Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir bezginliktir gidiyor bende!

Bir bezginliktir gidiyor bende!
 

Kaynak: İnternet


Üzerinize afiyet; bir bezginliktir gidiyor bende!

Elalemin toplumbilimcileri vatandaşlarını kalkındırmak için görev alırlar; sanırsın bizim bu konuda eğitim almış olanımız yok!

Olanlar varsa da ortaya çıkmıyorlar sanırım; bağzı yerlere danışman falan oluyorlar zahar; hatta elalemin toplumbilimcilerinin de bağzı yerlere danışmanlık sağladığından da şüpheliyim!

Mesela, eğitim kalitesi neden her geçen süre içinde düşer bir ülkede? Neden hak-hukuk, bilim gibi rasyonel değerler zedelenir ve yerine ne diye dini değerler koyulur?

Bunlar, toplumbilimcilerin konusu dahilindedir; ancak ne yazık ki ne “Bunlar olmasın” diyenler var, ne de bu konuda uyaranlar!

Sanırsın ki tüm toplumbilimciler tek bir amaca hizmet ediyor; bir toplum nasıl çökertilir!

Şeyy, elalemin adamları kendi ülkelerinin toplumlarını çökertmeye çalışmıyor; bilmem ne ülkesinden gelen talepler doğrultusunda o ülkenin toplumsal analizlerini yapıyorlar, bilimsel olarak, talep doğrultusunda ne yapılırsa nasıl bir sonuç alınır diye hesaplıyorlar, paralarını alıp, hizmetlerini sunuyorlar!

Uzun zamandır dikkat ediyorum; AKP şöyle bir yol izliyor: Diyelim ki sıkıntıya düştü, istisnasız her AKP’li aynı savunmayı yaparken aynı kişiyi ya da olayı yargılıyor.

Başka bir fikir, başka bir söz, yaklaşım yok!

Klişe var!

Bağzı toplumbilimciler çoğu okumaz, kulaktan dolma bilgilere meyillidir diye saptadıktan sonra toplumu, üç-beş kez aynı nakaratı duysa yeter de artar bile diyerek raporlamıştır; ki haklıdır!

Boşuna değildir yani senin-benim ciddiye almadığımız söylemlerin tekrarı!

******

Bu bezginlik de boşa değildir, elbet!

Bazı şeyleri görüp de bir şey yapamamak kadar bunları göremeyecek, görse dahi kabul etmeyecek bir toplum içinde bulunma gerçeği üzüyor, çaresiz hissettiriyor, umutsuzluğa sürüklüyor ki adı: Bezginlik!

Boşa kürek çekme duygusu... Yorgunluk; iflah olmaz zaten duygusuyla oluşan bitkinlik...

******

Oysa çok değil, bir ay bile geçmedi üstünden henüz, içimiz kıpır-kıpırdı; dağları devirecek kadar enerjik, umutlarımızı yakalayacak kadar azimliydik!...

Toplumbilimciler bizden yana olsalardı bu enerji nasıl bir sinerjiye dönerdi!

Hesabını yapmak, hayal etmek bile güzel!...

******

Anasını satayım; daha ilk geceden başladı koalisyon hesapları; olurdu-olmazdı dayatmaları!

Hala da sürüyor...

Halkı bezdirmek de bu olsa gerek; öyle sıkıldı, öyle bunaldı ki insanlar ve oy verdiklerinden öylesine nefret eder hale geldiler ki! Elalemin toplumbilimcilerinin aldıkları paralar resmen hakları oldu!...

İşlerini iyi yaptılar, yani!...

******

Bu arada; rasyonellikten epey uzaklaştığımız Ramazan ayında hocalara çeşitli sorular soruluyor ya, benim de bir-iki sorum var: Tecavüz etmek amaçlı kaçırdığı kız bir şekilde kendini kurtarırsa, kaçıranın hakim kararı ile serbest bırakılması caiz midir?

İkinci sorum da şu: Tecavüz amaçlı kaçırılan kız tecavüze direnirken ölürse mi makbuldür, yoksa ölmeyeyim diye tecavüze boyun eğerse mi?

Hakim; ölmeyeyim diye boyun eğene “ses çıkartmadın, elalemin oğlunu kendine tecavüz ettirerek adamın namusuna dokundun diye ceza verirse haklı olan kim olur?

Tecavüze yeltenen adam tecavüz edemeyince serbest bırakıldığında gidip de o kızı öldürse, ya da başka bir kıza tecavüz etse; etmekle bıraksa ya da öldürse...Bunun gühanı kime yazılır? Serbest bırakana mı yoksa tecavüzcüye mi?

 

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..