Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '10

 
Kategori
Öykü
 

Bin yılın soğuğu

Bin yılın soğuğu
 

BİN YILIN SOĞUĞU (BÖLÜM BİR)

Çalan saatin sesine uyandı. Saatin sesini duymasa belki de ölecekti. Saat umuda çalmıştı. Odayı kesif bir duman doldurmuştu. Beyaz toz bulutu gibi bir duman… Duman ağzına burnuna doluyor, damağında acı bir tat bırakıyor, genzini yakıyordu. Aynı anda gözleri yaşarmaya başladı. Bu da ne böyle diye düşündü bir yandan ayağa kalkarken. Duman bulutu içinde yolunu bulmaya çalışarak, pencereye doğru yöneldi. Beyni şimşek hızıyla çalışıyordu şimdi. VX gazı olmalı diye düşündü. Yalnızca bir gramı birkaç dakika içinde insanı öldürmeye yeterde artardı bile. Gayriihtiyarî ellerini ileriye doğru uzattı. Ama aynı anda ayağı bir şeye takılarak sendeledi, dengesini kaybetmişti. Düşüyordu… Sağ tarafına doğru düşmeye çalıştı. Sol eli kuvvetli değildi, hiç olmamıştı. Sağ elini döşemeye dayamaya çalıştı, artık çok geçti, dirseği sehpaya vurdu, can acısıyla kıvranmaya başladı, bir an için dumanı unutmuştu, pat diye bir şey düştü yere. Mavi kapaklı bir kitap… Nabokov, Lolita… Şimdi bunu düşünecek hali yoktu. Emeklemeye başladı, anlamsızca gülerek, pencereye doğru. Neden kapıya doğru yönelmediğini kendisi de bilmiyordu.

Dışarıda yoğun bir kar fırtınası vardı. Rüzgârın sesi vu vu vu ötüyordu. Nihayet pencereye ulaşmayı başardı. Doğrularak pencerenin koluna uzandı. Kolu bükerek açmaya çalıştı. Ama pencerenin tahtaları şişmişti. Soğuktan veya nemden… Çatırt diye bir ses duyuldu. Birkaç kez daha zorladı. Lanet olsun açılmıyordu işte. Pencereyi açabilseydi, belki dışarı çıkabilirdi. Son bir gayretle bir kez daha denedi. Duman artık iyiden iyiye etkisini göstermeye başlamış, onu sersemletmişti. Başı zonk zonk ötüyordu. Öleceğim burada diye düşündü, öleceğim. Gözleri kararmaya başlamıştı, kendinden geçiyordu. Bir an için aklına kelebek koleksiyonu geldi. Allah kahretsin! Bunları düşünecek zaman değildi şimdi. Kendi canının derdindeydi. Kelebekler nasıl olsa ölüydüler öyle değil mi? Bir kez daha dene… Kendini kaybetmemelisin… Kaybetme… Eli pencerenin kolundan kaymaya başladı. Can havliyle sıkı sıkı yapıştı kola. Sağa doğru bük! Sağa… Bütün enerjisini kolu açmaya harcıyordu. Birdenbire aklına geldi. Emniyet kilidi… Kısa bir süre önce yaptırmıştı bu kilidi. Başına böyle bir olayın geleceğini nereden bilebilirdi ki? Dakikalar azalıyordu belki de saniyeler 10-9-8 Camı kır! Evet, camı kırmalıydı, Ama nasıl? Ayakta durmakta zorlanıyordu. Her tarafını ter basmıştı.7-6-5 Bir daha dene! 4-3-2 Pencere birdenbire açılıverdi. Yüzüne vuran soğuk hava bir an kendine getirir gibi oldu. Hayıııır!

 
Toplam blog
: 261
: 335
Kayıt tarihi
: 30.08.10
 
 

Anadolu Üniversitesi İşletme fakültesi mezunuyum. Çeşitli kuruluşlarda muhasebe ve dış ticaret or..