasında bulunca hangisini alacağını şaşırıyor. Toprağın kokusu, eserleri işleyen usta ellerin size gösterdiği yol, yüzlerindeki sımsıcak gülüş ve eserlerdeki muhteşem hat ve renkler arasında kararsız dakikalar sizi bekliyor. Üstelik de İstanbul ve Türkiye’nin diğer birçok şehrine de giden bu ürünlerin yerindeki fiyatlarının ne denli makul olduğunu görünce kararsızlığınız iyice artacak. Eğer gitmeye karar verirseniz otomobilinizin bagajının boş olmasını tavsiye ederim. Çünkü fiyatları görünce hepsinden bir tane almak isteyeceksiniz. ))

Burası küçük bir köydür. Köyün içinde sadece bu minik atölyeleri gezip alışverişinizi yapabilirsiniz. Ardından köye yakın mesafedeki şelaleyi ya da yakın civardaki mesire alanlarını gezebilirsiniz. Havası o kadar güzeldir ki ayrılması pek kolay olmuyor.

Dilerim ki memleketimin misafirperver Anadolu yüreği sayesinde hoşça vakit geçirir, gönlünüzün istediğini bulursunuz.

 
Toplam blog
: 66
: 5959
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Anadolu benim, ben de Anadolu'nun canıyım!   ..