- Kategori
- Deneme
Bir akşam üstü
Ne garipti çalan şarkılar, her notada birşeyleri anlatmak istiyordu sanki. Neyin imasıydı bu peki ? Neyin haberini vermek istiyordu ? Anlayamadan kalktım ve çıktım.
Dışarısı soğuktu, rüzgarın sesine rağmen o melodi yankılanıyordu kulağımda. Ne trafiğin sesi, ne de insanların uğultusu bastırmaya yetmiyordu bu ezgiyi.
Baya yürümüştüm. Zaman akıp gitmiş, aldığım yol epeyce uzamıştı. Ne bir yorgunluk, ne bir üşüme vardı yüzüme vuran soğuğa rağmen. Sahile indim, iskeleye yanaştım. Hava kararmaya başlamıştı bile. Öylece durdum iskelede; hiç birşey yapmadan denizi seyredaldım. Dalgaların isyanına şahit oluyordum, rüzgarın söylediği marşlarla kıyıya nasıl da hücum ediyorlardı. Asiydiler, önlerine ne geliyorsa alıp alıp götürüyorlardı.
Gözüm bir ara karşı kıyıya takıldı, nokta nokta ışıklar, hepsi sıralı, rengarenk neredeyse. Güzel bir portreydi bu gördüğüm.Sonra Kız Kulesi'ni farkettim o dalgaların içinde, öylece yalnızdı. Neden ki? Hani bütün İstanbul ona hayrandı? Nasıl yalnız kalıyordu onca sevenine rağmen? Ya Galata Kulesi? Başımı çevirdim ve ona da baktım aynı anda. Hani aşıktı Kız Kulesi'ne? Bunları düşünürken, yine o melodi çalmaya başladı kulağımda. Bu sırada dalgaların beni farkettiğini sezdim, rüzgar yönünü iskeleye çevirmiş ve dalgalar var gücüyle iskeleyi dövmeye başlamıştı. Sadece ben vardım iskelede, tam ortasında... Korkutucu bir sesi vardı dalgaların, ama yavaş yavaş şekillenmeye başlamıştı bu şarkının gizli mesajı. Titremeye başlamıştım, nefesimi yarı yarıya alıyordum neredeyse. Savaşın ortasındaydım sanki; bir yandan rüzgarın sesi, bir yandan denizin öfkesi, bir yandan Kız Kulesi'nin suskunluğu, bir yandan çalan şu şarkı...
Artık gidemiyordum bir yere, bitmeliydi bu çekişme. Sonra bir uğultu koptu, durdu herşey. Vapurun sireniydi bu, yavaşça önümden geçmeye başladı koskoca cüssesiyle. Rüzgar kesilmişti, hemen bir fırsatını bulup terkettim iskeleyi, yürümeye devam ettim.
Yollar bomboştu neredeyse, sadece kendi ayak sesimi duyuyordum. Yeşil bir ışık gördüm. Farklıydı diğer tonlarından. Duraksadım, gözüm uyuşurcasına baktım. Sonra o ezgi tekrar belirdi kulağımda. Kalbime vuruyordu bu sefer. İyice dinledim ezberlercesine. Yine cevapsız sorular...
Ben miydim anlattığı? Kimdendi bu mesaj? Neden durmuştum? Nasıl olacaktı peki?