Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '07

 
Kategori
Alternatif Tatil
 

Bir avuç efes, bir avuç bahar ve yedi uyurlar

Bir avuç efes, bir avuç bahar ve yedi uyurlar
 

...Derken "hilal ve elma ağacı".

Bugün Nisan! İzmir’e bahar geldi... Yeni bir heyecanla başlıyor sabah. Dışarıda dibine kadar bahar... Ruhum bir papatya gibi kaldırıyor başını. Tam ben baharı yazacakken, bahar bana yazmaya çalışıyor. “Kalp kalbe karşıymış demek ki” diyorum. Yine hiç görmediğim yerlerden haberler, eşsiz manzaralar uçuruyor. Ülkemi gezmek, daha bir koklamak, bir şarap gibi yudumlamak istiyorum.

Sevgili şair ustam Özkan Mert’in dediği gibi "Önce Van'lı sonra Dünyalı olacaksın" sözünü yerine getirmeye çalışıyorum. Van’ı da az çok tanıdım, “Vanlı” olma şansı yakaladım. Sıra dünyada!

Bu yüzden bahara açılıyoruz, sabaha ve uzaklara karşı... O arabayı sürerken, ben onun sarı saçlarında parlayan ışığı seyrediyorum. Fotoğraflarını çekiyorum, içindeki mutluluğu hiçbir objektifin yakalayamayacağını, güzelliğinin hiçbir çerçeveye sığmayacağını bile bile...

Arabamızın camına doğru uçuşuyor çiçek tozları. Tarlalarda açmış pembe, kırmızı renkli gelincikler. O gelinciklerle taramak istiyorum saçlarımı.

Hava sıcak, gün ışığıyla yıkıyor toprağı. Tayland’tan İstanbul’a kadar yürüyorum. Van’dan İzmir, Efes’e kadar yürüyorum sanki.

Hayat gibi, bilgili ve tecrübeli olmak istiyorum. Daha fazla bilgilenmek ve tecrübe etmek için yaşıyorum her gün. Bu yüzden başlıyorum sabaha, aldığım her nefese. Aldığım her nefesin, son nefesime, attığım her adımın son adımıma doğru beni yaklaştırdığını biliyorum. Böylesine bir “ölüm bilinci” bana hayatı doya doya yaşattıran.

Bugün Nisan. Hem de şakalarıyla ünlü olan birincisi... “Hani bize şaka yapacak olan?” dememize kalmıyor, Efes’e kişi başı 10 ytl’lik giriş parası şakasıyla karşılaşıyoruz. Heeey hak! Şaka değil, gerçekmiş meğerse...

Dışarıdaki üniversiteli öğrencilerden anlamam gerekirdi. Ne öğrenci, ne öğretmen ne de “Türkiyeli” indirimi. Ama karnını zor doyuran vatandaşını yabancı turistlerle bir tutan devletimin bu kadar adaletçi olması gözlerimi yaşartıyor. Gözlerime çiçek tozu kaçtı diyerek savuşturuyorum memuru. Adile Naşit olsa, ne derdi o güzel sesiyle: “Ah şakacı ülkem benim!”

Şaka bir yana hiçbir zaman sağduyumu yetirmedim. Sağlık olsun deyip atıyoruz adımımızı. Girmemle yapıların ve tarihin beni bütünleştiridiğini hissediyorum kendini görkemli ve güçlü hissediyor insan, koca sütunların belirli aralıklarla dikildiği yolda yürürken...

Dışarıda dibine kadar bahar. Sonuna kadar yaşıyorum işte...

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..