Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '06

 
Kategori
Mizah
 

Bir bakıp çıkacam abi!

Bir bakıp çıkacam abi!
 

Efendim geçen sene bir Çeşme çıkartmamız oldu. Yazın ortasında tatil planları kurmaya başlamıştık ki sonunda eşimle açtık haritayı, baktık Çeşme’ de arkadaşlarımız da var, rotayı belirledik. Arabayla gitmekte inat ettiğim için annem saolsun arabaya mini, buzdolabı tipi bir şey koymuş. Gerçi mini’sini çıkartırsak buzdolabına meydan okur yani. Düşünün, Mersin’den on saatlik uzun bir yolculuktan sonra Çeşme’ ye vardık ve mini buzdolabımıza koyduğumuz içecekler hala bitmemişti. Sevgili annem mini buzdolabımızla plaja gitmemizi önermişti. Hadi bu tür bir çılgınlığa kalkıştık diyelim, sözde mini soğutucumuz neredeyse tek kişinin kaldıramayacağı kadar ağır. Bir an için anneme kulak verseydim ne yaşayabileceğimi düşünün. Harika bir hava, cam gibi deniz , sosyete plaja yerleşmiş , bangır bangır müzik çalıyor, tüketilen enerji içeceğinin haddi hesabı yok , mafya toplantısı gibi herkes koca camlı gözlükler takmış. Buraya kadar her şey normal , en azından orada bulunanlar için. Karşınızda müthiş bir plaj ve sosyetik bir Çeşme manzarası var. Genelde saat beşten sonra biraz hareketlenmeye başlıyor ortalık ki bence çok normal. E o kadar enerji içeceğiyle yerinde durmak zaten imkansız. Yani güneşlenenlerden herhangi birini seçip yüz metre yarışlarına çıkarsanız inanın derece alır. Ortam patlamış, herkes çılgınca eğleniyor, arabayla yanaşıyorsunuz ve kapıyı açıp “hemşerim bi el at da şu benim mini , buzdolabını plaj ’a taşıyalım. İçinde gazoz neyin var. Memleketten şalgam , ayran, gözleme falan da getirdim”. Bir aylık erzak stoklayabileceğim buzdolabından bozma bir soğutucuyla plaja gitmem ben ya! Tamam , sosyetenin bağrında büyümedik ama her şeyin de bir yeri ve zamanı var. Anacığım kafandan neler geçti çok merak ettim. Bizi düşündüğün muhakkak ama devir değişti artık. Sosyetede böyle soğutucu falan olmuyor yani. Nasıl oluyor derseniz...Genelde enerji içeceğiyle karıştırılmış iki duble votka içiliyor ve dört şişe votka parası hesap ödenip üstüne de müesseseden bir bardak su içiliyor. Yani benim içeri soğutucu sokmam orada plaja donla girmek gibi bir şey oluyor. Zaten böyle bir şey olsaydı çok konuşulurdu çünkü Çeşme’de bir ilk olacaktı. Milletin ortasında karnımız acıksa “hele şu mini , buzdolabında Erzurum peyniri olacaktı biraz. Memlekette pide de yaptırdıydım çıkar da atıştıralım” diyemem. Belki küçük , ufak tefek bir şey olsa dikkat çekmeyecek. Yine bir şans var. Bir biraya bir gecelik otel parası vereceğime ufaklığı götürüp risk almayı tercih ederdim ama bizim sözde mini, soğutucuyla risk falan mümkün değil yani. Ne riski ya? İçini doldursan zaten yerinden kalkmaz. Ben bu fiyatlara ve sanırım bu ortama alışık olmadığım sürekli kazıklanan yabancı turist gibi hissettim. Ülkemizi ziyaret edenleri şimdi daha iyi anlıyorum.

Çok şükür Çeşme maceramız kazasız belasız bitti. Hem güzel bir yaz geçirdim hem de sosyeteye bir bakıp çıktık. En azından insanların neden bütün gün plajda oturup denize girmediğini anladım. Meğer biz ilk adımda hata yapmışız. Plaja öyle havlu veya basit terliklerle gidilmiyormuş. Mesela , bayanlar sizler için kural şu: bol makyaj , saçlar fönlü ve solaryumda hafif ızgara. Erkek adaylar için bu kadar sıkı olmasa da bir veya iki paket sigara , kıştan kalan vücut geliştirme izleri ve onbeş dakikası dolar üzerinden makul bir fiyatla kiralanan jet ski şart efendim.

Plaja soğutucu meselesine gelince...İster sosyete olsun ister olmasın sakın bu tür maceralara kalkışmayın. Niyetlenenleri uyarın ve hatta gerekirse zor kullanın! Hele benimki gibi “mini-soğutucu”nuz varsa yok edin!

 
Toplam blog
: 128
: 1989
Kayıt tarihi
: 03.10.06
 
 

Gözlerini kapat ve düşün: bir cümle kaç kişide farklı etki yaratır? Birbirimizi anlamanın gittikçe z..