Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '10

 
Kategori
Tarih
 

Bilinen tarihin bilinmeyenleri(3)

Bilinen tarihin bilinmeyenleri(3)
 

Almanya, Birinci Dünya savaşından adeta bir enkaz halinde ve oldukça demoralize bir biçimde çıkmıştı. Devlet tüm ekonomik ve askeri gücünü kaybetmişti. Ve çok ağır yaptırımlar içeren savaş tazminatı anlaşmalarına imza atmışlardı. Ancak Almanya'nın borçlu olduğu ülkelerin merkez bankalarının %85'i Rotschild ailesine ait olduğundan Almanya nerdeyse sadece Yahudi Rotschıld ailesine borçluydu. Rotschild ailesi, Almanya'nın, bu yüklü borcun onda birini dahi ödeyemeyeceğini biliyordu. Rotschıld ailesi, Alman Merkez Bankasının kendilerine devredilmesi karşılığında dış borçlarının silinmesini teklif etti ve Almanlar teklifi kabul etmek zorunda kaldı. Aslında bu durum sonun başlangıcıydı. Bırakın savaşacak parayı ve silahı, savaşta askere alacak erkek vatandaşı bile kalmayan Almanya tekrar tüm dünyaya kafa tutacak gücü nereden ve nasıl bulabilirdi? Bunun için ancak Tanrının yardımı gerekirdi. Ancak daha onlar intikam planını yapmadan önce, Rotschild ailesi onlar için çok gizli bir plan yapmıştı bile. Bu plana göre sahte ama çok inandırıcı bir faşizm rüzgarı Avrupa'da esecek ve Yahudilere en ince ayrıntısına kadar planlanmış bir şekilde şiddet ve baskı uygulanarak İsrail'e göç etmeye mecbur bırakılacaklardı.

Bu planın ilk bölümü Almanya'nın ekonomisinin ayağa kaldırılması ve hızla silahlanmasının sağlanmasıydı. Muazzam bir ekonomik ve askeri güce kavuşan Almanya'nın başına 1. Dünya savaşında er olarak savaşan fanatik milliyetçi Hitler getirildi. İtalya ise Alman Faşizmi'nin etkisi altında kalmış ve iktidara Mussolini gelmiştir. Mussolini'nin iktidara gelmesi Rotschild ailesinin bir planı değil kendiliğinden gelişmiş bir olaydı ama bu durum Rotschıld ailesinin ekmeğine yağ sürmüştü. Hitler, hitabet yeteneği ve ürkütücü karizması ile Alman halkını yediden yetmişe peşinden koşturmuştur. Hitler'in konuşmalarında ve toplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde ana hedef Yahudilerdir. Hitler'in iktidara gelmesinden önce kardeş gibi bir arada yaşayan Alman ve Yahudi halkları birbirlerine hiçbir zararlarının dokunmamasına rağmen oluşturulan yapay kaos ortamı yüzünden birbirleri ile kanlı bıçaklı hale gelmişlerdir. Savaştan önce Yahudi işadamlarına Nazi gençlerinin düzenlediği saldırılar, ev kundaklamalar ve cinayetler ortamı iyice germiştir. Zengin olan Yahudiler bir yolunu bulup Almanya'yı terk etseler de, fakir olan zararsız Yahudiler bir yere gidecek paraları olmadığından oldukları yerde kala kalmışlardı. O dönemler savaş dönemleri olduğundan Almanya'nın dışına çıkmak için büyük paralar ve bazı önemli bağlantılar şarttı. Hitler savaşı başlatmış ve Almanya'nın sahte intikam harekatı başlamıştı. Almanya savaşın ilk yıllarında başarı göstermiş ve Fransa, Yugoslavya, Çekoslovakya, Avusturya ve Belçika gibi ülkelerin tamamını çok kısa sürede ele geçirmişti. Özellikle Paris'e 2 saatte giren Nazi orduları İngiltere ve İspanya'nın iyice ürkmesine neden olmuştur. İngiltere'yi hava saldırıları ile darmadağın eden Nazi orduları bir taraftan da sözde Yahudi soykırımı yapmaya başlamıştır. Yahudiler bir bir katledilmiş ve imha fırınlarında yakılmıştır. Ortada öyle korkunç bir ortam vardır ki, savaştan sonra bölgeyi teftişe gelen Amerikalı generaller bile uçaklarından iner inmez havadaki pis kokudan dolayı havaalanında kusmuşlardır. Havadaki pis kokunun nedeni ise sürekli olarak yakılan insan cesetleri ve çürümüş cesetlerdir. Savaştan sonra tam bir korku ülkesine dönen Almanya'da ortaya atılan iddialara göre neredeyse hiç Yahudi bırakılmamıştır. Ancak Sovyet araştırmacılar durumun hiç de öyle olmadığını savaşta katledilenlerin sadece %15'in Yahudi olduğunu net ve çarpıcı belgelerle kanıtlamışlardır.

Bu belgelere göre savaşta öldürülenlerin çoğu ermeni, çingene ve Polonyalılardı. Geriye kalan zengin Yahudiler Rotschild ailesinin kurduğu paravan şirketler aracılığı ile ve Amerikan askerlerinin denetiminde, gizlice (Amerika'ya değil) İsrail'e kaçırılmışlardır. İsrail'e getirildikleri dönemden İsrail devleti kuruluncaya kadar olan süreçte tabiri caizse Allah'ın dağında prefabrik usulü yapılmış evlerde kalmışlar ve büyük zorluk çekmişlerdi. Kaçmak için girişimlerde bulunanlar ise Tevrat'ın emrettiği bir biçimde idam edilmişlerdir. Neticede yaratılan sahte milliyetçi bir hava ile sözde Yahudi soykırımı yapılmış, tüm dünyada Yahudilere yönelik şiddet eylemlerine girişilmiş ve Yahudiler İsrail'e göç etmek zorunda bırakılmışlardır. Yani Rotschild ailesi 1. Dünya savaşında yarım bıraktığı işi 2. Dünya savaşında Tamamlayabilmiştir. Aşırı dindar bir aile olan Rotschild ailesi, kendilerine göre, Tanrı’ya olan sözü yerine getirmiştir.

BAŞKAN KENNEDY'NİN ORTADAN KALDIRILMASI

2. Dünya savaşından sonra kurulan İsrail devletinde her şey1960 yılında John Fitzgerald Kennedy'nin Amerikan başkanı olmasından sonra değişmiştir. Kennedy Amerikan tarihinin en genç Başkan'ıdır ve aynı zamanda ilk Katolik Başkandır. Kennedy'den önce Amerika'da katolik bir Başkan hiçbir zaman olmamıştır. John F Kennedy'nin babası olan Joseph Kennedy de politikacı olup aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmıştı. Ne babası, ne de Başkan Kennedy Yahudilerle iyi geçinemiyorlardı Babası büyükelçilik yaptığı dönemde Londra'da Yahudilerin boy hedefi haline gelmiş ve çeşitli saldırılara maruz kalmıştı. Sigmund Rotschild, Kennedy'ye "Başkan seçildiğinde Ortadoğu'da İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında, milyonlarca doları bulan seçim kampanyası masraflarını karşılamayı" teklif etmiştir. Ancak Kennedy böyle bir teklifin bir daha yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış hissettiğini belirttirmiştir. Kennedy, İsrail lobisinin Amerikan devleti üzerindeki faaliyetlerinden son derece rahatsızdı. Kennedy'ye göre lobilerin faaliyetleri, Amerikan bağımsızlığına vurulmuş bir darbeydi.

Devam edecek...... www.itp.tv.tr
 
Toplam blog
: 65
: 1528
Kayıt tarihi
: 08.02.08
 
 

Ben Ankara'nın Polatlı ilçesinde 1962 yılında doğdum. Tahsil hayatımı Ankara'da tamamladıktan ve ..