Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Bingöl'de 33 ve Tokat'ta 7 Mehmetçiğin katledilişlerinin ortak noktası neydi?

Bingöl'de 33 ve Tokat'ta 7 Mehmetçiğin katledilişlerinin ortak noktası neydi?
 

Tutuşup kül olan ocaklarından...


Aynı kaynaklardan beslenen organizmalar arasında sürekli bir rekabet gözlenir. Bu rekabet bazen öylesine şiddetlenir ki, aynı kaynaktan beslenen farklı türler birbirlerinin varlıklarını tehdit ederler. Bu süreç, evrimin akışını da etkiler ve türler hayatta kalabilmek için daha da hırçınlaşırlar.

Bu gün, kurumsal yapılar olarak yaşayan siyasi partilerin aynı kaynaktan beslenen türleri arasında da vahşi bir rekabet görüyoruz. On yıl kadar öncesinden bir örnek verecek olursak akla DYP ve ANAP arasındaki mücadele geliyor. Birbirleriyle en sert mücadeleyi ettiler ve enerjilerini Türkiye’nin çözüm bekleyen sorunları için harcamadılar. Diğer bir örnek ise rahmetli Ecevit’in DSP’sinin CHP ile yaptığı sert mücadeledir. Ecevit, ölüm döşeğindeyken dahi CHP ile sıcak ilişkilere girmeyi ret etmişti ve 12 Eylülden sonraki yaşamını CHP ile mücadeleye ayırmıştı…

Bu gün, aynı kaynaktan beslenen iki siyasi partinin sert mücadelesine mantık örneği olarak aklımıza AKP ile Saadet Parti mücadelesi gelse de bu iki parti arasında herhangi bir mücadele olmadığını görüyoruz. Bunun nedenleri ayrı bir blog konusu olmakla birlikte temel neden ‘’Milli görüş gömleği’’ ni AKP nin çıkarmış olmasıdır. Saadet Partisinde ise hala ‘’Milli’’ olan bir varlık mevcuttur. Peki, öyleyse AKP ile hangi parti aynı kaynaktan beslenen siyasi partilerin hırçın mücadelesini görmekteyiz? Elbette DTP ile.

Bu gün yaptığımız gözlemler bize AKP ile DTP’nin aynı kaynaklardan beslendiğini gösteriyor. Örneğin, güney doğuda özellikle yerel seçimlerde en sert rekabet AKP ile DTP arasında geçiyor. Aynı kaynaktan beslendikleri için zaman zaman birbirlerinin konvoylarına saldırılar düzenliyorlar. Türk devrim tarihine karşı eleştirel bakışları da birbirine çok benziyor. Güncel yaşanan olaylarla ilgi yapılan yorumlara baktığımızda ise AKP ile DTP’nin neredeyse aynı yorumları yaptıklarını görüyoruz. Sıcağı sıcağına bir örnek vermek gerekirse: Tokat’ta 7 Mehmetçiğin katledilişine karşı AKP ile DTP’nin verdikleri benzer tepkiyi göstermek gerekiyor. Hatta öylesine ortak bir söylem içinde benzer bir tepkiyi verdiler ki geçmişte 33 Mehmetçiğin katledilişine kadar uzanarak o katliamında şüpheleri üzerinde durdular… Üstelik tarafsız olması gereken Sayın Cumhurbaşkanı da aynı hatayı yaptı…

Dilerseniz, öncelikle AKP ile DTP’nin ağız birliğine bir bakalım:

AKP Genel başkan yardımcısı Hüseyin Çelik:

‘’Bingöl’de 33 erin şehit edildiği süreci düşünün. Hala karanlıkta’’ dedi. Ardından da şunu söyledi: ‘’Tokat bir zamanlar Ergenekon’un üssüydü.’’

Ardından Sevgili Emine Ayna konuştu:

‘’Umarım yeni bir Ergenekon devrede değildir.’’

Ahmet Türk devam etti:

‘’1993’te Bingöl’de de barışçı sürece son vermek için birileri düğmeye basmıştı. Tıpkı Tokat’taki gibi.’’

Sayın Abdullah Gül’de benzeri ifadelerde bulundu.

Değişik isimler takılan medya kuşağı da aynı ifadelerle bir sürü yorum yaptı.

AKP ile DTP’nin ve onları destekleyen medyanın ağız birliği yapmış olduklarını gördük.

Aklın yolu da bize 1993’teki Bingöl katliamının analizini yaptırdı:

O yıl o bölgenin PKK içindeki sorumlusu kimdi?

Şemdin Sakık.

Şemdin Sakık yakalandıktan sonra verdiği ifadenin Bingöl katliamıyla ilgili bölümünde ne demişti?

‘’1993 yılının Mayıs ayında, Bingöl – Elazığ kara yolunda yaşanan olayda 33 asker öldürüldü. Bu olaydan hemen sonra, Öcalan eylemi sahiplenerek savundu ve değerlendirmeler yaptı. BBC radyosuna verdiği demeçte, bu eylemi üstlendi ve bir misilleme olduğunu söyledi. Gerek Türkiye’de gerekse dünya genelinde bu eyleme karşı sert tepkiler çıkınca bu sefer de 180 derecelik dönüş yaptı. Eylemin örgüt içi çeteler tarafından yapıldığını söylemeye başladı. Hatta olay yerinden oldukça uzakta olan şahsımı hedef yaptı. Bir yandan sorumluların cezalandırılacağını söylerken bir yandan da eyleme katılanlara kutlama mesajları gönderdi. Onları ödüllendirdi. Hatta serbest bırakılan birkaç Kürt kökenli askerleri öldürmedikleri için de onları eleştirdi. ‘’

İşte bunları söyledi Şemdin Sakık katliamla ilgili ifadesinde…

Peki, Abdullah Öcalan ne demişti? Bir de onu anımsayalım:

‘’Ben yanlış bilgilendirildim. Eylemi gerçekleştiren Şemdin kullanıldı ama bunun farkında mıydı değil miydi bilmiyorum…’’

Gelelim açılım sürecinde yapılan Tokat katliamına: ‘’PKK eylemi üstlendi…’’ Ulusal basın.

Sonuç: Aynı kaynaktan beslenen ve birbirini yer gibi görünen bu iki parti önümüzdeki seçimlerden sonra muhtemelen tıpkı ANAP ve DYP’nin yaptığı gibi birleşecekler ve ya ortak koalisyon hükümeti kuracaklardır… Sayın Ufuk Uras da dışarıdan destek verecektir inancındayım…

 
Toplam blog
: 153
: 1481
Kayıt tarihi
: 16.09.06
 
 

Tıka basa dolu bir adam değilim. Balığı gördüysem derine inerim. Uzun süre gölgede kalamam. Okuru..