Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '08

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Bilinç - Bilinçaltı

Bilinç - Bilinçaltı
 

Ve ruhu kaplayan sular çekilip gittiğindeBir bilinç kaldı ondan geriye...


Bilinç, belli bir anda duygu ve düşüncelerin, anıların, sembollerin algılandığı ve farkında olunduğu bölümdür. Bilinç hem iç ve dış dünyadaki yaşantıları hem de ruhsal dünyayı aktif olarak algılama, tarama, ve inceleme yeteneğine sahiptir. Bizler yaşamla nasıl ilişki kuracağımızı bu yetenekle düşünüyor, kararlarımızı bu yetenekle veriyoruz.

Vera Peiffer düşünceyi buz dağına benzetir. Buz dağının denizin üzerinde görünen küçük kısmı (farkında olduğumuz) bilinç, denizin altında kalan görünmeyen çok daha büyük kısmı ise (farkında olmadığımız) bilinçaltıdır.

“ Bilinçaltı düşüncenin deposudur “

Bilinçaltının muhteşem fonksiyonunu anlamak ve bu gücü doğru biçimde kullanabilmek mutluluğumuz adına oldukça önemlidir.

Bilinçaltı; Bilinç düzeyine çıkarılabilen anılar, istekler, duygulanımları ile birlikte geçmiş yaşantılar, hayaller, beklentiler, kabul edilen inanç ve değerler, alınan eğitim ve kültür, şu an ki yaşam biçimi gibi bize ait her türlü bilginin ve tüm yaşam süreçlerimizin bulunduğu geniş bir malzeme deposudur. Onda unutulan, ihmal edilen, bastırılan çok sayıda deneyim ürünü ve tecrübelerin oluşturduğu bilgelik vardır.

“İçimdeki film”

Film gerçek bir yaşam öyküsü. Benim öyküm ve başrolde ben oynuyorum. Bilincim, yaptığı seçimlerle senaryoyu yazıyor. Bilinçaltım bir yönetmen/kameraman gibi filmi kayda alırken, senaryoyu daha iyi yazması için bilinci uyarıyor ve zaman zaman oyunculuğumu eleştiriyor.

Bilinçaltımızı görüntüleyebilseydik hayatımızı en küçük karesine kadar izleme fırsatımız olurdu. Neyi, niçin yaptığımızı daha iyi anlayabilir ve sonuçlarını yeniden değerlendirebilirdik. Deneyimlerimizden edindiğimiz bilgilerle daha doğru seçimler yapabilir ve kararlarımız daha isabetli olabilirdi. Elbette bilinçaltımızı görüntülemek mümkün değil fakat tüm bunları bilinçaltımız bizim için fazlasıyla yapıyor ve doğruları bize kendi diliyle iletiyor. Bize düşen O’nun dilini öğrenmek, sesini duymak ve onu daha yakından tanımaktır.

“Bilinçaltı düşüncenin toprağıdır”

Doğumdan bugüne farkında olalım ya da olmayalım, yaşadığımız her şey

bilinçaltı tarlamıza ektiğimiz/ekilen tohumlardır. Ne ekiyorsak onu biçiyoruz.

Bir döngü fakat kısır değil. Aksine doğurgan bir döngü. Tarlamızı zararlı otlardan ayıklayabilir ve daha kaliteli tohumlar ekebilirsek daha doyumlu bir yaşama ulaşabiliriz.

“Bilinçaltı uyumaz.”

Şok, sinir krizi, baygınlık, uyku gibi durumlarda bilinç devre dışı kalır. Oysa bilinçaltı asla uyumaz. Ne kadar geç uyusanız da sabah kaçta uyanmak istiyorsanız o sessizlik içinde çalışarak sizi (uyanmayı yürekten istemeniz koşuluyla) istediğiniz saatte uyandırır.

“Rüyalar bilinçaltının gizemli sözleridir.

Rüyalar bastırılan olumsuz anıların, arzu ve dürtülerin, beklentilerin, yakın geçmişte ya da gün içinde etkilendiğimiz olayların öykümsü sembolleridir.

Semboller kişiye özgüdür. Siyah renk çoğunluğa göre olumsuzluğun sembolü olabilir fakat benim için beyaz ve mavi gibi olumluluğun sembolüdür. Kırmızı renk biri için olumsuz iz taşırken diğeri için olumlu bir iz taşıyabilir. Bu nedenle sağlıklı bir rüya yorumu için detaylar olabildiğince hatırlanmalı ve kişinin kendine özgü sembollerine göre çözümlenmelidir.

Rüya tabirleri kitaplarına ve rüyaları kulaktan dolma asılsız bilgilerle yorumlayanlara güvenilmesini mantıklı bulmuyorum.

“Bilinçaltı çöp kovası değildir.”

Bilinçaltı hijyene çok önem verir. Çöp kovasını uzun süre boşaltmazsak kokar ve koku midemizi bulandırır. Maalesef sindiremediğimiz, baş edemediğimiz ne sorun varsa çöpe attığımız çöpler gibi bastırıyoruz bilinç altına. Oysa korkularımızdan kaçmak yerine onlarla yüzleşme cesaretini gösterip bitirilmemiş işlerimizi bitirmeliyiz.

İçinize atmayın. Bir arkadaşınıza kırıldığınızda ne kendinizi nede arkadaşınızı cezalandırmayın. Konuşun onunla. Suçlayarak, sesinizi yükselterek değil. Sakinleştikten sonra ve size yakışır biçimde kırgınlığınızı anlatın.

Bir konudan dolayı kendinizi hatalı bulduğunuzda suçlululuk duyguları ve keşkelerle kendinizi boşuna yıpratmayın. Lütfen çöp kovanızı boşaltın.Gecikirseniz kokular midenizi bulandırabilir.

Ve ruhu kaplayan sular çekilip gittiğinde

Bir bilinç kaldı ondan geriye.

Belleğin sessiz kıyılarına yığılan,

Hiç ölmeyecek ve yok edilmeyecek imgeler ve

Değerli düşünceler.

( William Wordsworth )

 
Toplam blog
: 36
: 6015
Kayıt tarihi
: 06.10.08
 
 

Günün dünden güzel olsun... ..