Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Bir "Bartın Yangunu" hikayesi...

Bir "Bartın Yangunu" hikayesi...
 

Bartında ikeen, hakkımda yazı yazan gazetelerin küpürleri


Bartın Köksal Toptan Lisesinin 6. Edebiyat Günleri, 25 – 29 Nisan günleri arasında, Bartın Halk Eğitim Merkezi Salonlarında yapıldı.

Okulun Tarih Öğretmeni Keramettin Çetin, 6 yıldır çeşitli etkinliklerde Türkiye çapında okuluna kazandırdığı Bakanlık ödülleri ile tanınıyor. Bu yüzden de, yurdun çeşitli yörelerindeki sanatçılar ve yazarlar her yıl burada toplanıyor.

Şimdiye kadarki etkinliklerde Talip Tayfunoğlu, Nebil Özgentürk, Cengiz Bektaş, İrfan Yalçın, ile çeşitli sanatçı ve yazarlar, bu etkinliklere katıldılar.

Yurt çapında yapılan taramalarda, Bartın Valiliği, özel davetle bu etkinliklere katılmam için yeşil ışık yakınca, çaresiz Bartın’a gitmek gereği hasıl oldu.

Yönetici Öğretmen Keramettin Çetin’in daha ben gelmeden, hakkımda, Milliyet Blog’dan bilgi topladığı da da ortaya konunca, ayrıca gurur duydum.

Vali İsa Küçük, bir san’at yönetmeni gibi titizlikle takip ettiği çeşitli etkinliklerin, başarışlı ve Bartın’a yakışır şekilde olması için, eşiyle birlikte, her seferinde çaba sarfettiler.

Milliyet Blog Yarı olarak takdim edildiğim etkinliklerde, salonu dolduran yüzlerce öğrenciye hitabederek “ çocukluğunuzu iyi yaşayın, heder etmeyin.” Diyerek , Bartın’daki kendi çocukluğumdan örnekler verdim. Ve aşağıdaki şiiri okudum. Bu şiir, Bartını yansıttığı için ilgi gördü ve her sayfa değişiminde ayrıca uzun uzun alkış aldı. Daha sonra etkinliklerin devamı olarak götürüldüğümüz Amasra’da da bu şiir büyük sükse yaptı. (Daha önce MB’da yayınlanmıştı)

Çiçeklerle birlikte Vali Beyin elinden plaket aldım. Gurur duydum. Öğrenciler, benimle resim çektirdiler defalarca. Yolda giderken, tanımadığım kimseler durdurup, ismimle hitabederek “hoş geldiniz” dediler. Gündüzden televizyon, benimle röportaj yapmıştı.

Gazeteler; bu garip “Bartın Yangunu’nu, ” sürmanşetlere taşıyarak, Bartına gelişimi verdiler resimlerle. Bartın Ortaokulundaki müzik Hocamızın İnci Avcıları parçasını, Türkçe olarak oradaki piyanoda seslendirdim ayrıca.

Konferansta, bol bol Bartın’dan, çocukluk günlerimden bahsettim. Sahneye “Milliyet Blog yazarı” olarak davet edildim. Logo’daki piyano tuşlarına oturup da ağzını açarak şarkı söyleyen kedinin bile kulaklarını çınlattılar. Hakkımda sütununda ne yazılı ise aynen, ön takdimde okudular. Ve de öylesi sahneye davet ettiler.

Bartın’a çağrılmaktan mutluyum. Neden? Çocukluğum ve gençliğim oralarda geçti. Üç-beş çocukluk arkadaşımı bulabildim. Ama, babamı tanıyan kimseleri aynı sıcaklıkla kendisinden bahsettiler. Unutulmayan bir sevginin, saygının güzelliğini yaşadım.

En önemlisi, Bartın Valisi İsa Küçük, plaket töreninde, benim için: “ Bu şehir, 60 yıl sonra çocuğunu buldu” diyerek büyük alkış aldı.

Daha sonraları Bartın Emniyet Müdürü Burhan Gümüş’ün, müdüriyet salonu duvarlarına, hizmeti geçmiş emniyet mensuplarının çerçeveli resimlerinin asıldığı yer gösterildi. Bir oğul olarak, kıvanç duydum. Ki babam, Batın’lılara saygı duyardı. O, şimdi, saygın meslekdaşlarının himayesi altında, şimdi ruh zengini. Ne mutlu. Müdür Beye de ifade ettim. Bu resimler, ömür boyu bu şehirde, sevgiyle, saygıyle anılacak. İlelebet yaşayacak. Az, buz şey değil bu. Vali Beye ve Müdür beye buradan teşekkürler ederim.

Bartın’ı, Bartın sevdam için sık sık dile getirmiştim. Çocukluğumu anıyor, teselli buluyordum. Bir etkinliğe çağrılmam ise, çok değişik bir duyguydu. (İşte o şiir)

KÖYLÜ AŞKI

Gııız / Kavşak Suyu’nun başında / Seni biyo / Öpüveresim geliyo / Ne deyom biliyo musuy? / Aladağ’dan bayır aşağı / Rüzgara garşı / Bi goyversek diyom, kendimizi / El ele / Hemi de uçmaklı / Peşimizden de çam kozalakları / Sahi / Kozalaklardan evveli / Varır mıydık evimize ? / Varırdık herhal! / Desene ki, bu telaş niye? / Başımızda bu ateş / Olduktan kelli / Başında yemenin / Yanağında al benin / Bi şalvar, bi şipidik terlik / / Uydurduk mu ayağına / Bartın gibi yerde / Geçinir giderdik / Gııız…/ Kavşak Suyu’nun başında / Seni biyo / Öpüveresim geliyo / Deyom deyom / Hep başını çeviriyon / Sonracığıma / Kalkardın / Yalınayak yataktan / Sofra kurardın / Gün doğmadan şafaktan / Çıkardık yücelere / Denizi seyrederdik el ele / “Seviyom seni” derdim / Aladağ’ın tepelerinde / Güzelim gözlerinde / Uçuşurdu bulutlar / Boğazın mavi serinliği de / Değerdi göz bebeklerine / Dudakların aralık / Bakışların ıslak ıslak / Fısıldardın sen de herhal / / “Seviyom” diye / O an / Bulutlara düze inerdi / Taaa, top sahasına kadar / Deniz / Ayağımıza gelirdi / “Nah buramıza kadar / Gızz / Essahtan gelir miydi ? / Gelirdi herhal. / Ne güzel /Maşrapasıyle / Bizi beklerdi “gara gazan” / Gara gulplu, gara gaşlı, gapgara / Yakardık kandilleri / Anasını satiym / Akşam olunca / Akşamlar heç bitmezdi. / Isıtırdık birbirimizi / İşte böyle böyle / Bartın gibi yerde / Geçinir giderdik / Gozalakların ateşi nar nar / Soyunur dökünür o nazlı yar / İlkten başındaki yemenin / Ardından şipidik terliklerin / Sonra da ebruli şalvarın / Abovvv! / Sonra ? / Gerisini söyletme gayri / “Guşluk” vakti / Odun atardık ocağa / “Gara” gulplu gazanı / Bi güzel yakardık / Sonracığıma / Maşrapayla / Sular dökünürdük / Gııız / Beri bak / Yakına gel hele / Eşek sıpası gibi / Ne fingirdiyon öyle ? / İşte böyle böyle / Nerde galmıştık?/ Ha, / Odun atardık ocağa / Bartın’lı aklı bu ya / Geçinir giderdik. / Gııız / Hep ben gonuştum gayri / Bu olup bitenlere / Sen ne deyon gı?!

L İ N K L E R :

Muzaffer Cellek konuklara tanıtılıyor.

http://www.youtube.com/watch?v=IsW9AUXqRlo

Söyleşi ve İnci Avcıları'nın öyküsü

http://www.youtube.com/watch?v=SCzYj6o3s4Y

Bartın'daki çocukluk anıları ve Ört ki ölem'in öyküsü

http://www.youtube.com/watch?v=idq2e3rQ_WE

Son bölüm - ödül töreni

http://www.youtube.com/watch?v=C33Myz_lkwY

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..