Bir anahtar olabilir misiniz?

Basit bir sorudur aslında... Derin manaları olmayan ve cevaplaması kolay bir soru. Siz bir anahtar olabilir misiniz? Çok düşünmeyin... Çünkü anahtar olmak aslında o kadar kolay değildir. Zira hayatımızın kör düğüm olduğu ve çoğu zaman ilişkilerimizin kilitlendiği durumları sıkça yaşamaktayız.

İnsanlarla ilişkilerimiz son zamanlarda toplum olarak kilitlenmiş durumda. Artık bu kilitlenme aile bireyleri arasına bile sıçramış durumdadır ki gerisini düşünmeye gerek yok. İşte anahtar kilitli kapıları açmakta kullanılır. Anahtar insanlar ise kilitlenmiş ilişkileri açmakla hayatın akışını normale dönmesini sağlamaktadır.

Son dönemlerde böyle insanlara çok ihtiyacımız var. Hem de her alanda kilitlenmiş olan ilişkilerimizi çözmek için. Zira artık ülkemizde nefes almak iyice zorlaşmaya başladı. İnsanlar, sevgililer, dostlar, arkadaşlar aralarındaki ilişkiler can sıkıcı hale gelmeye başladı. İletişim kuramamaya başladık.

Yanyana gelip iki kelimeyi konuşamamayı nasıl becerir olduk anlaşılır gibi değil. Sanki toplumun her ferdi ayrı telden çalıyor. Kimse kimseyi dinlemiyor ve dinlemeye bile tahammül edemiyor. Aşkın dilidir iletişim. Sevginin kalbidir tahammül. Birlikte yaşamanın en temel esasıdır dinlemek ve ortak hareket etmek. Oysa bizler bırakın ortak hareket etmeyi kendimizi bile dinlemyemiyoruz.

Bir koyun sürüsü şeklinde bir ortak hareketimiz var. Birileri çoban olmuş bizleri gütmeye başlamış. Birileri sakın üstüne almasın. Çünkü bu her alanda böyle. Kendi irademizle ya da ortak irademizle hareket yerine yönlendirmelerle ve gizli gayelerle tuhaf bir yöne doğru eylemlerde bulunuyoruz. Tam tarifi rüzgarın esintisi ile onun yönüne doğru dalgalanan deniz ve ağaçları düşünün. Bizim aslında onlardan farkımız kalmadı maalesef.

Sonumuz hayır olur inşaallah...