Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '07

     
    Kategori
    Güncel
     

    Bir bindirilmiş kıta

    Bir bindirilmiş kıta
     

    Bundan 3-4 yıl öncesine kadar siyasetle ilgisi akşam haberlerini ve denk gelirse tartışma programlarını seyretmek olan bir insandım.Hayatım herkes gibi günlük işlerle geçiyordu.Elbette ki ülkem için zaman zaman endişelendiğim olmuştur ama hiçbir zaman acaba ben ne yapabilirim, elimden birşey gelir mi diye düşünmedim.Bunu düşünmesi gereken devlet adamlarının olduğu kanaatiyle içim rahattı.

    Gazete alırken de bana şu ya da bu gazeteyi verin de demezdim.Kızıma" Bir gazete al gelirken."derdim.Ya da elime hangisi gelirse onu alırdım.Çünkü gazete gazetedir işte.Tüm gazeteler aynı haberi yazmıyor mu sonuçta!

    Evet böyle düşünüyordum.Ne kadar saf bir düşünce değil mi?Ama öyle değilmiş.Ben böyle ülkemde ne dolaplar çevrildiğinin farkında olmadan o çok okunan gazeteleri okuyup, çok izlenen televizyonları seyrederken günler geçip gidiyordu.

    Atv televizyonunda yayınlanan Ceviz Kabuğu programını hiç kaçırmazdım.Hulki Cevizoğlu'nun sabahlara kadar süren programını izlemek benim en büyük zevkimdi.Cevizoğlu o zamanlar güncel kitapların yazarlarını konuk ederdi.İlginç gelirdi bana.Sonra ne olduysa Cevizoğlunun programı atv den kaldırıldı.Kanal kanal aradım taradım.Tam buldum derken yine kanal değiştiriyordu.Ne oluyordu böyle.

    Birkaç ay izleyemedim.Sonra bir gün Cevizoğlu'nun Kanalturk diye bir kanalda programına devam ettiğini öğrendim.Ama uydu alıcısı olmadan seyredilmiyordu bu kanal.Hemen gidip bir uydu alıcısı aldım."Oh be sonunda kavuştum en sevdiğim programa."dedim.

    İşte böylelikle Kanalturkle de tanışmış oldum.Doğal olarak diğer programları da izlemeye başladım.

    Başladım ama gelin görün ki ben eski ben değildim artık.O güvendiğimiz devlet adamlarının neler yaptığını ve o gazete diye alıp okuduğumuz gazetelerin bunları nasıl da görmezden geldiğini öğrendim.Sadece ben değil pek çok kişi uyuduğumuz uykudan uyandık.Artık eskisi gibi başımı yastığa koyunca uyuyamıyorum. Rahatsızım, ülkemin geleceğinden kaygılıyım.Artık"Ben ne yapabilirim acaba?"diye soruyorum kendime.

    Tüm bu olanları bizden saklayan medyayı artık görmek, duymak istemiyorum.İşin en acı tarafı ne biliyor musunuz?Birmilyonun üzerinde katılımın olduğu bir dev mitingi dahi görmezden gelecek kadar gözleri kararmış olması.Bunu onlara yaptıran güç bizlere"darbeciler""bindirilmiş kıtalar" dedi.

    14 Nisan mitingine giderken bu tek kişilik bindirilmiş kıta ne yaptı anlatayım size öyleyse;kredi kartımla Ankara'ya gidiş dönüş bilet aldım.Banka kartımdaki ek hesabımdan bir miktar para çektim.(faiziyle daha sonra geri ödeyeceğim)sırt çantama bir Türk bayrağı, fotoğraf makinesi, kuru yiyecek, su vs.koydum ve kızımla vedalaşıp gece 12:00 de otobüse binip yola koyuldum.İçimde"kendi adıma ne yapabilirim"sorusuna cevap bulmanın huzuruyla hiç uyumadan 6 saat sonra Ankara'ya vardım.Saat daha çok erkendi.Biraz oyalandım ve yürüyüşü kaçırmak istemediğim için doğru AKM'ne gittim.

    Evet benim gibi çok insan vardı orada.Çoook.Miting boyunca kaç kez ağladım bilmiyorum.Güneş gözlüklerim sakladı gözlerimdeki yaşı.Miting bittiğinde tekrar otobüse binip yaşadığım şehre döndüm.Hayatımda bu kadar yorulduğumu ve aynı zamanda bu kadar huzurlu olduğumu hatırlamıyorum.

    Bunları bize bindirilmiş kıta diye adlandıran başbakan duysun.Ben ne sağcı ne de solcuyum.Partiye değil lidere oy veririm.Atatürk ilkelerine bağlı , demokratik, milletinin çıkarlarını gözeten dimdik durabilen gerektiğinde ülke çıkarları için diklenebilen bir lider istiyorum.Tam bağımsız bir Türkiye istiyorum.

    Şimdi gelelim bu büyük mitingi görmezden gelen medyaya.Bir çift laf etmeden olmaz değil mi.Siz bizi görmediniz biz de sizi görmüyoruz.Görüntü aldınız kameralarınız oradaydı ama yayınlamadınız.Kameralarınız bir kargaşa çıkarsa onu görüntülemek amacıyla oraya gönderildi bunun da farkındayız.Ama yakalamak istediğiniz o kareleri size o seçkin topluluk vermedi.Orası yurtsever insanların toplandığı asil bir topluluktu.Filmlerinizi boşa harcadınız.Bu sizin ayıbınız.Alın ayıbınızı gidin...O çook izlenen programlarınızı da alın gidin.Ama artık çoğunluk uyandı.Bizim alnımız da yolumuz da açık.Medyamız bize sahip çıkamadı, dik duramadı, gereğini yapmadı.

    Sessizliğimiz asaletimizdendir.Yanlış anlaşılmasın.Bu yazının amacı halktan gerçekleri olanı biteni saklayan görevini layıkı ile yapmayan medyayı uyarmaktır.Başka bir amacım yoktur.İster yayınlayın isterseniz yayınlamayın.Nasıl isterseniz öyle yapın.

     
    Toplam blog
    : 1
    : 530
    Kayıt tarihi
    : 26.04.07
     
     

    Ben bir Atatürk öğretmeniyim. Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum..