Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir adın var mı

O değil de;

Bildik bir replik var. Genelde tanışma anında sessiz kalan taraf için söylenir,

- bir adın var mı yoksa ailen isim koymak için bir kahramanlık yapmanı mı bekliyor?'

Bir yıldır işsiz gezen ve iş aramaya diye evden çıkan Bülent'in şansı sokakta bulduğu çantayla değişmiş.

2 bilezik, altın küpe ve kolye ile yaklaşık 2 bin lira para olan kadın çantasını yolda bulup polise teslim eden 30 yaşındaki Bülent Soylu'ya yurt genelinden iş teklifleri yağıyormuş.

Bu durumda yukarıdaki repliği,

- evine ekmek götürmek için bir işin var mı yoksa büyüklerimiz iş vermek için bir kahramanlık yapmanı mı bekliyor?' şeklinde değiştirebiliriz.

O değil de;

Her zaman vapura binme şansım olmuyor… sabah vapura bindim. Suratlar beş karış, mel mel bakışlar, robotvari hareketler. Herkesin elinde gazete veya kitap.

Duyan da kültürden sanacak… Gazete okur/bakar’ların büyük çoğunluğu çıplak kadın resimlerine bakıyor. Hatta kendi baktığı yetmiyor gibi yanındaki de zürafa gibi boynunu uzatıp o da görmeye çalışıyor.

Toplu taşım araçlarında kitap okuma gayreti içinde olanlara ise hiç girmeyeceğim. Henüz onların olayını çözebilmiş değilim.

Demem o ki;

Bi kaldır başını da İstanbul’u seyret, gör... Belki hergün aynı güzergahı kullanıyorsun ama görmüyorsun. Nedir bu şımarıklık, nedir bu kendini beğenmişlik halleri. Bilmesem İstanbul’u siz fethettiniz zannedeceğim!

O değil de;

Haydarpaşa çok hüzünlü geldi. Gözyaşlarını içine akıtarak sessizce ağlıyordu sanki. Kırgındı, ‘bana sahip çıkmadınız’ diye…

Haklı!

Öncesinde de iki kez yangın çıkmıştı da nedenini kimse anlamamıştı. Öylece unutulmuştu her ne hikmetse...

Şimdi de ‘Unutun!’ denildi… Unuttuk…

O değil de;

'Haydarpaşa garında
1941 baharında
saat on beş.
Merdivenlerin üstünde güneş
yorgunluk ve telâş
Bir adam
merdivenlerde duruyor
bir şeyler düşünerek.
Zayıf.
Korkak.
Burnu sivri ve uzun
yanaklarının üstü çopur.
Merdivenlerdeki adam
-Galip Usta-
tuhaf şeyler düşünmekle
meşhurdur:
"Kâat helvası yesem her gün" diye düşündü
5 yaşında.
"Mektebe gitsem" diye düşündü
10 yaşında.
"Babamın bıçakçı dükkânından
Akşam ezanından önce çıksam" diye düşündü
11 yaşında.
"Sarı iskarpinlerim olsa
kızlar bana baksalar" diye düşündü
15 yaşında.
"Babam neden kapattı dükkânını?"
Ve fabrika benzemiyor babamın dükkânına"
diye düşündü
16 yaşında.
"Gündeliğim artar mı?" diye düşündü
20 yaşında.
"Babam ellisinde öldü,
ben de böyle tez mi öleceğim?"
diye düşündü
21 yaşındayken.
"İşsiz kalırsam" diye düşündü
22 yaşında.
"İşsiz kalırsam" diye düşündü
23 yaşında.
"İşsiz kalırsam" diye düşündü
24 yaşında.
Ve zaman zaman işsiz kalarak
"İşsiz kalırsam" diye düşündü
50 yaşına kadar.
51 yaşında "İhtiyarladım" dedi,
"babamdan bir yıl fazla yaşadım."
Şimdi 52 yaşındadır.
İşsizdir.
Şimdi merdivenlerde durup
kaptırmış kafasını
düşüncelerin en tuhafına:
"Kaç yaşında öleceğim?
Ölürken üzerimde yorganım olacak mı?"
diye düşünüyor.
Burnu sivri ve uzun.
Yanaklarının üstü çopur.

Denizde balık kokusuyla
Döşemelerde tahtakurularıyla gelir
Haydarpaşa garında bahar
Sepetler ve heybeler
merdivenlerden inip
merdivenlerden çıkıp
merdivenlerde duruyorlar.'

O değil de;

İyi bayramlar.

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..