Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '12

 
Kategori
Deneme
 

Bilinçli Yaşamak

Bilinçli Yaşamak
 

Hayatın hızına ayak uydurmayı başarabildiniz mi?

Yoksa sizinki yavan hayatlardan mı, rutine bağlanmış? Ya da bir güven ilişkisi mi?

Sabahları uyandığınızda aklınızdan neler geçiyor?

En son ne zaman sevgilinizi duygu yoğun öptünüz?

Akşam yatarken hemen uykuya dalabiliyor musunuz?

Gün içerisinde sıkça bunalıyor musunuz?

İşyerindeki hayatınız mutlu mu?

Yaşınızdan memnun musunuz?

Şu an siz olmaktan kıvanç duyuyor musunuz?

Sorular ve sorular…

Size tavsiyem; uyandığınızda ilk önce doğaya bakın ve o tarafa bir günaydın savurun. Sonra, aynada kendinize de o şekilde… Sonra da, tüm hayata ve insanlığa günaydın deyin…

Dün markette Ayşe Kulin’in son kitabi gözüme ilişti; Türkan. O an gözyaşlarımı tutamadım. Kitabın arkasında şuna benzer bir ifade vardı: “cüzamı yenen kadın”… Ne kadar kahramanca değil mi? Biz Türkiye’ deki gerçek kahramanlardan haberdar değiliz

Kaçınızın bir kahramanlık öyküsü var? Ya da hepimiz herhangi bir kahramanlık öyküsü yazabilir miyiz? Bence evet! Herkes en az bir tane yazabilir…

Çocukların böyle eğitim almaları için uğraşırken, biz niye üstümüze alınmıyoruz bu sorumluluktan!

Bazen bir erkeğin ağlaması bile bir kahramanlık öyküsüdür. Ya da bir kadının ağlamaması!  Bir şehit annesi dimdik ayakta durarak, oğlunu öldürenlere mesaj verebilir… Ya da bir baba kızına duygularını göstererek de öyle! “Benim de en az senin kadar canım yanıyor kızım. Üzülme! Bunu birlikte atlatacağız”..

Geçenlerde gökyüzüne bakıp, bir martının peşine takıldım. Onunla beraber dünyayı gezdim. Onun gözleriyle şehrimi gördüm ve bazen insanlara gözüm takıldı. Mesela bizim otobüs durağındaki yalnız kıza baktım. Neredeyse 2 senedir onun yalnızlığını gözlerinde görüyorum. İnsanın 2 sene yalnız olması, hoş bir süre değil. Çok şık giyinmesine rağmen, eli, yüzü de düzgün, yalnızlığına çare bulamıyor. Çünkü iletişime açık biri değil. Sorunun güzellik sorunu olmadığının farkında değil!

Kuş olmak güzel... Gökyüzünde uçmak, motosikletten çok daha özgür bir duygu… Şoförlerin emniyet kemerleri takmadıklarını görüyorum… Bunca yıllık yasaya rağmen insanlar hala bilinçsiz. Gökyüzünden herkese ceza yağdırmak istiyorum…

Amma çok bina olmuş her yer! Havaya bir koridor bile açmamışız. Şehir nefes almayıp terliyor. Bu terleme insanlarda bunalım etkisi yaratıyor.

Aşağı inmeliyim; artık servise binme vakti geldi. Evet, genç iş arkadaşım geliyor durağa. Ne yazık! Ne kadar klasik bir Türk erkeği! Sevdiği renk tonları, siyah ve gri arasında,.. İçim bayılıyor.  Servise bindiğimde ne göreyim? Çok kısa, abazan bir kızın, kendisinden daha çirkin olan daracık kot pantolonunun, onda yarattığı devasal görüntü. Hem de hiç hoş değil! Kahkahaların bini beş para! Ama bence ağlıyor, gülmüyor. Şoför öyle bir hızda seyrediyor ki, bir gün, servis takla atmaya başlayacak ve durdurulamayacak! Ama yol uzun, o da ne yapsın!!!

Şirkete varıyorum… Orada çok beğendiğim bir bayan arkadaşım var. Benden bir hayli, yaşça, küçük! Ama o kadar iyi aile eğitimi almış ki, onunla konuşurken, sürerli bir biçimde, annesi ve babasına teşekkür ediyorum böyle akıllı, hanım, hanımcık bir kız yetiştirdikleri için. Ondan öğrendikçe,  Ecrin de kafamda çok daha net bir şekilde beliriyor.

Ben, evet, hayata bakarken, sorular sormadan edemiyorum. Özcesi düşünerek yaşıyorum. Ve enteresan tarafı bundan zevk alarak! Ben buna bilinç düzeyinde yaşamak adını verdim.

Ama size tavsiye eder miyim? Hayır, zannetmiyorum…

Her koyun kendi bacağından asılır bu hayatta! Herkesin kendi oyun planı olmalı, yaşamak için… Benimkisi bu!

Peki ya sizinki si???

Saygılar,

Kavi’l-Bir Düşünce Ademi

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..