Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '18

 
Kategori
Üniversitelinin Sesi
 

Bin Yıllık Tecrübe

Bin Yıllık Tecrübe
 

Her üniversite öğrencisi gibi üniversite bitene kadar okuduğum meslek ile ilgili iş bulma denemelerimin sonucunda öğrendiğim bir şey var ise oda bin yıl yaşarsanız belki iş tecrübesi edinebileceğimiz.
 
Yaklaşık 8 farklı iş bulma sitesine üyeyim ve her gün düzenli olarak iş ilanlarına bakıp kendime uygun iş arıyorum hatta kendime ve mesleğime uygun olmasından vazgeçip sadece iş aradığımı söyleyebilirim. 5 yıldır bir üniversitede lisans eğitimi alıyorum benim gibi sabah bin bir türlü terslikle okuluna gitmeye çalışan binlerce üniversiteli arkadaşım var ve haliyle mesleklerimizi icra edeceğimizi sanırken kocaman bir hayal kırıklığı ile karşı karşıyayız.
 
İncelediğim iş ilanlarında bir dünyayı kurtaran adamın oğlu olmamıza değinilmemiş. Çalışan mı arıyorlar süper kahraman mı emin olamayan işletme sahipleri şu şekilde isteklerde bulunuyorlar: "25-30 yaş arası 5 yıl tecrübesi olan lisans veya ön lisans hatta lise mezunu." Bu ilanı yayınlarken sanırım Türkiye'de 4 yıllık artı birde hazırlık okuyan öğrencilerin zaten 23 yaşında mezun olduğunu unutmuş olmalı.Yoksa 5 yıl tecrübeyi ben doğmadan edinebiliyorum da benim mi haberim yok dersiniz. İlan başlığında "Pazarlama Müdürü Aranıyor" yazıyor ama tercih edilen bölüm mühendislik fakülteleri? İnsan kaynakları çalışanlarıda gastronomi mezunu olmalı herhalde diye düşünüyor insan.
   
En az üç dil bilen, kuantum fiziği üzerine yüksek lisans yapmış, kano sürme ehliyeti olan, alanında en az 8 yıl tecrübeli müşteri temsilcisi aranıyor. Peki bu kadar beklenti içerisinde olan işletme sahibi bir ihtimal sizi görüşmeye çağırdığında size teklif ettiği maaş ne kadar dersiniz? Kendim için söyleyecek olursam bulunduğum şehirde ki ev kiralarına bile yetmeyecek kadar az.
 
Yeni mezun ve yetiştirilmek üzere başlıklı ilanın içeriğinde en az 2 yıl tecrübe isteyen işletmeler varken beyin yaşı beş yaşın altında olan insanlara birde yaptığın işi beğendirmek için havada 15 takla falan atıp burnunun üzerinde yürümeniz gerekiyor ki bu iş için belki uygun olduğunuzu düşünsünler.
 
Peki hala binlerce lise öğrencisi neden üniversite sınavlarına hazırlanıyor hala mezun olanlar için bile iş istihdamı sağlanamazken üstelik.Üniversite açmak için ayrılan bütçeyi iş kurmak için yeni mezunlara ayırmak hiç mi gelmiyor benim güzel memleketimin büyük insanlarının aklına dersiniz. Benden küçük üniversiteye hazırlanan akrabalarıma yaparken mutlu olacağın iyi olduğunu düşündüğün mesleği seç demek yerine iş bulabileceğin bir bölüm oku demek zorunda kalıyorum artık.Türkiye'de yüzlerce bölüm var seçenek çok ve seçmekte özgürüz mükemmel... Peki ya o bölümlerin iş imkanları nerede dersiniz? Çoğu yurtdışında oldukça yüksek maaşlarla çalışılabilecek  meslekler iken Türkiye'de iş görüşmelerinde yüzünüze bakmama ihtimalleri oldukça yüksek. Peki yurtdışında geçerli bir diplomamı alıyoruz? Ne münasebet..
   
Sanırım bir 50 yıl kadar girdiğim işte getir götür işleri yapıp günde bir simit ile karnımı doyuracak kadar bir maaş ile hayatımı sürdürebilirsem,70 yaşında saygı değer bir hastanenin morg bölümünde işe alınabilirim. Durum vahim, durum içler acısı her sabah işsiz bir insan olarak uyanan  sınıf arkadaşlarım ve ben, ellerimizde karton bardaktaki çaya bakarak part-time palyaço iş ilanlarını kovalar olduk.
 
Onca yıl okuduğumuza mı yanalım yoksa dünyayı kurtaran adamın oğlu/kızı olmadığımıza mı bilemedim. Sevgiler.
 
Toplam blog
: 6
: 904
Kayıt tarihi
: 23.02.17
 
 

Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklam.   ..