Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '10

 
Kategori
Deneme
 

Bilinç=mutluluk (?)

Bilinç=mutluluk (?)
 

‘’Deniz kıyısında çay ve sigara içmek için bile yaşarım ben'' derdim, İstanbul'a geldiğim ilk günlerde... ‘’Daha deniz görmemiş bir Anadolu çocuğu'' olmaktan çıkmıştım nasıl olsa... Başka düşüncelerim elbette vardı; Gelecek? Boru değildi, ülkenin en iyi okullarından birindeydim... Nasıl olsa ülke yeniden yapılanacak, devrim olacaktı yakında... Ev-bark, sevgi-sevgili, yuva-çocuk? Bunlar kaymağıydı işin... İşin aslı deniz kıyısında çayla sigara içebilmekti... Şiir okumaktı o anda… Üst tarafı kadayıfın üstüne konan kaymak olacaktı... Temel buydu, bu yeterdi yaşamak ve mutlu olmak için...

Burada çok ince bir detay var; Ya gerçekten bu temele inanç vardı... Ya da nasıl olsa başka şeyler kendiliğinden gelir, şimdilik bu oyalanmaya tutun, düşüncesi... Sonra ne oldu da, temeller değişti? Bu gün görebiliyorum bunu... Eski temellerin yerinde başka temeller oluşmuş kendiliğinden, ben bilmeden…

Bir kere hayatı acayip ciddiye almaya başlamışım... Sincap gibi ciddiye almak değil bu... Bilinç olmuşsun tepeden tırnağa... Bu bilinçle sorumlu olmadığım kötülük kalmamış... Bir şekilde sorumlu hissediyorsun kendini… En azından acılara ortak olmayı öğrenmişsin... Sevsen sorguluyorsun... Nesini sevdim sorusu, sevmelerinin önüne geçiyor... Sevilsen o başka dert... Neyimi sevdi ye cevap bulmadan uyku haram sana... Yanında hissettiğin, kuşku duymadığın düşünce ve eylem kalmıyor... Devletler zaten bağırılmak için var...

Kendine karşı sorumluluk mu? O ne? Bireysel gelişim seni görevlendirmiş, bencillik yok diye... Sevişirken ne tepki alacağını biliyorsun... İnceliklerini bildiğin bir şeyden sürpriz beklenmez ki!
Temeline ‘’Bilinci’’ koyduğunu anlıyorsun zamanla... Evrensel bilinç seni ele geçirmiş oluyor... Bilinç geliştikçe içinde yatan, içinde kopan fırtınalara ters düştükçe, sen başlıyorsun deniz kıyısında bira içip, uyuşmalara... Yaşamın kaymak getirilerine bile yabancılaşıyorsun... Çünkü kendine yabancılaşmışsın , değil ki kremalara yabancılaşmayacaksın...

Lavaboya koyacaksın beynini, çamaşır suyuyla yıkayacaksın derim bazen... Yada beynin de bir sifonu olmalı derim... Baksanıza, yaşamı bu kadar ciddiye almak en büyük zulümdür, insanın kendine yaptığı en büyük işkencedir demek için bile bu kadar ciddi yazı yazmak zorunda kalıyorum…
Bir muziplik yapmak lazım ama onu bile bulamıyoruz bu bilinçle… Çadır mı kursam acaba sahillere?

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..