Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '13

 
Kategori
Siyaset
 

Binali Yıldırım'ın lideri olacağı bir AKP'ye, ben bile oy verebilirim

Binali Yıldırım'ın lideri olacağı bir AKP'ye, ben bile oy verebilirim
 

O, belki de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en başarılı başbakanı olur.


Yazımın başlığında: Binali Yıldırım'ın başbakan olacağı bir AKP'ye, ben bile oy verebilirim derken; amacım, asla kibirli olmak, kendini beğenmişlik taslamak değil... Yani Yıldırım, AKP'nin başına geçerse, 40 yıllık solcu olan ben bile AKP'ye sempatiyle bakabilir, hatta oy bile verebilirim demek istiyorum.

2014'te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça, AKP'nin potansiyel lider adayları bir bir ortaya çıkmaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Gül, makamından inip, tekrar başbakan olmayı içine sindirebilir mi? Hiç sanmıyorum. Ancak, eğer başbakan olmak isterse, AKP'de kimse önünde duramaz onun...

Bülent  Arınç, ani çıkışları, ne zaman ne yapacağı belli olmayan, dengesiz ruh hali, kimselerde bulunmayan sivri diliyle, değil yarının, bugünkü AKP'nin bile en antipatik adamı, en büyük karın ağrısı... Arınç'ın başbakanı olacağı bir Türkiye'yi düşünmek bile istemiyorum. Allah hepimizi böyle bir felaketten korusun.

Siyasete girdiği günden beri "Geleceğin başbakanı, Edoğan'ın veliahtı" yakıştırması yapılan Ali Babacan'ın, ne olağanüstü bir siyasi başarısını gördüm; ne de bugünkü Türkiye'nin en büyük partisi AKP'ye liderlik edebilecek, Türkiye'nin başbakanı olabilecek olağanüstü bir liderlik özelliğini, Türk Siyaseti'ne damga vurabilecek büyük bir  karizmasını...

Gelelim Binali Yıldırım'aaaa... Yıldırım, aslında Erdoğan sonrası AKP'nin tek ve tartışılmaz lider adayı olmalıydı bence.Çünkü:

- Eğer iktidarda siyaset yaparken başarılı olmanın ön şartı, doğru, başarılı icraatlar uygulamaksa, AKP'nin Türkiye'de gerçekleştirdiği siyasi devrimin ( O devrimin siyasi anlamı: Menderes'in Demokrat Partisi'den sonra her seferinde oylarını arttırarak 3 kez seçim kazanmasıdır. Devrimden kastım, kafa karışıklığına yol açmasın. ) en parlak iki yıldızından biri, eski sağlık bakanı Akdağ'sa, ikincisi kesinlikle   Yıldırım'dır.

- Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bakanları en sık değişen bakanlıklarından Ulaştırma ve Denizcilik Bakanlığı'nda en uzun süre - 11 yıl aralıksız - görev yapması, onun ne kadar başarılı bir siyasetçi olduğunu anlatmama gerek bile bırakmıyor aslında.

- Ulaştırma Bakanlığı'na kazandırdığı kurumsallık, profesyonel, ciddi, tutarlı, güven veren siyaset anlayışı, çalışkanlığı, özellikle iletişim alanında sağlam bir öngörüye ve kendisini de, Türkiye'yi de geleceğe hazırlamak konusunda gelişmiş becerilere sahip olması,

- Yıldırım'ın, başarılı bir siyasetçide olması gereken en temel iki özelliğe esneklik ve adalet duygusunu da doğal bir kişilik özelliği olarak ruhunda taşıdığına inanıyorum.

Tabi başında ister Binali Yıldırım, ister AKP'nin başka bir ağır topu olsun;  benim gibi düşünen, Atatürk Milliyetçiliği'ne gönülden bağlı, Sosyal Demokrasinin gücüne yürekten inanan insanların bile oy verebileceği bir AKP'nin, 4 siyasi ön koşulun da farkında olması gerkir:

- Bilinçli ve sistemli bir biçimde inatla ve ısrarla Mustafa Kemal Atatürk'ü yok sayma, unutturma çabasından vazgeçilmelidir.

- Üniter yapıya sahip Türkiye Cumhuriye Devleti'nde, Cumhuriyet rejiminden vazgeçip eyalet düzenine bağlı bir Başkanlık Sistemini getirmeye çalışmak, bu ülkenin siyasi temellerine dinamit koymaktır.  

Başkanlık sevdasından vazgeçemeyen bir AKP, en az kendisine güvenenler kadar kalabalık olan siyaset anlayışına, ülkeyi yönetme biçimine güvenmeyen, varlığından, yaptıklarından rahatsız olan geniş kitleler için, güvensizlik duygusu üretmeye devam edecektir.

Cumhuriyet rejiminde aksayan, eskiyen, sistemi tıkayan, Türkiye'ye ayak bağı olan ne kadar yanlış ve  kusurlu unsur  varsa, gözden geçirilebilir. Bu konuda her türlü yenileme ve revizyon uygulaması yapılabilir. Ancak, " Sistem aksıyor, sürekli arıza veriyor. " bahanesine sığınıp Cumhuriyet rejiminin yerine Başkanlık sistemini getirmeye çalışmak, hiçbir samimi siyasi yaklaşımla açıklanamaz. Ne yani? Başkanlık Sistemi gelse, o sistemin hiçbir yanı aksamayacak mı?!!

- Türk Milliyetçiliği'yle, Türk Milliyetçileriyle bu kadar uğraşan bir AKP, solun, ne Atatürk Milliyetçisi olan kesiminden, ne Ulusalcılarından ne de Sosyal Demokratlarından oy alabilir.

- Kürt Sorunuyla PKK'yı birbirine karıştırmış, bu derece iç içe sokmuş, malum sürecin başarısını Abdullah Öcalan'ın iki dudağı arasına bırakmış, süreci tamamen teslimiyetçi bir zihniyetle yürüten, terörle mücadele konusunda iktidara geldiği günden beri net, kararlı bir tutum sergileyemeyen bugünün " AKP Zihniyeti ", Erdoğan sonrası da sürecekse, bu tavır, AKP'yi büyütmek yerine sürekli küçültür.

Ancak her şeye rağmen, Binali Yıldırım liderliğinde bir AKP'nin, bu 4 temel konuda da üzerine düşeni fazlasıyla yapacağına eminim.

" Ya peki bugünkü AKP için ne düşünüyorsun? " derseniz; Onu zaten daha önce defalarca yazdım. Yeni bir şey söylememe hiç gerek yok sanırım.

Çünkü Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP'si, 11 yıllık sevap ve günahlarıyla duruyor zaten; ortalık yerde...

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..