Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '11

 
Kategori
Anılar
 

Bilmeden bilmişlik yapmak

Temel Amerika ya İdris in yanına gitmiş. İdris de Temel i gezdiriyor, her şeyi tanıtıp anlatıyormuş. Bir ara uzaktan koşan bizon sürüsü görmüşler.” Temel bunlar ne olayi? “diye sormuş. İdris de bu hayvanları daha önce hiç görmediği için” Hmmmmm onlar öyle olayi?” demiş. 

Bizim bir teyzemiz var. Başlar bir konudan çıkar başka bir konudan…Hepsini de sanki biliyor mübarek. Bir hastalık dersin nedeniyle ilacıyla sana cevap verir.(Tabii ki doğruyla uzak yakın ilgisi yok.) Ama Novaljin diye okunan Novalgine yi aynen yazıldığı gibi okur. Augmentin diye bir antibiyotik var ya onu da agumentin diye okur. Bildiğini sandığı sadece hastalık ve ilaçlar değil. Siyasi politik ve ekonomik konularda da çok bilgili olduğunu zanneder. Partilerin liderlerini karıştırır. Bir siyasi fikri savunurken aksi fikirdeki partiyi tutar. 

Risk demesini bilmeden ille de o kelimeyi kullanacağım diye riks diyenlerden birkaç tanesi mutlaka çevrenizde vardır. İnsan neden söylemeyi bilmediği kelimeyi ısrarla kullanır? Ya da doğrusu söylenirken hiç kendi yanlışını fark etmez.? 

Bir check-up merkezine gitmiştim. Kızım bir uygulamaya girmişti. Ben de oturuyordum. Yanıma tanıtım için gelen bir kız mamografi ile çekimlerle ilgili bilmiş bilmiş apır sapır konuşmaya başladı. Halbuki tereciye tere sattığını bilmiyordu. Benim bütün günüm röntgen teşhis cihazlarıyla geçiyor. Ben de onu öyle dinledim. Çok komikti…Bilmediğim hiçbir konuda konuşmamaya karar verdim. 

Bir de taş kafalar var. Tahmin yürütür. Hareketten anlam çıkarır. Her davranışa mana yükler.Çıkardığı anlamı doğru kabul edip bir de üstüne yorum yapar. Ve artık o son noktadan sen ne desen ayrılmaz. Nafile…Hüküm verilmiştir. Güvensizliğin yanı sıra kendi kararlarına inanç son derece güçlüdür. 

Bizim alaturka tuvaleti klozete dönüştürecektik. Kapıcımıza” bildiğin bir usta var mı?” diye sormak gafletinde bulunduk. Sormaz olaydık. Artık tuvalet konusunda inşaat konusunda malzeme konusunda uzmanların uzamanı kesildi başımıza. Bilgisi bir derya oldu taştı enginlere ulaştı. Usta geldi onun işine karıştı hiç durmadan konuştu. Tuvaletin tepetaklat monte edilmediğine şükrettik. 

Apartmanın genel kanalizasyonuna çek valf takılacaktı . Aklıevvel kapıcımız bu defa da tadilatı yapan ustayı baydı. Tepesinde vır vır ..Bunu öyle yap şunu böyle yap. Sıcak bir yandan bizimki bir yandan…Adamcağız 3. günün sonunda “yeter artık bir sus da işimi yapayım “dedi. 

Yeni komşumuz da eski kapıcımızla aynı isimde. Allahın işine bak ki bu da öbürünün ruh ikizi. Kapı önünde karşılaşmamak için yol değiştirirsin öbür taraftan yine karşına çıkar. Çünkü işe geç kalman işten değil. O hiç anlamaz anlatırda anlatır. Binanın yapılışından sanki bir tarihi eserden bahsediyor havasıyla, hidroforun tamiratından, karşı inşaatın mütaahhhitinin cıbırlığından aklına ne gelirse konuşur. Hepside akademik kariyer gerektiren konularmış gibi en ciddi en vahim edalarla hem de her konu da çok haklı olaraktan biraz oradan biraz buradan yamalı bohça gibi bir muhabbet. Sonuçta “ulan biz nasıl buraya geldik, biz ne konuşuyorduk ki “diye dumur bir vaziyette hatta gittiğin yönü şaşıraraktan ortamdan ayrılırsın. 

Herhalde bir şey bilmeyince ya da çok az şey bilince çok konuşmak bilmişlik yapmak daha kolay oluyor.” Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz “diye boşuna söylememişler değil mi? 

 
Toplam blog
: 80
: 640
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

Fizik Mühendisiyim. Ankara'da oturuyorum.Türkiye' radyoaktif kaynak giriş ve çıkışını takip eden bir..