Bir aşkta kaç mevsim var?

Gel seninle bugün bir başka yakaya geçelim.

Ne Avrupa olsun ne Asya olsun. Alıp başımızı bilinmeze gidelim.

Her semtin adı huzur olsun, bir demlik aşk tüketelim.

Önce hiç bilmediğimiz sokaklarda kaybolalım,

Sonra yeniden soluğu yolun başında alalım.

Saatlerin pili bitsin ve biz hep aynı anda kalalım.

Bir aşkda kaç mevsim var?

Biz dört mevsimi de yaşayalım.

Önce yazın güneşiyle ısınsın yüreklerimiz, sonra baharın sarhoşluğuyla mayışsın yüzlerimiz.

Hafif rüzgarlarda üşüyelim beraber. İlk karda saklı kalsın ayak izlerimiz.

Bir yanımız çiçek açsın, bir yanımız sıcağa hasret kalsın.

Unutalım o çok kalabalık yapılacaklar listemizi.

Gün yerini geceye bıraksın, ama bizim başımızda hep o güneş dolaşsın.

Deniz kenarında yürüyelim yalınayak.

Kumsallarda dinlenelim susarak.

Sen o çok sevdiğin geçmişi anlat, bense hiç konuşmadan seni dinlerim gözlerine bakarak.

Zulamızda yakut olmasa da o şarkıda söylediği gibi, belki bir kayıkta bekleriz bize gelecek mucizeyi.

Ne gelecek, ne dün şimdi ki kadar meşgul etmeden bizi, bir gün içinde yaşasak aşk’ın dört mevsimini.