Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '15

 
Kategori
Futbol
 

Biliç'in Kararı

STSL liderinin (geçen haftaya kadar) garip bir özelliği var zira zaman zaman ligin orta sınıf takımlarından biri gibi görünüyor. Hafta içinde Liverpool gibi sadece bizim takımlarımız için değil dünyadaki her takım için zor bir deplasmandan, skor olarak olmasa da oyun olarak başı dik dönen Beşiktaş’tan, Eskişehir’de kaybederken maçın en iyi adamı kalecisi olan Beşiktaş’ı çıkarınca Demba Ba ve Töre kalıyor.

Siyah beyazlılar iyi oynarlarsa ligin en iyi takımı. Bu cümle aslında olumlu gibi görünse de cümlede bir şart kipi olması Beşiktaş’ın her zaman ligin en iyi takımı olmadığını gösteriyor. Biliç’in öğrencileri kadar iyi tempo yapan, çabuk oynayan, uyumlu olan ve rakibi bunaltan bir takım yok Türkiye’de ve deplasman karnelerinin “pekiyi” olmasının nedenleri de bunlar fakat yapamadıkları iş bunları her zaman ve her on birle yapmak.

Doğrudan söylemek gerekirse Ba ile Pektemek arasında Senegal ile Türkiye kadar olmasa da İngiltere ile Türkiye arasındaki kadar mesafe var. Zaten bu sene Beşiktaş’ı zirvede tutan en önemli unsur, Senegalli’nin kendi kariyerinin en iyi performansını sergiliyor olması.

Oğuzhan’ın bir türlü açamamış gonca oluşu, Olcay’ın bir zamanların Tuncay Şanlı’sı gibi inişli çıkışlı grafiği ve Fray’ın beceri eksikliği, Beşiktaş için Ba’dan sonraki en kritik ismi Gökhan Töre yapıyor. Kabul etmek gerekir ki Töre sezon başında bu kadar etkili değildi ama son maçlarda başrolü kaptı ve bunun da hakkını verdi; mesela Bursaspor maçı.

 Durum buyken Eskişehirspor deplasmanına bu iki hayati oyuncudan yoksun çıkmanın ne denli büyük bir risk olduğunu görmek zor değildi. Nitekim risk sadece risk olarak kalmadı, çok daha farklı da olabilecekken tek farklı bir yenilgi velhasıl puansızlık ile sonuçlandı.

Biliç’in Perşembe günü ne kadar heyecanlı olduğunu hepimiz gördük. Liverpool maçını adeta kariyerinin maçı gibi algılamış, öğrencilerine de bu yönde telkinde bulunmuş, ünün sonunda da beğeni kazanmıştı. Hırvat Hoca’nın bu seviyedeki bir arenada kendini ispat çabasını anlamak elbette mümkün. Aynı yaklaşımın bir parçası olarak, ilk maçtaki yenilgiye karşın, Biliç’in tüm planları hâlâ Liverpool’u elemek üzerine ve bu düşüncenin Eskişehirspor karşısındaki sonucu şu oldu: rotasyon!

Hırvat Hoca’nın kendi kararıdır fakat Türkiye Kupası’ndan elenmiş, Avrupa Ligi’nde ilk maçı kaybetmiş Beşiktaş’ın (ayrıca Liverpool bu sıralar istim üzerinde) savunabileceği en sağlam kale bana kalırsa STSL’dir ve tüm güç burası için harcanmalıdır.

Sözün özü Beşiktaş’ın kadro değil ilk on bir kalitesi var ve bu nedenle tüm silahların hangi düşmana karşı kullanılacağı kararı çok kritik sonuçlar doğuruyor. İnşallah işler Biliç’in istediği gibi gider ve Hırvat teknik adam büyük arzusu olan Liverpool engelini aşar, böylece Eskişehir’den çıkarılamayan üç puan da unutulmasa da sineye çekilir.

Bu arada sadece hata yaptıklarında konuşulmasınlar, Ali Palabıyık maçı çok iyi yönetti.

Can.nizamoglu@gmail.com  

      

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..