Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Aralık '18

 
Kategori
Felsefe
 

Bilincin Gücü

*Marx'a göre dinler ve milletler belirli doğal-tarihsel gelişmenin sonucu olarak doğdular, belirli bir doğal-tarihsel gelişmenin sonucu olarak ortadan kalkacaklar, insanın özne olarak yapabileceği şeyler de bu doğal-tarihsel gelişmenin bulunduğu düzeyin olanaklarının çerçevesi ile sınırlı. (Bu doğal-tarihsel gelişmeye çalım atıp daha ötesine geçemeyiz.) İnsan ancak bu süreci kısaltabilir veya değişim sancılarının acısını azaltabilir.
 
(Marx yanlış demiyor tamam da bana eksik yorumlanıyor gibi geliyor. Toplumsal değişimleri tümüyle tarihsel diyalektik varoluşun akışı belirler dersek insan bilincinin geleceği tasarlama ve kurguda somutlaştırma yetisini inkâr etmiş oluruz.
 
Eski zamanları bilmem amma bundan böyle kendini bilmiş bilinçlerin demokratik var-oluş eylemleri toplumsal değişimleri yönlendirebilir güce erişmektedir.
Anamalcıyı çevre duyarlı ürün pazarlamaya zorlayan, eğitimde ve sağlıkta ve hatta adalette büyük ölçüde paranın hükmünden bağımsız fırsat eşitliği sağlanması da bu kendini bilmiş bilinçlerin uygarlık yapma eyleminin zoruyla değil midir?
 
Şimdi sıra komünizmde olduğu gibi bireysel zenginliği kaldırmak değil de onu bir sınıfsal ayrıcalık ve siyasi egemenlik gücü olmaktan çıkartacak ölçüler içinde tutmaya gelmiştir. Bu da yapılabilir bir şeydir. Tıpkı zamanla milliyetlerin ve dinlerin insanları ayrıştıran sınırlar olmaktan çıkarılacağı gibi. Yani, insan bilinci şimdi kendini bile güncelleyip yenileyebilen bir değiştirme gücü oluşturmaktadır. Doğallık içinde seyreden toplumsal ve bireysel var-oluşla birlikte kendini bilen insan bilincinin demokrasi mühendisliğiyle de değişmekteyiz. Bir bakıma, insanlık geleceği sadece geçmişin diyalektik ve kendiliğinden oluş dinamikleriyle değil de kendini bilmiş bilinçlerin demokratik talep ve zoruyla da biçimlenmektedir denebilir.
 
İnsan özne olarak bu doğal-tarihsel gelişmenin olanaklarını belirleyip yönlendirebilir olan bilgiyi üretip somutlaştıracak bilinç düzeyine ermiştir bile. Sorun, yeni uygarlık bilgisinin toplumsal yaşam düzeneğine uyarlanmasında çıkmaktadır; bunu da ekonomik varlıkta ve adalette hak ve fırsat eşitliği temelinde demokratik özgürlükleri ilerletmek ve eğitime düşündüren bilinç yapma misyonu yüklemekle aşacağız. Bir bakıma Marx'ın görüsüne rağmen insan 'doğal-tarihsel-toplumsal' diyalektik gelişmeye çalım atacaktır. Değiştirmek arzusunda olan insan bilinci var-oluşu değiştiren önemli bir güç unsuru olmaktadır. Muharrem Soyek)
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..