Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '14

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Bir avuç toprak…

Bir avuç toprak…
 

“Babam ve amcam 6 dönüm arazimizi 26 daire karşılığı Müteahhide verdi”

Söylediğinde çok büyük kazanç elde etmişçesine bir duyguya kapılıyor insan. Bazen içinizdeki haset duyguları kabarıyor ve de vooov çektiriyor. Ne demek 2 kardeşe 13’er daire düşüyor vay anasını. İnşaat sektörünün tam gazla ilerlediği bu zamanlarda. Artık köy yerleşkelerinin de birer birer site evlerine yenildiğini görüyoruz an be an. O koyu nefti yeşil fındık bahçeleri bir anda 10-15 katlı apartmanlara dönüşüyor. Sonra işte sel oluyor, kurak oluyor, iklim değişiyor diye başlıyoruz söylenmeye…

Havaya bak bir anda musonlaştı diyoruz. Bir anda akıttı ve sel kapladı her yanı diyoruz.

Küresel ısındık da, inşaatsal ısınmayı ne yapacağız bilemiyorum.

Ben başka bir tarafına geçeyim bu olayların. Bu yeri satanlar köyde evleri, evinin önü harmanı, bahçesi, tarlası, çiçek tarhları…ohh mis. Sabah balkona çıkar iki adım sonra ayağın toprağa değer sağa koş, 6 dönüm, sola koş 6 dönüm… evcil hayvanların; ineğin, köpeğin, tavuğun, cücüğün, kedi’nin de çabası. Hayır, yeri satanların bir de başka arazisi yoksa, ki, kesinlikle yoktu. Böyle bir özgürlükten, en fazla olacağı 165 mt2. Ki, müteahhitler böyle geniş ev çok yapmazlar. Sağa koş beton, 165 mt2.sola koş 165 mt2. beton. Burnunu cama dayar ve karşı betonun arasından doğan güne veya batan güne bakakalırsınız.

Kendi efendisi olduğunuz topraklarda aidat yatırarak belli kurallar içerisinde yaşamaya çalışırsınız. Size ayrılan o metrekaresi neyse o evde dört köşe akşamı sabaha, sabahı akşama bağlarsınız. Artık evin önüne çıkıp yalın ayak koşmayı bırakın, karşı komşunun evine bile geçerken terlik giyersiniz. Bahçesi ise kesinlikle arabalara ayrılmış yerler zaten beton veya parkedir. Zamanla efendisi olduğunuz toprağın rengini unutursunuz.

Yağmurlar yağar, ortalığı su basar ve Belediyeye kızarsınız. Böyledir çünkü. Bir anda 13 daire sahibi olmanın avantajını kısa süreliğine düşündüğünüzden, sizin bir 50-60 yıl sonrası için düşünceniz olmadığından, gelecek nesillerle karşı sorumsuzluğunuz vardır.

Bir zamanlar fasulye, kabak, lahana, fındık, mısır ve bir sürür yeşillikler, çiçekler yetiştirdiğiniz, yağmur yağdığında köklerini sulanan meyve ağaçlarınız, gölgesinde oturduğunuz onca dut, kiraz, elma, armut ağaçları yetiştirdiğiniz yerlerde artık köhnemiş, zamana yenik düşmüş bir bina kalıntısı bırakırsınız. Bırakırsınız diyorum da, farzedin deprem oldu. 6 dönüm yerine aldığınız 13 daire birden viiiiuuuu uçtu gitti. Pardon da ne yapacaksınız?

Veya, zamana yenik düşülen bir beton tekniği kullanıldı ve 20-30 sene sonra binanın yıkımı yapılacak. Neyi kazandınız siz şimdi?

Gözlerinizi kapatın ve çok büyük emekle büyüttüğünüz çocuklarınıza bıraktığınız mirasa bir bakın? Toprak artık başkasının/başkalarının/ mülkiyeti size ait değil. Toprak vasfından çıkalı çok olmuş.

Yazarken içim ürperiyor. Ve her gün yeni bir inşaat alanı ile uyanıyoruz artık. Bir zamanlar yeşil, yemyeşil olan yerlerde önce kahverengi toprak yığınları, sonra renk renk beton yığınları yükseliyor.

İnsanın dili damağı kuruyor. Bütün bunlar olduktan sonra da tüm suçlu, havalar, yağmurlar, güneş ve rüzgarlar. En kestirmesi de küresel ısınma…

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..