Bilim, teknoloji ve demokrasi

Bilim niteliktir, demokrasi ise tercihtir.

Devlet;  haritası ve yönetim şekli Birleşmiş Milletlerce kabul edilmiş, para basma yetkisi ve ordusu olan, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal örgütlü ulusun ya da ulusların tüzel kişiliğidir.

Demokrasi; Devletin anayasasının ve yöneticilerinin vatandaşların seçimle belirlenmesidir. Gelişkin demokrasi; Yasamanın (kanun üretme meclisinin) Yürütmenin(devletin yönetim ağının karar ve icra kurulunun) Yargının(hukukun uygulama mekanizmasının) görev bölüşümünde dengeyi ve oto-kontrolü sağlayarak devleti yönetilmesidir.

Demokrasinin akılcı olması için seçmen niteliğinin artırılması gerekir. Seçmenin bilinçle nitelikli tercih yapabilmesi için; (gereken düzeyde) sosyoloji, hukuk, ekonomi, siyaset bilincinin oluşacağı kadar eğitilmesi gerekir. Bu tanımla yaşadığımız devletteki seçmenlerin % kaçı bilinçlidir ki?

VEE demokrasi; seçmeni ikna sistemi olduğundan, siyasi partiler (oy almak için) seçime kadar seçmenin duymak istediklerini anlatarak yaptıkları propagandalar orada kalmakta seçimden sonra ‘devlet sırrı’ mantığıyla kapalı kapılar ardında yapılan değerlendirmelerle işler yürütülmektedir.

Bu durumda toplumu yönetenlerin bilinçli seçmen istemedikleri anlaşılıyor.  Bu nedenle niteliksiz demokrasi popülist bir yutturmacadır.  Türkiye’de bu tanıma uygun yaşanmış örnekler vardır.    

Bilim; bilgiyi araştıran, üreten, anlaşılan veya uygulanmaya hazır hale getiren çalışmalardır. Bilimin kurumsal çatısı üniversitelerdir ama çok özel hallerde kişisel de olabilir.

Teknoloji; bilimsel çalışmaların ürünü bilgilerden üretilen işlemi-yaşamı kolaylaştıran yöntemlerdir. Bu yöntemler; düşünsel, yazınsal, mekanik ve elektronik türde olabilir. Ama en önemlisi elektronik teknolojidir ki; artık yönetim uygulamasında elektronik olmayan bir şey kalmadığı gibi elektronik ağ bilişim (int) sistemiyle küreselleşmiştir.  

Burada vurgulamak istediğim; devlet bir organizasyonsa, organizasyonlarda artık elektronik ağla yönetiliyorsa, elektronik teknoloji ve yazılım üretmeyen bir devlet ne kadar devlettir?

Günümüz dünyasında bir devletin en özet değerlendirmesini yapmak için;

Yönetim ağının işlerliğine, oto-kontrolüne ve niteliğine,

Haritasını koruduğu teknolojik silahını kimin ürettiğine?

Finansal ağının teknolojisini kimin ürettiğine,

Parasının uluslararası kabulü olup olmadığına?

Finansal gücünün (ulusal para, döviz, altından) neye bağlı olduğuna?

Ekonomik lokomotifinin (iç dinamik, dış ticaret ve sıcak döviz den) ne olduğuna,

Akademik niteliğe, teknolojik patent üretimine ve diğer önemli konulara bakmak gerekmez mi?

Ancak tüm bunları değerlendirdiğimizde bir devletin kaçıncı sınıf olduğu anlaşılabilir ve

Kendini kandırmaması için durumunu gözden geçirerek akılcı politikalar üretmesi gerekmez mi?  

www.kadrikanpak.com