Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '18

 
Kategori
Söyleşi
 

Bir Bilene Sorduk

Bir Bilene Sorduk
 

Günümüzde kavramların anlamları, içerikleri değişti, eski sözler gözden, gündemden düştü, yenileri başköşeye yerleşti. Söz gelişi, bir zamanlar okuryazarlık vardı, şimdi bakar atarlık var. Uzun yazılar okunmuyor; gazeteler, dergiler şöyle bir bakılıp atılıyor, kitaplara öküzün trene baktığı gibi, pardon, televizyon ekranına bakar gibi bakıyorlar. Yazmanın yerini telefon aldı. Mesaj çekiliyor artık eşe dosta. Sevgililer aşk mektupları yazmaya üşeniyorlar, kalıplaşmış sözleri kopya edip birbirlerine yolluyorlar ya da çetleşiyorlar! Gazeteler yazıdan çok açık saçık resimlere, çıplak fotoğraflara yer veriyorlar; haber değil et satıyorlar!

            Bu durumu bir bilene sordum. İşte sorularım, işte yanıtlar:

            “Gazeteler hakkında ne diyorsunuz?”

            “Gazetelerin kimisi artık peçete oldu. Şöyle bir göz attıktan sonra sofra sermeye, ağız yüz silmeye, yerleri temizlemeye yarıyorlar. Kimisi de doktor kesildi. Her gün hastalıklarla, beslenmeyle ilgili yazı ve resimlerle adeta reçete yazıyorlar. Kim kiminle ne yapıyor, kim kimi ofsayda düşürüyor, kim düşeş kim gele atıyor, onları anlatıyorlar. Okumak için sayfaları çevirince ya kuponlarla ya da çıplak kadınlarla karşılaşıyoruz.

            “Eskiden ayıp denen bir şey vardı değil mi?”

            “O dediğin şey çoktandır kayıp!”

            “Vicdan nereye gitti?”

            “Vicdan çarşıda pazarda bir pula satılıyor. Bitpazarında bile yüzüne bakan olmuyor. Kafalara ve kalplere taht kuralı içi para dolu cüzdan, yok onu arayıp soran.”

            “Eski adı fazilet olan erdemden ne haber?”

            “Önce erdem nedir onu açıklayalım. Çünkü çoktan unutuldu. Erdem, doğrudan, iyiden yana olmaktır her dem. Erdemli kişi küçümsemez kimseyi, bakmaz kem. Toplumun huzuru için vurur istek ve arzularına gem. Esen rüzgâra göre değiştirmez gündem.”

            “Anladım. Bu da bulunduğumuz ortama uymuyor. Geçelim onu. Mert insan nasıldır?”

            “Mert ne yük olur insanlara ne de olur dert. İyi davranır masum kişilere ama zalimlere, kötülere karşı serttir. Kimsenin arkasından konuşmaz, açık sözlüdür.”

            “Devlet hakkındaki düşünceniz nedir?”

            “Eğer politikacı etmezse çıkarlarına alet, vatandaşlara babalığını gösterir elbet. Ama bizler de etmeliyiz ona hizmet. Adam gibi devletin olmadığı yerde, devlet gibi adamlar türer ve defterimizi dürer. Bil bunu da aç gözünü, yoksa açarlar gözünü, gösterirler gününü. Dev diye başlıyor. Gerçekten de tam bir devdir. Cüceler geçince başa, küçültmeye çalışırlar onu, oysa daha da küçülmek olur böylelerinin sonu.”

            “Bürokrasi nedir sizce?”

            “İşi yokuşa sürmekte yoktur eşi!”

            “Hukuk guguk mudur?”

            “Bir toplum olursa zalimlerin elinde kukla ve buna hiç ses çıkarmıyorsa, yakınmaya hakkı yoktur onun, boşuna uğraşmasın adaletle hukukla.”

            “Milletvekilleri gerçekten milletin vekili midirler?”

            “Eğer uzanıyorsa vicdanına bile liderin eli, özgür ve bağımsız değilse düşünceleri, hangi partiden olursa olsun, o kişi milletin vekili sayılmaz. Böyleleri liderlerinin emir eridir.”

            “Ne yapsınlar? Böyle yapmazlarsa bol maaşa, ödeneğe kavuşamazlar.”

            “Ne kadar olursa olsun aç ve yoksul, olursa bir kişi ona buna kul, duyguları öksüzdür, düşünceleri dul. Değeri de düşer, olur pul.”

            “Bir şairimiz, “insafın o yerde namı yok mu?” diye soruyor.

            “İnsaf, günümüzde sözlükte kalan bir laftır. Var olduğunu sananlar ya bilgisiz ya da saftır! Ölü gözünden yaş, imam evinden aş bekleme, yolda yürürken önüne bak, tekleme.”

 

*******************

 
Toplam blog
: 479
: 62
Kayıt tarihi
: 28.11.17
 
 

Emekli öğretmenim. Yazı ve şiirlerim 50 yıldır gazete ve dergilerde çıkar. 21 kitabım yayınlandı,..