Bilimsel yaklaşım: Son

Bu konuyu incelerken temel amacım sizlerde farkındalık yaratmak ve en önemlisi de bu konuda sizleri bilinçlendirmek.

Hayatta vazgeçemeyceğim yegane şey öğrenmek. Şayet öğrenmekten vazgeçersem biliniz ki yaşamıyorumdur. Ancak bilinç düzeyinde öğrenmek bilimsel yaklaşımı bilmek ile olur ancak.

Örneğin ağzı geniş bir su bardağına baktığınız vakit ne görürsünüz? Burada ayrıntı hangi bakış açısıyla baktığınıza göre değişir. Üstten baktığınızda 2 adet birbirne geçmiş daire, karşıdan ve yandan baktığınzda bir konik şekil görürsünüz. Hayata bakış açısı da keza öyle, ne açıdan baktığınız önemlidir.

Bilimde birşey esastır. Değişim hesabı hep diğer değişkenler sabitken, belirlenen değişkenin değişimine göre hesaplanır. Bunun sebebi matematiksel zorunluluktur. Matematik her değişkenin değişeceği bir sistemi henüz hesaplayamıyor. Onun yerine gelişen bilgisayarlarla değişkenlerin her birinin değişmesinin hesabını hızlıca yaptırıp birbirleriyle nispi olarak karşılaştırma yöntemi deneniyor. Ve göüldüğü üzere hava durumunda bu gayet başarılı ölçümlerle sonuçlanıyor. Kısacası dünya değişiyor.

Bu kadar bilgi aktardıktan sonra bilimsel metodu aşağıdaki gibi özetleyebilirim:

1. Öncelikle insan kalitesi yazımda belirttiğim üzere birey olmak lazım. Birey insanların bağımsız düşünme özgürlükleri mevcuttur. 
2. Grammer yani dil bilgisi lazım. Bu sayede özneyi ve nesneyi bilmek lazım. Özne eylemi yapandır ve özeldir. Nesne yapılan, edilendir. Özcesi edilgendir ve geneldir. Bilimsel yaklaşım nesnel yaklaşımdır ve geneli kapsar. Özel ile ilgilenmez. Yalan söylemenin kötü olması öznel bir durum değildir. Nesnel bir durumdur. Özel yaptığımız hiç bir yorum bilimsel olamaz. Bilimsel olabilmesi için geneli kapsaması gerekir.
3. Bilimsel yaklaşan insan aynada öz eleştiri yapar. Akşamları aynaya bakıp yaptığı hataları, doğruları değerlendirir. Bilimsel insan eleştireldir.
4. O andaki durum veya sorun için en doğru olan(everensel olan) çözümü ortaya koyar. Kendisine yönelik en iyi veya en kolay olan çözümü değil!!!! En genel ve herkes için geçerli olan doğruyu temel alır!!!(Çok önemli; Türklerin en beceremediği konu bu)
5. Bilimsel yaklaşımda sorun tespiti ve tanımı esastır. Ve sorun her zaman bir tanedir ve bir ana sebepten oluşur. Bunu destekleyen yanal sebepler de muhakkak mevcuttur. Ancak bilimsel yaklaşımda bir tane ana sorun tespit edilir ve çözülür. Lütfen kök sorunu bulmaya çalışın.Aksi takdirde sorunlarınızı çözemezsiniz. Ne kadar iddialı gelirse gelsin bunu yapmaktır esas olan. Örneğin benim temel sorunum anne sevgisizliğiydi ve bu sorunu bulmam yıllarımı aldı. Ancak 38 yıl sonunda tespit edebildim.
6.  Çözüm yaklaşımı da yine bir tane olmalı. Bu sevgisizliği ortadan kaldırmak için insanları çok seveceğim. Ya da insanlar beni çok sevsin ki bu sorunum ortadan kalsın gibi örnekten devam edersem.
7. Bir olayı meydana getiren esas sorun tüm sorunların %50sinden fazla etkiye sahiptir. Şayet %30 etkiye sahipse esas sorun değildir.
8. Sorunlar tek tek ele alınıp çözülmeli ve ta ki sorunlar bitinceye kadar.
9. Sorunlar çözüldükçe insana güven gelir ve mutlu olur.
10. Sorunlar çözülmüyorsa da sorunun kabulu esastır. İnkardan kaçının.
11. Çünkü her sorun çözülmez. Örneğin anne sevgisizliği böyle bir sorundur. Neyle ikame etmeye kalkarsan kalk mümkün değildir.
12. Neyin mümkün, neyin mümkün olmadığını OKUYARAK öğren. Sakın ona, buna sorma. Sorun sana ait olduğu gibi, çözüm de sadece sana aittir. Ona, buna sorma sakın; kafa karışır ve odağını kaybedersin.
13. Medikal yaklaşım: Çok zaruri değilse(İntihar durumu gibi) ilaç kullanmanın kimseye faydası yoktur. Dolayısıyla alacağınz yardım öncelikle Psikolojik olmalıdır. Şayet durumunuz fiziksel olarak ağırsa, Psikiatrik yardım alınabilir. Ancak ilaç kullanımı bir seneyi kesinlikle geçmemelidir.Sağlık ocağından psikiatrik ilaç kesinlikle yazdırılmamalıdır. Bir uzman doktora görünmek esastır. Doktorunuzu sevmiyorsanız, kesinlikle değiştirin
14. Psikolojik yardımdan mucize beklemeyin. Sorun sizin karakteriniz olduğu için değişim çok yavaş olacaktır. Bu tür çözümler için en az bir yıl beklemeniz gerekir.
15. Son olarak siz her zaman kendiniz olma özgürlüğüne sahipsiniz. Bu sizin yaratılış hakkınızdır ve evrenseldir. Bu dünyada kimse, aileniz bile, bu hakkı sizden alamaz. Almaları için vermeniz gerekir. Çeşitli bahanelerle bu hakkınızı kullanmaktan kesinlikle vazgeçmeyin...

Umarım neler anlatmak istediğimi, doğru frekansta sizlere anlatabilmişimdir. Konuyla ilgili her türlü soruya açığım. Ancak benim inancım size her şeyi mümkün olan tüm açıklıkta anlattığım yönünde. Lütfen yazdıklarımı birden fazla ve en az üç defa okuyarak tekrardan gözden geçirin. Böylelikle ne anlattığım kafanızda yerleşmiş olacak.

Evet bu metodu ben geliştirdim. Ne var ki yazdığım kadar bilinçli olmadı. zaman içinde oldu.

Artık rahatça haftasonumu yaşabilirim. Kendinize iyi bakın...

Saygılar,

Kavi'l