Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '07

 
Kategori
Kültürler
 

Bilim ve hurafe...

Bilim ve hurafe...
 

Doğu toplumlarında, doğa üstü varlıkların güçlerine olağanüstü bir inanç vardır.

Bu inanç, bazen insanların günlük yaşamlarını ters-yüz edecek nitelikte olabilir.

Gözleme ve deneye dayanan bilimsel veriler, insanı, aklın ışığında gerçeklere doğru götürürken;batıl inançlar ve hurafeler, kişiyi toplum karşısında zor; hatta çok gülünç bir duruma da getirebilir.

Bir zamanlar, Amerikan toplumunda, yerli halk olan kızılderilili reislerinin, olağanüstü güçleri olduğuna inanılırdı.

Bu inanışlar, yerli kabileler arasında adeta, ''Kanun kuvvetinde kararname'' haline getirilmiş; ABD toplumunun bir kesimi de bunları ''Tabulaştırma'' saflığı göstermiştir.

Bugün, ''Yüzüklerin Efendisi''ve ''Harry Potter '' gibi eserler, doğa üstü olaylarla ve destan ötesi anlatımıyla milyarlarca okuyucuyu ve izleyiciyi kendine bağlamıştır.

Bu çılgınlığın oluşumunun temel nedenlerinden birinin, ''Tabulaşmış'' inanışların, hayal dünyasını aşırı etki altına almasına bağlıyorum.

Yazarın, üstün anlatım yeteneği ve görsel efektlerin cazibesi de bu tutkunun daha da yoğalmasına neden olmuştur.

Aşağıda yer verdiğim, renkli bir Amerikan fıkrasının içeriğinde de bu anadüşünceyi yakalamak mümkündür.
..................

''Tahmin yeteneğini kaybetmiş kızılderili şef, işi sağlama alarak kabilesine, kışın sert geçeceğini ve çokca odun toplamalarını söyler.

Ardından da meteorolojiyi arayarak kontrol eder...

''-Bu kış nasıl geçecek ?''

Meteorolog:''-Oldukça sert geçeceğe benziyor !..'' der...

Kabilesinden bulabileceği her türlü çalı çırpıyı toplamalarını emreden şef, bir kaç gün sonra meteorolojiyi tekrar arar...

''-Kışın sert geçeceğinden emin misiniz ? ''

''-Kesinlikle bugüne dek yaşanan en sert kışlardan biri olacak...''

''-Nereden biliyorsunuz ? ''

''-Kızılderililer, çılgınlar gibi odun topluyor !..''

İşte, tecrübe konuşuyor !.. Bilimsel araştırmalar, deneylerle sabit değil midir ? Bu da '' görsel deneyin'' sonuçlarıdır.
.....................

Fıkradaki Amerikan yerlilerine ve ilim adamlarına benzer yönlerimiz de çoktur.

İnançları, bağnaz düşüncelerle harmanlanmış halk topluluklarında, duyguların inançların sömürülmeye ne kadar açık olduğu bilinir.

Kronikleşmiş, bazı düşünsel saplantıların halk sağlığını olumsuz bir biçimde etkilediği her dönemde görülmüştür.

Cahil kitlelerin aydınlanmaları ve gerçeği tanımaları konusunda, devlet bu misyonu üstlenmek ihtiyacını duymuştur.

Aydın din adamlarının sorunları, aklın ve mantığın çizgisine yaklaştırma çabaları da bazen ilginç sonuçlar doğurur.

Bir de bizdeki sorulara ve yanıtlara göz atalım.

Halkımız, İstanbul Müftülüğü'ne yazılı ve sözlü soruyor....

Soru : Gelinim doğum yaptı, yanına anahtar gibi metal şeyler asacak mıyım ? Asmazsam şeytanlar, torunumu alıp götürür mü?

Yanıt: Şeytanın alıp götürme gibi bir kaabiliyeti yoktur... Bunlar hurafedir...

Soru : Loğusa hanım, evde yalnız kalırsa evi cin basar, onun ruhunu teslim alırmış. Nasıl tedbir alırız ?

Yanıt: Ortada bir tehlike yok... Tedbire de gerek yok hurafedir...

Soru: Televole izliyorum. Orada çok dedikodu var. Ben de dedikoduları başkasına anlatsam, orucum bozulur mu?

Yanıt: Dedikodu orucu zedeler; ama bozmaz...

Soru: Önceden çiğnenmiş ve şekeri kalmamış sakızı çiğnemek orucumu bozar mı?

Yanıt: Oruç tutan sakız çiğner mi !!!

Soru: Yumurta çok kaynayınca içine cin girermiş: Cin'i hangi dua çıkarır?

Yanıt: Yumurtaya cin giremez ve çıkamaz !!!

Soru: Kocam beni aldatıyor. Dua okuyup pantalononun paçalarını bağlasam aldatamazmış. O duayı rica edeyim...

Yanıt: Yok böyle bir şey kardeşim! Islah olması için Allah'a dua et !..

Soru : Baykuş öttü... Hangi duayı okusam rüyama girmez ?..

Yanıt : Böyle bir dua yoktur... Gördüğün her baykuş rüyana giriyor mu?.. Rüyanın kapısı yok ki kapayasın !! ''
.......................

Yukarıdaki söyleşide görüldüğü gibi, tıp ilmininin en son teknolojilerinin kullanıldığı doğum evlerinde, doğum yapan bayanların arasında bile bu tip hurafelere inananların sayısı az değildir.

Dev plazma TV'lerin başköşelerimize kadar girdiği günümüzde, izlediği proğram nedeniyle orucunu bozulacağına inananların sayısı da, bir partiyi tek başına iktidara getirebilecek sayılara ulaşmıştır.

Bu da toplumumuzun geleceği için oldukça düşündürücü bir durumdur.

Aydın olma, sorumluluğunu taşıyanların, üzerinde çok derin çalışmalar yapması gereken bir sorundur bu...

İstanbul Müftülüğü, kayıtlarında bu tip soruların onbinleri aştığı da bilinmektedir.

Aklın ve bilimin ışığında kişilik kazanan halk topluluklarının insanca yaşama taleplerini, ''Hurafe'' yanlılarının ve inanç sömürgenlerinin kırmaya çalıştıkları görülür.

Cahil halk, yol yöntem bilemediğinden yönetilmesi de oldukça kolaydır. Ümidini kaybeden insanların başka kaybedeceği de kalmamıştır.

Hayatınız kötü bir mecraya girmişse unutmayınız ki direksiyondaki kendinizdir.

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..