Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '16

 
Kategori
Tarih
 

Bilim ve Kadına dair Tarihten bir Trajedi.. İskenderiyeli Hypatia

Bilim ve Kadına dair Tarihten bir Trajedi.. İskenderiyeli Hypatia
 

Fotoğraf Hypatia'nın adına çekilen bir filmde onu canlandıran oyuncuya aittir.


Bugün size tarihin zor bir döneminde yaşamış ünlü filozof, fizikçi, gökbilimci ve matematikçi olan Hypatia’nın öyküsünden bahsetmek istiyorum, beni çok üzse de.

Hypatia kimdir?

Hypatia’yı onunla ilgili yazılan bir kitabın arka kapağındaki yazı ile anlatmaya çalışacağım.

‘O, tarihin gördüğü en etkileyici ve ilgi çekici kadınlardan biriydi. Hem nefes kesecek kadar güzel hem de adını matematikçi, filozof ve astronom olarak tarihe yazdıracak kadar zeki biri ve ne trajiktir ki ölümüyle bile unutulmayacak bir kadındı. Taşlanmak sureti ile son nefesini veren, cesedi sokaklarda sürüklenip eti kemiklerinden ayrılan ama ne olursa olsun tarihin unutulmazları arasına giren bir kadın….’

…………

Günümüze ulaşabilmiş 5. yy’den kalma kaynaklar Hypatia'yı; Platon, Aristo ve Plotinus'un felsefelerinin öğreticisi olarak tanımlar.

Hypatia, MS. 400’lü yılların başında İskenderiye kentinde yaşadı. Geometri ve psikoloji eğitimi almıştır. Matematik üzerine çalışmalar yapıyor, Homeros ve Platon üzerine dersler veriyordu. Yaşamını bilgiye adamıştı. "Güzelliğin ve bilgeliğin vücuda gelmiş" haliydi.

370-415 yılları arasında yaşamıştır ve tarihte ilk kadın matematikçi olarak bilinir. Yaşadığı döneme göre kadın bilim insanlarının azlığını düşündüğümüzde bu ona karşı daha en başından bir ön yargı geliştirilmesi için yeterli bir nedendir. Hypatia'nın matematik alanında bu kadar iyi yetişmiş olması, o da bir matematikçi olan babası İskenderiye'li Theon’ nun gayreti ile mümkün olmuştur. Matematiğin birçok alanında çalışmalar yapmışsa da onun en önemli katkıları; astronomik tablolar, appolonius konik kesitleri ve diophant üzerine yaptığı çalışmalardır.

İskenderiye'de verdiği dersler, zarafeti, bilgeliği ve olağanüstü güzelliği geniş bir öğrenci ve hayran kitlesi çekmesine neden olmuştur. Ancak bir kadın olarak alanında tek olması dönemin bilim de dahil bir çok çevre tarafından kabul edilememiş, inançsız olmakla suçlanarak "İskenderiye'li inançsız bir kadın öğretmen" olarak karalanmaya çalışılmıştır. İskenderiye'de çıkan dinsel gerginlik ve çatışmaların içerisinde bilgeliğiyle öne çıkan Hypatia, öğrencilerine yaptığı konuşmalarından birini bitirdikten hemen sonra bir grup keşiş tarafından kaçırılarak, linç edilerek öldürülmüştür. Öyle ki bazı kaynaklarda ölümüne dair; keşişler tarafından derisi istiridye kabuklarıyla yüzülerek öldürüldüğü yazar.

Hypatia'nın ölümü hakkında bugün en güvenilir kaynak, Socrates Scholasticus'un 439'da yazmayı tamamladığı "Historia Ecclesiastica" adlı yapıtıdır. Bu yapıta göre olaylar Socrates Scholasticus'un anlatımı ile şöyle gelişir:

Hypatia'yı ölene kadar savunan ve onun eski bir öğrencisi olan İskenderiye Valisi Orestes ile Hypatia'yı "dinsizlik" ve "şeytanlık" ile suçlayan İskenderiye piskoposu Cyril arasındaki kavga şehir çapında bir provokasyona dönüşür ve olaylar Hypatia'nın 415'de taşlanarak öldürülmesine kadar varır.

Voltaire bir yazısında bu olaydan "Papaz tıraşlı köpeklerin işlediği hayvanca bir cinayet" diye söz etti. Hypatia ile birlikte insanlık ve matematik de ölmüştür İskenderiye’de, diye ilave etti.

……………………………….

Ölümünden sonra ona dair ne varsa yok edilmek istenmiş adı tarih ve bilim sayfalarından silinmeye çalışılmıştır.

Ne var ki, ne öğrencileri ne de İskenderiye halkı buna izin vermemiş, bu trajik olay güncelliğini hiç yitirmemiştir., onun anısı; çok sayıda eserde, tablo, kitap ve şiirde yaşatılmaya devam edilmiştir.

Günümüze ulaşan eserleri:

Aritmetik üzerine 13 ciltlik bir yorum.

Apollonius’un Konik’leri üzerine yorum.

Ptolemy’nin “Almagest”i üzerine düzenleme.

Babası Theon’un yazdığı “Öklid’in Elementleri” adlı eser üzerine düzenleme.

“The Astronomical Canon” (Astronominin Kanunları) adlı kitabı.

Onun anısı; çok sayıda eserde, tablo, kitap ve şiire, hüzünlü bir esin kaynağı olmuştur.

Bu trajik ölümün yansımaları bizim edebiyat dünyamızda da kendini göstermiş ve Halide Edip Adıvar’ın ünlü romanına esin kaynağı olmuştur.

XIX. yy. şairlerinden Charles Leconte, "de Lisle Hypatia" adlı şiirinde onu şöyle anlatır;

"Plato'nun ruhu, Afrodit'in bedeni

ebediyen Hellas'ın güzel göklerine çekildi. "

Tarih bu olayı lanetlemiştir ve Hypatia’nın anısı yaşamaya devam etmektedir..

Yazdığım hiçbir yazının beni bu kadar üzmediğini de belirtmek istiyorum.

Sadece onun trajik öyküsünün bilinmesini ve bilimsel yolculuğun her zaman, her toplumda, her öğretide hele de kadın kimliği ile zor olduğunu vurgulamak adına kaleme alıyorum.

Bilgi ve ilahi adalet daima var olacaktır, ona adanan canların anısı da öyle..

 

Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir

Muğla

 

 
Toplam blog
: 130
: 1375
Kayıt tarihi
: 08.04.14
 
 

Muğla Üniversitesinde Prof. Dr. olarak çalışmaktayım. Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkez..