Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '07

 
Kategori
İnançlar
 

Bir Azeri ressamın ölüme yakın deneyimi

Bir Azeri ressamın ölüme yakın deneyimi
 

Doçent Dr. Letafet Memedova Azerbaycan’ın saygın ressamlarındandır. Babası eşi ve kendisi ressam olan Memedova, Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesinde resim bölümü müdürü iken, 2001 yılında Azerî resmini tanıtmak üzere Türkiye’ye davet edildi. Halen İstanbul’da sanatını icra ederken, bir yandan da resim sanatını öğretiyor. Eşim vasıtasıyla tanışıp aile dostu olma şerefine ulaştığım Memedova’nın yaşadıklarını birinci ağızdan dinleme imkanı buldum. İşte onun ölüme gidip geliş öyküsü:

1989 yılı yazı idi. Yazlıktan Bakü merkezindeki evimize dönmüştük. Evde telaş içinde temizlik yaparken bir sancı hissettim. Kendimi iyi hissetmediğim halde işime devam ettim. (Yumurtalıklarımdaki kistlerin patladığını daha sonra öğrendim). İşimi bitirdikten sonra akşam gitmeyi planladığımız ziyaret için hazırlanmaya başladım. Eşim ailesinin evine gitmişti. Orada iken “eve dön” diyen bir ses duyduğunu söylüyor.

Gittikçe kötüleşiyordum. Banyoya gidip yüzümü yıkadım. Çıkarken kapıda ayakta duramayacağımı hissettiğim için tutundum. Sonra kendimden geçip yüz üstü düştüm. Burnum kırılmış ve bayılmışım. Bu çarpma esnasında beyin travması geçirmişim. Ama gözlerim hep açık kalmış.

Koyu karanlık içinde gözlerimi açtım. Biraz sonra aniden ortalık rengarenk ışıklarla doldu. Bir anda kendimi dünyanın dışında uzayın içinde buldum. Bedenimden ayrılan ruhumun uçtuğumu anladım. Bulunduğum yerden dünya bütün güzelliğiyle görünüyordu. Hızla dönen yıldızların, yanımdan gelip geçen meteorların seslerini duyuyordum. Sonra dünyaya yaklaştım; atmosferin içine girdim. Bir sonraki aşamada yemyeşil bir kırdaydım. Rengarenk çiçekler, kelebekler ve kuşlar gördüm. Rengarenk bir gökkuşağı çevreliyordu bulunduğum alanı. Bir ressam olmama rağmen o renkleri bu dünyada hiç görmedim ve yapamadım. O doğanın bir parçası, toprak olduğumu hissettim. Üzerimde papatyalar salınıyordu. Bütün doğanın canlı olduğunu hissettim. Bir şelale çağıldıyordu yakınımda. Sesiyle huzur veren, dinlendiren bir şelale. Tam bir cennetti bulunduğum yer. Şelalenin sesini de duyuyordum. Bütün canlıların titreşimler halinde konuştuklarını hissediyordum. Sonra çimenlerin üzerinde uçar gibi gezinmeye başladım. Bir küre gibiydi çimenlik. Aynı anda kürenin öbür tarafını da görüyordum.

Hissettiğim mutluluğu ve rahatlığı tarif etmem imkansız. Böyle bir duyguyu ne öncesinde ne de sonrasında bu dünyada hiç hissetmedim. Uzun süredir ordaymışım, orası benim yurdum imiş gibi geliyordu. Bir anda uzaktan “Letafet, Letafet” sesleri gelmeye başladı. Sonradan öğrendiğime göre eşim Cavit beni sarsıyor, bana sesleniyor ve yanaklarımı tokatlıyormuş. O sarsmalarla birlikte şiddetli bir acı içinde kendime geldim. Eşim başımda durmuş yanaklarımı tokatlıyordu.

İlk sözüm “neden beni uyandırdın, ben çok mutluydum, neden beni döndürdün?” oldu. O gerçek mutluluğu tamamen yitirmiştim ve acılar içindeydim. Geri döndüğüme çok pişmandım. Eşim bana “sen ölmüştün, gözlerin açık ama sabitti, hiçbir hayat belirtin kalmamıştı” dedi.

Beni hemen hastaneye kaldırdılar ve ameliyata aldılar. Eğer 10 dakika gecikseymişim, kan kaybından ölecekmişim. Ameliyatla patlayan kistleri almışlar, ağır bir ameliyat olmuş. Doktorlar hayatta kalabileceğime teminat veremeyeceklerini söylemişler. Ama Allah’a şükür döndüm ve hayattayım.

Bu deneyim sonrasında ölüm korkum hiç kalmadı. Zaten önceden de rüyalarımda, daha sonra olacak olayları görüyordum. Eşime ve çevremdekilere yaşadıklarımı anlattığımda bana inandılar.

Çok istediğim halde o dünyanın görünüşünün ve mutluluk içinde uçtuğum yeşilliğin resmini hiç yapamadım.

Bir Ölüme Yakın Deneyim Yaşadığını ise uzun süre sonra öğrendi.

 
Toplam blog
: 51
: 2739
Kayıt tarihi
: 15.07.06
 
 

1961 yılında Çorum’un Osmancık ilçesinde dünyaya geldim. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde li..