Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '19

 
Kategori
Psikoloji
 

Bilişsel Çelişki

İnsanı daha iyi anlamak, davranışlarının kökenine daha iyi inebilmek adına psikolojik çalışmalar sürekli yapılmaktadır. Bu çalışmalar sonucunda ortaya konan kuramlardan biri de Bilişsel Çelişki dir.

Leon  Festinger'in bilişsel çelişki kuramına göre insanlar davranışlarını ve düşüncelerini geçmiş deneyimlerine ve değerlerine göre belirler. Zamanla kendiliğinden veya çevre faktörleri ile oluşmuş bu değerler kişiliğimizin de belirlenmesinde büyük katkı sağlar.

Bu değerler bir siyasi partiyi tutma, bir futbol takımı taraftarlığı, bir din mensubiyeti hatta sevmediğimiz bir yemek hakkındaki ön yargılarımız bile olabilir.

İsterseniz zihnimizin karanlık kısmına biraz ışık tutalım. İnsanlar zaman zaman kendi değerlerine bile karşı çıkabilirler. Eğer bir konuya tamamen inanıyorsa, onun yanlışolmasını istemez ve fikirlerine sıkı sıkıya tutunur. Gerçeklerle yüzleşmekten ya kaçar ya da gerçeklere karşı koyarak saldırma eğilimine geçer. Karşı görüşhiç var olmamışgibi davranır ve bir nevi duymazlıktan gelir.

Yani insan karşısına çıkan olumsuzluklarda uyumsuzluklarla yüzleşmekten kaçınır ve kendini kandırma yoluna gider.

Bir örnek verelim. Malum sabah işe giderken toplu taşımaraçları çok kalabalık olur. İlk binenlerden bir kişioturacak yer bulur. Daha sonra otobüs kalabalıklaştıkça kendinin de nefes alması zorlaşır, bunalır. Bir durakta bu hınca hınç dolu otobüse şoför hala yolcu almaya çalıştığında otobüsün yeterince dolu olduğunu, insan ve yolcu hakları diye bir şeyolduğunu daha fazla yolcu alınmaması gerektiğini düşünür, sessiz bile olsa isyan eder. Yarın ise ara duraktan dolu otobüse binmek isteyen kendisi olduğunda bir gün önceki düşüncelerinden eser bile kalmamıştır. En etkileyici sesi ile “biraz daha yürüyelim” diye seslenip şoföre yardımcı bile olur.

Bir başka örnek:

Yine bir kişiyi ele alalım. Bu kişinin inandığı siyasi görüşü savunan partinin, yolsuzluk yaptığı ortaya çıksın. Kişi büyük olasılıkla, partisini değiştirmeyecek ve başka bir görüşü savunan partiye yönelmeyecektir. Peki, ama neden?

Kurama göre bakacak olursak, kişi; bu haberi basitçe görmezden gelebilir. Yani yapılan hırsızlığı önemsiz bir konuymuşgibi algılar ve "Herkes çalıyor, ne var bunda?" ya da "Çalıyor ama işde yapıyor sonuçta" tarzında fikirler ortaya koyacaktır. Bu da yetmezse olayın bir komplo olduğunu söyleyecek, partisini yok etmek amacıyla uydurulmuşbir yalan olduğunu belirtip saldırganlaşacaktır.

Oysa rakip partinin böyle bir şey yaptığı ortaya çıkarsa, ona en büyük saldırıyı da yine bu aynı kişi yapacaktır.

Böyle çelişkiler ve veriler kendi varsayımlarıyla çelişirse, bahsettiğimiz bu bilişsel çelişki durumu meydana gelir. Yani kişiler, kendi inançlarını terk etmemek adına, sonradan ortaya çıkan uyumsuzlukları kabul etmeme ve görmezden gelme iradesini gösterebilir.

Eğer bir konuya tamamen inanıyorsa, onun yanlışolmasını istemez ve fikirlerine sıkı sıkıya tutunur. Gerçeklerle yüzleşmekten ya kaçar ya da gerçeklere karşıkoyarak saldırma eğilimine geçer. Karşı görüşhiç var olmamışgibi davranır ve bir nevi duymazlıktan gelir.

İşte bu bilişsel çelişkidir.  Bilinçaltımız bunu yaparken o kadar başarılı olur ki, bunun bir kandırma olduğunu asla fark etmeyiz. Ne olursa olsun değerlerimizi savunma yoluna gider, zamanla karşıt görüşü sadece çürütmekle kalmayıp onu yok etme arzusu da duyarız. Çünkü zihnimiz, durumu önceden öylesine içselleştirmiştir ki, zıtlıkları kendisine yapılmışbir saldırı olarak görür.

Genelde insanoğlu maalesef böyle bir varlık. Değişmez mi? Tabii değişir. Bunun içinde çok okumak, bilgilenmek, en başta kendini iyi ve doğru tanımak gerekir.

Kaynak: Eray Kaşıkçı

İzmir 03.03.2019

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..