Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Bir Anne Canavar olabilir mi ?

Bir Anne Canavar olabilir mi ?
 

Anneler canavar olamaz


Gazetede bir haber; Antalya’da Eşi cezaevinde olan ve bir süredir bunalımda olan Fatma D., 2 ve 3 yaşındaki iki oğlunu haşere ilacıyla zehirleyip öldürdükten sonra bir otomobilin önüne atlayarak yaşamına son vermek isterken, hafif yaralandı.

Öncelikle Annelik nedir Sorusunu sorarak başlayalım. Sahi nedir Annelik?

İlk önce aşktır annelik. Annelik büyümektir, emektir. Uykusuz gecelerde, ateşlenen yavrunun başında tutulan nöbetlerde, süt olsun diye içilen bir tas kompostoda, okulun kapısında, ütülenen gömleklerde, boyanan ayakkabılarda, örülen saçlarda, kesilen tırnaklarda, mutfakta, sokakta, ayakta, ötede, beride.  Bu yüzden doğuran değil, büyütendir annelik.

Annelik öğrenmektir. Gurur duymaktır. Çocukları için, böbürlenmektir, mest olmaktır. Huzurdur,  Annelik fedakarlık yapmaktır. Kocadan, uykudan, kitaptan, oyundan, gezmeden feragat etmektir, güçtür, başlayan, hiç bitmeyendir.

Annelik, fiziksel bir oluşumu da içeren, ama ondan çok daha geniş ve derin bir değer, çok boyutlu bir zenginlik ve anlam taşımaktır. Özünde, her şeyden önce, koşulsuz ve çıkarsız bir sevgi ve sahiplenme, ama aynı zamanda, “efendi-sahip” tavrı takınmadan, küçücük bir canlıdan, kendine yeterli birey yaratma, o bireyi giderek özgürleştirme ve yetkinleştirme eylemi vardır.

Annelik, kanımızla, canımızla beslenip büyütülen ve bizim olan bir canlıyı, hem kendimizden bir parça sayma, hem de bizden apayrı, özel bir kimlik ve kişilik olarak tanıyabilme, öyle kabul edebilme, öyle kılabilme olgunluğu demektir.

Annelik, Çocuklarını, hiç kimse ile karşılaştırmadan, olduğu gibi benimseyebilme, her gün daha ileriye yürüme savaşında destekleyebilme; onu herkesten üstün görmeden, eksik ve yanlışlarıyla, tek ve biricik olarak bağrına basabilmektir.

Annelik, hem kendi yaşamını eksiltmeden, yani “saçını süpürge etmeden” ve “senin uğruna nelere katlandım” demeden yaşamı sonuna kadar birlikte, dostça ve arkadaşça paylaşarak sürdürebilmektir, özveridir; “ben” yerine “o” diyebilmek, almadan vermek, verdiğini tüm yüreğiyle ve bir tek defa başına kakmadan ve bir şey beklemeden, tereddütsüz sunabilmektir.

Annelik, durmadan konuşmak, nasihat etmek, söylev vermek değil, dinlemek, anlamaya çalışmak, onun gözleriyle bakabilmek, örnek olmak, olumlu bir model olarak örnek davranışlar ortaya koyabilmektir.

Annelik, sormak, sorgulamak ve suçlamaktan çok, yanıt vermek, olay ve olguların neden ve sonuçlarının farkına varmasını sağlayabilmek; onun tarafından eleştirilirken bile gözlerinin taa içine dakikalarca, hoşgörü ve sevecenlikle dikkat kesilerek bakabilmek; söylediklerini can kulağı ile dinleyebilmek; düşüncelerinin özünü, dümdüz, dosdoğru ve tam olarak algılayabilmektir. Annelik, kendisi, ailesi ve toplumu için gerektiğinde “dur” diyebilmek; Çocuklarına sınırların, hak ve özgürlüklerin farkına varabilecek bir olgunluk kazanabilmesi için yardım edebilmek, eylemlerinin sorumluluğunu görebilme ve taşıyabilme gücü kazandırmak demektir.

 Annelik, zoru göstermek, ama ondan korkmadan, cesaret ve özgüven duygusu içinde sorunların üstüne gitmek, onları yılgınlığa kararlılıkla, öfkesiz başarabilmektir. Her zaman “ben buradayım, senin yanındayım, seni destekliyorum, ama sen kendi başına da başarabilirsin” düşünce ve inancı yaratabilmek; sizi daima bir koltuk değneği ya da can simidi gibi görmesine ve kullanmasına izin vermemek; her şeyden önce kendi ayakları üstüne, içinden sımsıkı basarak durmasını ve sonra da kararlı, güvenli, azimli şekilde yürümesini sağlamak demektir.

Annelik, Çocuklarına değer vermek, değerli olduğunu derinden duymasına ortam hazırlamak, değerli olduğu bilincini, böbürlenmeden, başkalarına tepeden bakmadan kazandırabilmektir. Çocuklarının düşünce, tercih, beğeni ve kararlarına; ölçülü olma, uygunluk ve kabul edilebilirlik sınırları için saygı duymak, gerçek bir demokrat kimlik geliştirebilmektir.

Annelik, kendini tanımak ve bilmek, ondan ve onun davranışlarından çok kendini sorgulayabilmek, kendini aşmak, kendini eğiterek söz ve davranışlarını denetleyebilmek ve geliştirebilmektir. Annelik, bir kadının en güçlü halidir, mutluluktur, hüzündür, endişedir, korkudur.

Asıl sorulması gereken esas soru şudur. Onu canavar sürecine getiren nasıl bir psikolojik ruh hali ve sosyolojik yaşamsal alanıdır ki tüm ifade edilen bu süreçleri gerçekleştiren, Cennetin ayaklarının altında olduğu, dünyanın en zor mesleğine sahip Anne; Çocuklarını öldürüp yok edebilmektedir?

Bu konuda bir arpa boyu yol alacaksak eğer, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının çok çalışması gerekir çok…

 

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..