Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '08

 
Kategori
Ankara
 

Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi'nde dünyayı keşfe çıkmak

Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi’nde Dünyayı keşfe çıkmak…

Çeşitli konularda araştırma yaparken, birazcık internettin başından kalkıp hiç kütüphaneye gidip araştırma yaptınız mı? Biliyorum yoğun iş akışımızda, zaman kaybı olmasın diye çoğumuzun tercihi interneti kullanmak ve kolay bir şekilde bilgiye ulaşmak. Kendinize şu an kütüphane ile ilgili birkaç soru sorabilirsiniz: Kütüphanenin tarihçesini biliyor muyum? Hiç kütüphaneye gittim mi ya da gitmeyi düşünür müyüm?
Eğer bir an bile olsa sorularım, düşünmenize neden olduysa, bakın size neler anlatacağım…

Öncelikle kitapların tek bir çatı altında toplandığı kütüphanenin tarihçesine bakalım;
“Kütüphane, belli bir sisteme göre düzenlenen kitap ve benzeri materyallerin toplandığı, saklandığı, okuyucu ve araştırmacıların istifadesine sunulduğu yer. Farsçada ev manasına gelen hane ile Arapçada kitaplar manasına gelen kütüb kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen hane-i kütüb (kitaplar evi) isim tamlamasındaki tamlama i'sinin düşmesi ve kelimelerin yer değiştirerek birleşmesinden meydana gelmiş, Kütüphane şeklinde söylenen birleşik bir isimdir.”
“Osmanlılar devrinde mimari açıdan müstakil bir binaya sahip olan ilk vakıf kütüphanesi Köprülü Fazıl Ahmed Paşa tarafından yaptırılan ve Köprülü Fazıl Mustafa Paşa tarafından vakfiyesi hazırlanarak tanzim edilen Köprülü Kütüphanesidir. Şehid Ali Paşa tarafından Vefa'da yaptırılan kütüphane, Atıf Efendi tarafından Süleymaniye civarında yaptırılan Atıf Efendi Kütüphanesi, Nuruosmaniye Kütüphanesi ve Koska'da Koca Ragıb Paşa tarafından kurulan Ragıb Paşa Kütüphanesi de belli başlı Osmanlı kütüphaneleridir.
Cumhuriyet döneminde 1924'te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu'yla vakıf kütüphanelerindeki koleksiyonlar, 1927'de çıkan kanunla tekke ve zaviyelerde bulunan eserler Maarif Vekaletine (Milli Eğitim Bakanlığına) bağlı kütüphanelere devredildi. Maarif Vekaletine bağlı olarak faaliyet gösteren Kütüphaneler Müdürlüğü 1960'da genel müdürlük oldu. Kültür Bakanlığının kurulmasından sonra bu bakanlığa bağlandı. Günümüzde devlete bağlı ve özel olarak faaliyet gösteren 812 kütüphane bulunmaktadır. Bu kütüphanelerdeki kitap sayısı 10 milyonun üzerindedir. Çeşitli il ve ilçelerdeki yazma eserler, halk ve çocuk kütüphaneleri Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğüne bağlıdır.”

Kütüphanenin tarihçesine kısa bir göz attıktan sonra 1995 yılından beri kütüphane yolculuğuma adım atalım; Kütüphaneye neden mi gidiyorum? Zamanım oldukça kitap raflarının arasında istediğim bilgiyi aramayı, daha önceden görmediğim, keşfetmediğim başka kitapları, yayınları, müzikleri gözden geçirme şansım olduğu için gidiyorum. Bunların hepsini çok kolay internette de yapabiliyorum ama kitapların kendine ait kokusu eşliğinde, farklı dünyaların kitaplarını keşfe çıkmak, sessiz bir kalabalığın içerisinde araştırma yapmak, insanı huzurlu kılabiliyor. Internet’in kendine ait bireysel dünyasında pek yaşayamadığımız bir his; Kütüphanede tanımadığın insanlarla ortak bir paylaşımda sessizliği paylaşmak mükemmel bir duygu diye düşünüyorum. Ayrıca, psikolojik boyuttan baktığımızda, her birey, çevresinde de, kendi benzeri araştırma yapan insanları görmesi, algılaması farklı bir “motivasyon” sağladığını düşünüyorum.

Özellikle Bilkent Üniversitesi’nde okurken hocalarımız kütüphaneye gitmek konusunda bizleri “motive” ederlerdi; Üniversitede okurken hocalarımız bir kitap ya da bir konu üzerine araştırma yapmamızı istediklerinde, hemen kütüphaneye giderdik. Kütüphanede bulunan bilgisayardan önce istediğimiz bilgiye ulaşırdık, daha sonra da o bulduğumuz bilgileri saatlerce kütüphanenin kendine ait sessizliğinde okumaya başlardık, notlarımızı alırdık, fotokopilerimizi çektirirdik. Bu işlem bittikten sonra, yaptığımız araştırma çerçevesinde nasıl bir yazı yazacağımız hakkında plan yapardık.

Üniversitemden mezun olduktan sonra da kütüphaneye gitmek yaşamımım bir parçası oldu ve arkadaşlarımla da gitmeye gayret ediyorum. Hocalarım sayesinde kazandığım motivasyonu arkadaşlarımla da paylaşıyorum. Özellikle sanat konusuna ilginiz varsa, Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi’nin Sanat Odası’nı keşfe çıkmalısınız. Sanat Odası keşfinden sonra sanat galerisindeki resim sergisini dolaşma keyfini mutlaka çıkarmalısınız. Ayrıca sergi açılışlarını, sanat galerisi’nde belirli günlerde düzenlenen klasik müzik konserlerini mutlaka dinlemelisiniz. Bunun yanı sıra, Süreli Yayın Koleksiyonu, Görsel-İşitsel Koleksiyon, Müzik Odası, Çevrimiçi Erişebilir Veritabanları, Çevrimiçi Erişebilir Dergiler, Elektronik Kitaplar, Çevrimiçi Kütüphaneler, Dünya Bankasından Yeni Yayınlar bölümlerini incelemeye değer.

Sonuç olarak, Başkentimiz Ankara’nın sahip olduğu Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi sayesinde dünyanız değişebilir, hayata dair sahip olmak istediğiniz her türlü geçmişe ve geleceğe ait her türlü bilgiyi tek bir çatı altında keşfe çıkabilirsiniz.

Kaynakça:

http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCt%C3%BCphane

http://www.tr.net/cgi-bin/sehir_rehberleri/sehir_rehberleri.cgi?sub_list+ankara_006-00

http://library.bilkent.edu.tr

 
Toplam blog
: 11
: 1578
Kayıt tarihi
: 07.06.07
 
 

Öncelikle bloguma hosgeldiniz! Blogumda Ankara'da gittiğim kültür ve sanat aktivitelerini, Bi..