- Kategori
- Gündelik Yaşam
Bilgi ölçmece
Televizyon kanalının muhabiri, gözüne kestirdiği insanları, genel kültür imtihanına tabi tutar. Sorular kolaydır fakat, genellikle doğru cevaplar verilmez . Cevapları bilen televizyon izleyicisi ise, "bilmiş" olmakla, gündelik yaşamın küçük mutluluklarından birini daha yaşar. Az para ve az emek harcanmasına rağmen, televizyon kanalının hazırladığı bu program reyting alır. Seyirci, oturduğu yerde, o küçük mutluluğunu yaşar, bilgisinin ölçülmesini kabul eden kişi ise, soruları bilememenin mahcubiyetiyle kıvranır. Zaten, program "Bil soruyu al parayı" formatında değilse, soruları bilse dahi, onun, orada kazanabileceği en önemli şey: Bilememenin mahcubiyetini yaşamamış olmak... Muhabirle karşılaşmadan önceki durumunu geriye kazanmış olur yani. O halde, mahcubiyetsiz bir şekilde işine gücüne gitmek varken, neden durur ve bu durumunu riske atar? Televizyonda görünmenin dayanılmaz arzusundan mıdır? "Kendisine güveni yok bu yüzden kaçıyor" denmesinden korktuğu için mi? Televizyoncuyu bir üst sınıfta görür ve onun imtihan etme hakkı olduğunu mu düşünür? Reddetme refleksinin gelişmemiş olması yüzünden midir?
Ayrıca, insanların zaafları üzerinden program üretme kolaycılığına kaçan bu tembel televizyoncuların, okullarını nasıl bitirmiş olduklarını da çok merak ederim.