Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '07

 
Kategori
Eğitim
 

Bilge öğretmen

EĞİTİMLE İLGİLİ ROMANLAR (46)

Yazarı: Ali Erkan Kavaklı

Yazar Hakkında Bilgi:

1952 yılında, Konya/Seydişehir'de doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Ffakültesi'ni 1976'da bitirdi. Hatay, Sivas, Çanakkale, İstanbul ve Almanya'da Edebiyat Öğretmenliği yaptı. Yazı hayatına hikaye yazarak başladı. Almanca ve Arapça bilen yazar, halen İstanbul'da özel bir okulda öğretmenlik yapmaktadır.

Romanın Edebi Özeti:

Romanda, bir okulda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeninin askere gitmesi sonucu, Edebiyat Öğretmeninin bu derse girmesiyle öğrenciler arasında yaşanan olaylar anlatılır. Olaylar; eğitimin amaçları, öğretmenlerin öğrenciye yaklaşımları, öğretmen-öğrenci ilişkileri, çevrenin etkisi yönlerinden ele alınıyor. Roman kahramanı Cemal Öğretmen, insanlara olumlu düşüncelerle yaklaşmakla, iyi şeylerin olacağına, zorlukların üstesinden gelebileceğine inanmaktadır.

Cemal Öğretmenin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine girdiği sınıflarda, derse karşı olumsuz bir önyargı vardır. Sınıfın kozmopolit olması öğretmenin işini güçleştirmektedir. Birçok farklı olumlu-olumsuz düşüncelere sahip öğrenci bulunmaktadır. Hatta bazı iki zıt grup durumuna gelenler vardır. Cevdet ile Tunç ve bunlara karşı, Mustafa ile Musa gibi… Her iki ayrı grubun dengede tutturulması oldukça güçtür.

Cemal Öğretmen, okul yönetimiyle sağlıklı bir iletişim kurarak, yapacağı işler için kendine bir zemin hazırlar. Öğrencilerini sever, onlara nasıl yaklaşacağını bilir. Bunların sonucunda, kendini öğrencilere sevdirir ve sınıftaki olumsuz hava azalır. Böylece, birbiriyle uyumlu öğrencilerin yaşadığı güzel bir sınıf ortamı oluşur.

Gelişen dünyamızda, ahlaki değerlerin yozlaşması sonucu, kötü alışkanlıklar yayılmakta, bireyler de bu alışkanlıklara müptela olmaktadır. Sonuçta, toplumun temel yapısı olan aile çöküntüye uğramaktadır. Böylece, toplumda huzursuz bireyler çoğalmaktadır. Romanda, Cemal Öğretmenin, “Aile çöküntülerine nasıl engel olunabilir?” sorularına cevap arayışları, Melisa’nın ailesiyle yaşadığı dramda ortaya konulmaya çalışılıyor.

Okulun öğrencilerinden Melisa’nın ailesinden aldığı inançlarla, öğretmeninin savunduğu inançlar çakışmaktadır. Daha sonra bu çatışma güzel izahlarla anlaşmaya dönüşür. Melisa ailevi sorunlara sahiptir. Annesi, babası ayrı yaşamaktadır. Annesi, babası ve iki ağabeyi alkol bağımlısıdır. Melisa huzur ortamına ihtiyaç duymaktadır. Öğretmeninin bahsettiği iyilik, başkalarına yardımda bulunma, Melisa için çok şey ifade etmektedir. Melisa’nın büyük abisi intihar eder, aradan fazla zaman geçmeden diğer abisinin de intihar haberini alır. Ortada aile yoktur. Aile, dağılmış bir vaziyettedir. Melisa yıkılmış, bitap düşmüş bu ruh haliyle yaşamaya çalışmakta, Cemal Öğretmen’den aldığı nasihatlerle, hayata tutunmaktadır.

Bir gün babasının alkollü gelip, insanlık dışı davranışlarda bulunması sonucu, Melisa babasını bıçaklamak zorunda kalır. Bu olay sonuca Melisa cezaevine girir. Cezaevine girdiğinde de öğretmeniyle irtibatını kesmez. Öğretmeninden aldığı nasihatlerle, kitaplarla kendini geliştirmeye, ruhunu onarmaya başlar. Yaşadığı tüm bu sıkıntıları bir ibret nazariyle izler ve bunlardan ders çıkararak nasıl yaşanması gerektiğine karar verir.

Maneviyattan, sevgi ve hoşgörüden uzak bir ortamda yaşamış olan Melisa, öğretmenin tüm bu süreçte kendisine yardımcı olmasından çok etkilenir. Onun aile yaşantısına bakarak, kendisine iyiliği ve güzelliği seçer.

Eserde; bireylerin birbirlerinin görüşlerini dinlememeleri, ortak değerleri belirleyip birleşmemeleri sonucu, farklılıkların ön plana çıktığı ve zıt grupların oluştuğu durumu, Cevdet ile Mustafa arasında görülür. Cemal Öğretmen; bireylere ortak değerlerin öğretilmesiyle, Cevdet ile Mustafa’nın da sorunsuz bir arada yaşamalarının mümkün olduğunu gözler önüne serer.

Ayrıca eserde; insanların bir anlık fevri hisleriyle hareket etmemeleri, sinirlerine hakim olmaları, grupların zedeleyici şeylerden uzak durulması gerektiği, Matematik Öğretmeni Tekin Bey’le öğrencisi Cevdet arasındaki kavgada anlatılır.

Cevdet biraz hırçın, burnunun dikine giden, düşündüklerini söylemekten çekinmeyen, benimsemeği görüşlere itiraz eden, doyurucu açıklamaları reddetmeyip kabul eden, derslerine çalışıp derste aktif olan bir öğrencidir. Cevdet, bir gün, Matematik Öğretmeni Tekin Bey’in öğrencilere sert tutumuna, hoşgörüsüzlüğüne ve notla tehditlerine, iyi not vermemesine dayanamayıp sert tepki gösterir. Sonuçta, büyüyen tartışma kavgaya dönüşür ve Cevdet sinirlerine hakim olamayarak öğretmeni bıçaklar. Bıçaklanan Tekin Öğretmen hastaneye Cevdet ise -ifadesinden sonra- cezaevine konur.

Cezaevine girdikten sonra, Cevdet için yeni ufuklar doğar. Cemal Öğretmen’den aldığı kitaplar ve görüşlerle yeni bir hüviyete bürünür. Artık Cevdet iyiliğe önem veren, ortak yaşam alanlarını bilen, birbirine saygılı, vatana millete iyi işler yapmaya namzet bir öğrencidir.

Cezaevinde, koğuş arkadaşlarına da iyiliği tavsiye edip kötülüklerden uzak durulması gerektiğini belirtir. İşlediği suçun farkına varır. Pişman olup Tekin Bey’den özür diler. Tekin Bey’in de şikayetini geri alması üzerine, Cevdet cezaevinden kurtulur ve farklı bir birey olarak hayata kaldığı yerden devam eder.

Eserde, ‘İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır, ’ yaklaşımına sahip olarak, insanlara hizmeti her daim kendine vazife bilmiş bir öğretmenin, zorluklarla mücadelesi ve bunun sonucunda, -Melisa ve Cevdet örneklerinde görüldüğü gibi- güzel neticelerin alınacağı vurgulanır. Çünkü, önemli olan gönülden işe bağlanmak ve başaracağına inanmaktır.

Ayrıca yazar; insanlara olumsuz ön yargılarla değil, değişimlere, karşı fikirlere açık olarak yaklaşmak gerektiğini, ortak değerlerimizde buluşup hep birlikte mutlu yaşayabileceğimizi, İslamiyet’in hoşgörü ve sevgi dini olduğunu, başkasına yardımcı olmanın insana huzur verdiğini, akıcı bir üslupla okuyuculara sunmaktadır.

Romanın Eğitimin Öğeleri Açısından İncelenmesi:

a) Öğretmenler:

Cemal Öğretmen evli iki çocuk babasıdır. Esas alanı Edebiyat’tır. Okulun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeninin askere gitmesi nedeniyle, Cemal Öğretmen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine girer.

Cemal Öğretmen olaylara iyimser yaklaşan, ortak bir noktanın bulunacağına inanan, insanlara yardım etmeyi vazife bilen, başkalarının mutluluğuyla mutluluğu yakalayan, öğrencileriyle yakından ilgilenen, onların isteklerine uygun cevaplar verebilen, kendisini sevdirebilen, öğrencilerine baba gibi yaklaşan, dini ve ahlaki değerlere önem veren, bunları hayatın içinde her zaman yaşayan, insanların önyargılarını mantıklı cevaplarla kırabilen, şiiri-edebiyatı seven biridir.

Cemal Öğretmen’in öğrencilere yaklaşımı ve uyguladığı bazı yöntemler şöyledir:

-Sınıfa girip tüm sınıfı izlemek, öğrencileri yerlerine oturtmak.

-Öğrencilerin sorularına, onların ilgilerini çekerek daha sonra cevap vermek.

-Bir görüşe inatla karşı çıkan, sinirlenen öğrenciyi tahtaya çıkararak, onun sinirlerini yatıştırıp görüşü kabullenecek sözler yazdırmak.

-Öğrencilerle, sadece derslerde ilgilenmeyip aile ve çevresiyle ilgili sorunlara da yardımcı olmaya çalmak.

-Öğrencilerin başarabileceklerine inandığını söyleyip öğrencileri motive etmek ve derse katılımı arttırmak.

-Öğrencilere dersle ilgili kitaplar okutarak, notlarını yükseltmek.

-“Önemli olan gönül kazanmak, gönüle girdikten sonra kafaya girmek kolay”, anlayışıyla hareket etmek.

-Aile sorunları olan öğrencilere, ev ziyaretinde bulunup velileriyle görüşmek.

-Ailevi, ciddi sorunlar yaşayan öğrencilere, dersler konusunda daha fazla yardımcı olmaya çalışmak.

-Soyut kavramların, somut olaylardan örnek vererek onların zihninde yer etmesini sağlamak.

-Yüksek not vererek öğrencilerin motivasyonunu arttırmak.

-Okul dışında zor durumda kalan, yardıma ihtiyacı olan öğrencileri takip edip onlara yardımcı olmak.

-Derslerde, konuyla ilgili şiirler okuyarak öğrencileri daha fazla etkilemek.

-Derslerde farklılık yapıp, araç gereç getirmek.

-Bir sorunla karşılaştığı zaman, öğrencilerin görüşlerini dinleyip sonra kendi isteklerini söylemek.

-Öğrencilerin yanına yaklaşıp onları rahatlatacak şekilde omzuna dokunmak.

.Cemal Öğretmen’in yanında, Ünal Bey de aynı fikirdedir. Öğrencilerle birlikte olmaktan zevk alan ve mesleğini severek yapan bir kişidir. Cemal Öğretmen’in ev ziyaretlerine birlikte gitmişlerdir.

.Matematik Öğretmeni Tekin Bey ise öğrencilere karşı biraz serttir. Öğrencilerle iletişimi zayıf, öğrencileri notla tehdit eden biridir.

.Okulun askere giden Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni de öğrencilerle rahat iletişim kuramamış, onların önyargılarını kırmak yerine “Benim dediğimi kabul edeceksiniz, yoksa notunuzu düşük veririm, ” anlayışına sahip bir kişidir. Ancak, daha sonra Cemal Öğretmen’in uygulamalarının başarılı olduğunun görülmesiyle hata yaptığını fark edebilmiştir.

b)Yöneticiler:

Okulun Müdürü, herkese güven veren bir kişiliğe sahiptir. Eğitimi ciddiye alan, kaliteye önem veren, okulun ilk günü öğrencileri motive edici konuşmalar yapan, okulda yaşanan olumsuz olaylarda öğretmen ve öğrencileri sağduyulu olmaya çağıran, uzlaştırıcı bir role sahiptir.

Müdür Yardımcısı Adem Bey; sevecen, tatlı, öğretmenlere ve öğrencilere yardım eden, öğretmenlere rehberlikte bulunan, okulu ilgilendiren meselelerde öğretmenlerin görüşlerine başvurarak onların desteğini sağlayan, öğrencilere her zaman kapısı açık olan, yardımsever biridir.

c) Öğrenciler:

Daha önce de belirtildiği gibi Melisa ve Cevdet’in dışında, Mustafa ve Musa da biraz hırçın, karşı görüşe hemen itiraz eden, ‘benim dediğim doğru’ anlayışıyla hareket eden, ama güzel bir şekilde ne olduğu ifade edilince bunu kabullenebilen öğrencilerdir.

Sena ise, ailesinin okumasına izin vermediği öğrencilerdendir. Okumayı çok isteyen bu öğrenci bu isteğini öğretmenine açar ve öğretmeninin yardımıyla sınavlara girer.

Kitapta belirtilen öğrenciler genelde aynı karaktere sahiptirler. Daha sonra öğrencilerin, birbirlerine, zor durumlarında yardım ettikleri, destek oldukları görülür.

d) Bina, Araç-Gereçler:

Okulun binası beş katlı, mavi renkli, bahçesi ağaçlıdır. Okulun bir sınıf mevcudu 67 kişidir. Cemal Öğretmen sınıfa gelirken bazı araç gereç getirir. bir gün de derse megafonla gelir. Öğretmen, öğrencileri, öğrencinin birinin yakınının cenazesi için mezarlığa da götürüp, toplumsal davranış kuralları konusunda, uygulamalı ders de yapar. Araç-gereç konusu, kitapta pek fazla işlenmemiştir.

e) Çevre:

Okulda her çevreden öğrenciler vardır. Öğrencilerin aileleri ile ilgili sorunları vardır. Dolaysıyla öğrencilerin sorunları, derslerini olumsuz yönde etkilemektedir.

f) Eğitim Programı (Öğrencilerde Bulunması İstenilen/Öğrencilere Kazandırılması İstenilen Özellikler):

-İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.

-Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma.

-Sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz; kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız.

-Herkesin üzerinde uzlaşacağı ortak değerler vardır ve bunlar öğrencilere kazandırılmalıdır.

-Bir iğne bile ustasız olamazken, tüm bu yaratılanların da elbet Yaratıcısı vardır.

-Doğada bulunan şeyler bir şey yaratmaya muktedir değildir, çünkü onlar da yaratılmıştır.

-Tüm yaratılanların Yaratıcısı her şeyi bilen, gören, işiten, eşi benzeri olmayan ve hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’tır.

-Yaratıcı tektir. Birden fazla yaratıcı düşünülemez. Birden fazla olursa onları yaratanın da olması gerekir.

-Birden çok Tanrı’nın bulunması evrendeki düzeni tehlikeye atacaktır. Bir okulda iki müdür, bir ülkede iki başkan olmayacağı gibi, tek bir yaratıcı vardır.

-Yaratılan her şeyde bir hikmet vardır. Sebepsiz, amaçsız hiçbir şey yoktur.

-Dünyada yaşadığımız bazı sıkıntılar birer imtihandır onlara sabretmek gerekir.

-İnsan elinde bulundurduğu şeylerin hakkını en iyi şekilde verebilmek için uğraşmalıdır.

-Allah bu kadar insanın hatalarını affediyor. Bizlerin de birbirimizin kusurlarını affetmemiz gerekir.

-Cehenneme giden yollar, nefsin hoşuna giden zevklerle süslenmiştir.

-Din nasihattir.

-Her olayın iki yüzü vardır. Biri görünen, biri iç yüzü yani kadere bakan yönü. Bazı olayların bize bakan yönü acıdır, ölüm gibi… Kadere bakan yönü güzeldir… Bazı ilaçlar acıdır, içerken ağzınız kavrulur ama iyileşmek için içersiniz.

-İnsan; malı, canı, dini, vatanı ve namusu için ölürse şehit olur, bunlar kutsal değerlerdir.

-Hepimizin kalbinde şeytanın megafonu vardır. Sürekli bize kötü şeyleri, bizi cehenneme götürecek şeyleri tavsiye eder. Kötü şeyleri kalbimize üfler. Buna karşılık, kalbimizde meleklerin de megafonu vardır. Onlar da bizi cennete götürecek şeyleri fısıldar.

-Müzminler kardeştir. Kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için istemedikçe, kişi iyi bir müzmin olamaz.

-Affetmek, büyüklüğün şanındandır.

-Alkol ve uyuşturucu her türlü kötülüğe kapı açar. Bunlara gönlümüzü kapamak gerekir. Nefsimizi terbiye etmeliyiz. Ramazan ayında oruç tutarak nefis terbiyesine başlamalıyız. Nefis, hepimizin düşmanı…

-Allah (c.c.)’ı tanıyan ve itaat eden, zindanda dahi olsa bahtiyardır. Allah’ı unutan, saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.

-Okumak, ilim öğrenmek, ibadettir.

-Her şey kaderle takdir edilmiştir. Kısmetine razı ol ki rahat edesin…

-Kadere iman eden kederden emin olur.

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..