Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '12

 
Kategori
Özel Günler
 

Bir "Çocuk Hakları" Yazısı

Bir "Çocuk Hakları" Yazısı
 

Bilindiği üzere, Birleşmiş Milletler tarafından çocuk haklarına ilişkin olarak hazırlanan ve daha sonra 193 ülke tarafından onaylanan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin kabul edildiği tarih olan 20 Kasım 1989’dan bu yana her yıl 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günü olarak kabul görmektedir.

Toplumumuzun ve diğer tüm dünya halklarının geleceği olan çocuklarımız Türkiye özeli ve Dünya genelinde pek çok hak ihlalleriyle karşılaşmaktadır. Günümüzde halen çocuklar aile içi şiddete maruz kalmakta, küçük yaşta çalıştırılan çocuklarımızın emeği “yetişkin” insanlarca sömürülmektedir. Sadece İstanbul ilinde 625 bin çocuk olmak üzere ülkemizde yüz binlerce çocuk, sokak çocuğu olma tehlikesi altında bulunmakta ve bu yola itilen çocuklarımız önce işsizliğin, ardından madde bağımlılığı ve suç işleme eğiliminin kucağına düşmektedir. Kısaca aşağıda da değineceğimiz üzere çocuklar toplumun her alanında ve her türlü ilgisizlik, kötü muamele, şiddet ve sömürüye maruz kalabilmektedir.
 
Bugün, yani 20 Kasım 1989’da imzalanan Çocuk Hakları yirmi ikincisi kutlanan Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, çocuklarımıza onların haklarının bulunduğunu anlatmadan önce şu verilere bir göz atmakta yarar var:
OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) tarafından ilk kez yürütülen araştırmaya göre çocuk ihlalleri konusunda, üye 30 ülke arasında Türkiye'deki çocuklar maddi durum, sağlık ve çevre ile eğitim konularında en alt sıra olan 30. sırada yer alıyor. Güzel memleketimiz, yalnızca “riskli davranış” konusunda sonunculuğu Meksika'ya kaptırarak 29. sırada yer almıştır.
 
AB, 2011 yılı İlerleme Raporu’nda, Türkiye’de çocuk hakkı ihlallerine ilişkin olarak özetle;
 
— Ortaöğretim okullaşma oranında cinsiyetler arasındaki farkta artış olduğu,
— Çocuklar arasındaki fakirlik oranının orantısız şekilde yüksek ve Altı yaşın altında olanlar için bu oran yüzde 24, kırsal kesimde ise yüzde 49 civarında olduğu,
— Çocuklara yönelik aile içi şiddetle mücadele edecek etkili bir mekanizma bulunmadığı ve çocuklara yönelik aile içi şiddeti engellemek için çıkarılan (4320 Sayılı) kanunun işlevinin tam olarak yerine getirilemediği,
— Tam zamanlı çocuk yuvalarındaki şartların iyileştirilmesi gerektiği,
— Çocuk işçiliğiyle mücadele konusunda henüz ölçülebilir bir gelişme ve çocuk işçiliğini ortadan kaldıracak bütünleşmiş bir sistemin halen bulunamadığı,
— Terörle Mücadele Kanunu'nda, "ağırlaştırıcı koşulların" çocuklara uygulanamayacağı ve çocukların sadece çocuk mahkemelerinde veya çocuk ağır ceza mahkemelerinde yargılanacağı öngörülmesine rağmen hâlâ kanunun tam olarak uygulanmadığı, çocuk ıslahevi sayısının yetersiz olduğu,
— Çocuk Koruma Kanunu, 81 ilde çocuk mahkemelerinin kurulmasını gerektirmesine rağmen, bu mahkemelerin olmadığı illerde çocukların yetişkin mahkemelerinde yargılandığı,
— Çocuk mahkemelerinde davaların uzun sürdüğü ve çocuklar için hapis cezasının en son başvurulan ceza yöntemi olması ve en kısa süreyi kapsaması gerekmesine rağmen yaşları 12–18 arasında değişen 2 bin 500 çocuk hapishanede bulunduğu,
— 2010 yılı istatistiklerine göre, Türkiye'de 0–18 yaş grubunun, nüfusun yüzde 35'ini oluşturduğu” hususları yer almaktadır.
 
Yine aynı şekilde ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) ve TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) son verileriyle çocukların iş hayatındaki içler acısı konumlarını verilerle ortaya koymuşlardır. Bu verilere göre;

Dünya’da halen 5 – 14 yaşları arasında yaklaşık 250 milyon çocuk, 14 – 17 yaşları arasında ise 283 milyon çocuk iş hayatının birçok alanında çeşitli nedenlerle çalışmak zorunda kalmaktadır.

Türkiye’de ise, bu rakam 980.000 çocuğa ulaşmaktadır.

Çalışan çocukların % 68’i öğrenimine devam edememektedir.
 
Uluslar arası Stratejik Araştırmalar Kurulu’nun, Türkiye’de çocuk evlilikleri hakkında yaptığı araştırmada Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında “erken evlilik oranı” bakımından %14 ile ikinci sırayı aldığı, birinci sırada ise %17 ile Gürcistan’ın bulunduğu ortaya çıkmıştır.

Türkiye Adalet Sistemi içerisinde de, çocuklarımız açısından pek çok hak ihlali ile karşılaşıldığı bir gerçektir. Gerçekten de, öncelikle, 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 25. maddesi her ne kadar çocukların yargılanması için her ilde bir çocuk mahkemesi kurulmasını emredici bir şekilde hüküm altına almış ise de, fiiliyatta çocuklar, yetişkinlerle aynı mahkemelerde yargılanmakta, çocuk mahkemeleri henüz 81 ilin 30’unda bulunmakla beraber ilimizde de halen bir çocuk mahkemesi bulunmamaktadır.

Yargının sacayağından biri olan biz avukatların üzerine önemli bir görev düşmektedir: O da çocuklarımızın haklarını geleceğimiz için savunmak, toplumun çocuk hakları penceresinden bakabilmesini sağlayacak bilinci oluşturmada mücadele vermek, başta yetişkinlere ve ardından çocuklara haklarını öğretmek, bilgilendirmektir.

Bu sebeple, Muğla Barosu Avukatları olarak bizler Baromuz bünyesinde Çocuk hakları Komisyonu’nu kurarak geleceğimiz olan çocuklar için gerek STK’lar gerekse Kamu Kurumları ile ortak hareket ederek ülkemizin ve kentimizin özelde çocuk hakları ve genelde insan hakları açısından Evrensel normları yakalayabilmek için çalışmalar yapmaktayız.

Türkiye B.M Çocuk hakları sözleşmesini 1990 yılında imzalamış 1995 yılında da TBMM’de onaylayarak sözleşmenin iç hukukumuzun ayrılmaz bir parçası haline gelmesini sağlamıştır. Ancak günümüzde yaşanan pek çok sorun çocuğun hakları konusunda bizlerin daha fazla çalışarak geleceğimiz olan çocuklarımıza ve toplumumuza karşı görevlerimizi yerine getirmemizi gerektirmektedir.
 
Son olarak, elemle belirtmek isteriz ki; sadece Somali’de son altı ayda 30.000’den fazla çocuk AÇLIKTAN ÖLMÜŞTÜR. Çocukların en temel hakkı, kuşkusuz ki yaşama hakkıdır. Açlıktan, yoksulluktan kaynaklı hastalık ve salgınlardan, barınaksızlıktan ve bakımsızlıktan ölen her çocuk, bizlerin de birer parçası olduğu mevcut dünya düzeninin işlediği birer cinayettir. Bu sebeple açık yüreklilikle söyleyebiliriz ki; çocuklar, yaşama hakkına da diğer tüm haklara olduğu gibi yetişkinlerden daha fazla muhtaçlık duymakta ve haklarının korunmasını biz yetişkinlerden daha çok hak etmektedirler. Çünkü adı üstünde, onlar “çocuklardır”, “Dünya’nın yarını”dırlar…
 
20 KASIM DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ ANISINA…

Muğla Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, 20.11.2011
 
(Muğla Barosu Çocuk Hakları Komisyonu'nda iken komisyon adına hazırlamış olduğum yazıdır. Bugün bir çocuk işçinin elini makinaya sıkıştırması ile ilgili okuduğum haberden sonra paylaşmak istedim.)

 
Toplam blog
: 19
: 3431
Kayıt tarihi
: 30.08.09
 
 

"Baba, koca, yazar, hukukçu, piposever, felsefî bir şövalye ama en çok... alelade bir adam." "Fat..