Bir başka dünya mümkün!

Soğuk Ankara bugün misafirleriyle ısındı; yurdun her tarafından gelen çalışanlar "Krizin faturasını ödemeyeceğiz" ana belgisiyle bugün Ankara'da idi.

Ankara en görkemli en renkli mitinglerden birisine daha tanıklık etti.

Tüm ötekiler, solun her çeşidi, Yeşiller, benim de aralarında olduğum Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (BAK) ve Küresel Eylem Grubu, adını ilk kez duyduğum bir çok dernek ve vakıf, işyeri kolektifleri miting alanına sığmadı.

Hipodrum’dan Sıhhıye’ye kadar İnsanlar barış ve adalet isteyerek yürüdüler...

2009 bütçesinin silahlanma için, şirket kurtarmalar için değil; barış için, adalet için, iş için, sağlık ve eğitim gibi en temel ve sosyal haklar için, düzenlenmesini talep ettiler.

Kar değil insan!

Enerjiye değil emekçiye zam!

Savaş is-te-mi-yo-ruz.

Çatışma is-te-mi-yo-ruz!

Tank, top, tüfek is-te-mi-yo-ruz!

Okul istiyoruz, eğitim istiyoruz, adalet istiyoruz, eşitlik istiyoruz.

Savaşsız bir dünya istiyoruz!

Ve;

Öz-öz-özgürlük; talepleri küçük ve renkli Küresel BAK kortejinin öncelikleri idi. Açıkçası kortejin hızına yetişemedim; çünkü durup sloganlarını oturdukları yerde başlatıp koşarak yükseltiyorlardı. Yirmili yaşların enerjisi beni sadece gülümsetti; onlar bugün belki mitingin küçük gruplarından biri idi ancak enerjileri ve söylemleri dikkat çekici idi.

KESK Genel Başkanı Sami Evren de yoksulluktan sabrı taşanların, pahalılıktan tadı kaçanların, yolsuzluklardan siniri bozulanların, ayrımcılıktan tepesi atanların mitingde bir araya geldiklerini söyledi.

Evren, "Alkışlarımızla, ıslıklarımızla, sloganlarımızla, pankartlarımızla, yüreğimizle buradayız. İktidara meydan okuyoruz" diye konuştu.

12 Eylül askeri müdahalesinin ardından uygulanan ekonomi politikaları yüzünden sürekli kriz yaşandığını savunan Evren, bir krizin yaraları sarılmadan diğerinin yaşandığını ifade etti. Evren, sermaye kesimleriyle, küresel şirketlerle, IMF ile Dünya Bankası ile dost olmayı başaran iktidarların, kendi yurttaşlarıyla, işçilerle, kamu emekçileriyle, köylülerle dost olmayı başaramadıklarını öne sürdü.

Hükümet dilerim bu mitingte dile getirilen talepleri dikkate alır. Enerji fiyatlandırmasındaki insafsızlığa çare bulur. Enerji piyasası düzenleme kurulunun işlevini yeniden düzenler, ihale kurumu ile oynamaktan vazgeçer, çalışanların ücretlerini enerji piyasasının kar oranları! kadar olmasa da daha insaflı artırır.

Bu ülke de bir kez olaysız bir miting yaşanması için gereken tedbirleri alır.

İşsizliğe çare yeni projeleri uygulamaya geçirir, hukuk, personel rejimi, reformlarını hızlandırır; İsviçre’de paraları batan patronları değil; çalışarak ülkeye emek veren insanların yaşam standartlarını yükseltmeye yönelik politikalar geliştirir.

Tüm bunları yapmazsa da keyfi bilir; bu ülke insanları tüm farklılıklarıyla tüm sorunları yenecek enerjiye sahip, sadece her farklılık; anlamak ve anlaşılabilir olmak çabası ile karşısındakini içinden anlamaya çalışsın, ana sorunlarımızın demokrasi içinde ve özgürleşme yolunda siyaseten çözüleceği konusunda hem fikir olalım yeter.

Böylesi bir hareket akp'nin de, demokrasi karşıtlarının da üstesinden gelir.