Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '07

 
Kategori
Dostluk
 

Bilirim; aynı yolda elele de olsak, herbirimiz kendi yolunu arşınlar...

Bilirim; aynı yolda elele de olsak, herbirimiz kendi yolunu arşınlar...
 

Gördüğün, görebildiğinden ibarettir..
Gördüğümüz görebilmemize izin verilendir....

Giydiğim sadece bir elbisedir,
Tendeki koku Ben'de ki bedendendir.

Beden dediğin, kan ve etten ibarettir.
Hayranlık duyduğun bu elbisem:Ben’de sonsuza kadar kalamayacak bir misafirden ibarettir...

“Rüzgar çıktı” dersen, sana bu fırtınaydı diyemem...
Almayı dilemessen vermek için debelenmem,

Vadiler var önünde... görürürüm,
Baktığın yeri değiştirmediğinden göremediğini bilirim,
İçtenlikle senin de görmeni dilerim ama görmeyi dilersen "zamanını bekle" derim. Görmeyecek olduğunuda, ben sana gösteremem...

Söylediğim, anlayacağından ibarettir.
Söylediğin, anlamamı istediğinden ötesi değildir.

Gündüze sen gece dersen; gece çöktüğünde de onu gündüz sanırsın.
Hazır oluğunu yaşarsın ancak, bilirim ve susarım... anlatmaya yeltenemem.

"Sıcak dediğin, bir esintiydi senin, daha cehennem var, içinde nar var, nardan sonra kor olan var" diyemem...
Yanmanı dilemem, yananı anlamanı da bekleyemem.

Dostum olandır benim kara gece...gecede örtülü olansa yoldaş seçtiğim.
Yanlızlık ne büyük klavuzdur; anlamanı istesem de, senin için bunu dileyen değilim...

Bu benim seçtiğimdir; senin de seçmeni bekleyemem.
Elimi tutana ben "bırak" diyemem...
Yanımda olursan gönül rızanla; yolumda yoldaş olmayı dileyene ben "git" diyecek değilim...

Arkadaşım diye seslene "arkadaşım" diye sesleniririm.
"Dostum" diyene dostluğumla cevap verirsem de; bilirim...
İlk ateşte,
Olmadı ilk rüzgarda,
İlk engebede,
Bilemedin, ilk tepede ayağı sürçtüğünde kurtaracağı kendidir.
Ses etmem, umam ki ötesini...

Dilemem, ateşle dolsun senin de yüreğin...
Toz duman yutsun, hercai bedenin...
İstemem, ter kan içinde kalsın alışkın olmayan bedenin...

Terbiye edecekse bir gün gelipte yol yolcusunu; çaresi kendini yontmaktadır bilirim.
Ne ben olabilirim sana, ne sense bana yontucu...
Her dağ içinde kendi yontusunu gizlerken; çıkaracak olan bizsek yine kendimizden kendi yontumuzu; ben hadimi bilenim...

Bildiğin, bilemeyi tercih ettiğin...
Duyduğun, kulağını verdiğin...
Hissettiğinse, taşımayı kaldırabileceğin kadarınla kalacakken; söz etmeye hicap ederde ben; ancak seni dinlerim...

"Kalplerimiz beraberce çarpsada, elim ilelebed avucunda kalacak da olsa; ne senden bana, ne de benden sana dost olmaz. Dost dediğin; kendi için kendindekini yontandır” diyemem ki, ben sana.
Desem de anlayamayacak olana, aşıpta haddimi kıpırdatamam ki ben dudağımı...

Deliyim, bilirim...
Beklem anlamanı...
Bozmasam da sukunetimi; bu kayıtsızlık sandığın seni kollayan bir örtüdür oysa...

Bilmediğini bilsem de; sakınırım sana değecek gözden dahi seni.
Severim çünkü, içtenlikle ve öz’den seni...

Var olduğun sürece yürürüm seninle, aynı yolda elele...
Bilirim yine de: Bu yolculukta her yolcu olsada her ne kadar yürek yüreğe, yine de arşınlayacaktır ancak herbiri kendi önündekini.

Bilirim; bilmediğini...
Bilirim ben asla söylememem gerekeni...
Bilirim; zamanı gelmeden edilen sözün en ağırından yük olduğunu...

Bilirim; biz dilesek de dilemesek de: Yaşanaması gerekenin yaşanması gerektiği şekliyle, bu alem de ama er,ama geç tecelli edeceğini.

Sevgi ve ışıkla
Ayna

07.04.07

 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..